Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Mükellef Hakları

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
8985OKUNMA

Devreden KDV’lerin İadesi İçin Bitmeyen Bekleyiş

Yakın tarihimizin ekonomik ve siyasi tarihine baktığımızda 2010’lu yılların ikinci yarısını “Deprem Fırtınası” tabirinden hareketle “Seçim Fırtınası” olarak adlandırabiliriz.

Anayasa referandumu, Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel ve yerel seçimler derken neredeyse seçimsiz bir yıl geçmedi.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de vergi konusundaki seçim vaatleri doğal olarak ya bazı vergilerde indirim yapmak ya da vergilerde iade yapmak çerçevesinde gerçekleşiyor.

 167 milyar Liralık devreden KDV’lerin iadesi

Dönemin Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından ilk olarak, Ocak 2018’de TBMM’de Plan Bütçe Komisyonunda, hazırlanmakta olan KDV Reform Tasarısı içinde mükelleflerin devreden KDV’lerini iade etmeye yönelik düzenlemelerin olduğu açıklandı.

Elbette ki bu haber iş çevrelerinde çok büyük heyecan yarattı.

Zira 33 yıldır uygulamada olan KDV Kanunu için çok önemli bir reform olacaktı.

Çünkü Türk KDV Kanunu, Avrupa’daki muadillerinin aksine, devreden KDV’lerin iadesine izin vermiyordu.

İş dünyasının beklediği an geldi ve 14 Mart 2018’de Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Hükümet tarafından TBMM’ye sunuldu.

Tasarının en can alıcı maddeleri;

  • 1 Ocak 1985 tarihinden (KDVK’nın yürürlüğe girdiği tarih) o güne kadar, indirim yoluyla telafi edilemeyen ve sonraki döneme devreden katma değer vergilerinin, idareye tanınan yetki çerçevesinde ve yıllara yayılı bir şekilde, bütçe imkanları da göz önünde bulundurularak, iade edilebilmesi (nakit ya da Devlet iç borçlanma senedi olarak) ve
  • 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren de indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin mükelleflere iadesinin yapılmasıydı.

Ancak reform olarak iş dünyasına sunulan “devreden KDV’nin iadesi” düzenlemesi son anda Genel Kurulda KDV Yasasından çıkarıldı.

İlgili düzenleme olmaksızın diğer değişiklikler kabul edildi ve Resmi Gazete’de yayımlandı.

İş dünyası eskilerin tabiri ile “sükûtu hayale uğradı” (Hayal kırıklığına uğradı)

Düzenlemenin bir daha gündeme gelip gelmeyeceği konusunda ise dönemin Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın DÜNYA Gazetesi’nden Canan Sakarya’ya açıklaması şu yönde olmuştu:

“Biz iş dünyasının bu konularla ilgili taleplerini her zaman dinliyoruz yine dinleriz. Teknik olarak üzerinde bir daha çalışmak gerekiyor. Özel sektör bu konuyu gündeme getiriyorsa, teknik olarak gündemde tutuyorsa, bu konuyla ilgili özel sektörün isteklerini dinleyeceğiz, dikkate alacağız başka çaremiz yok.”

“Devreden KDV konusunda yeniden ne zaman adım atılır” sorusuna ise Bakan, “Şu anda bir takvim yok” İş âleminin böyle bir talebi var mı? Var. Bir talepte bulunuyorlar mı? Bulunuyorlar. Biz bu konuda onların söylediklerini dinleriz, hükümete konuyu götürürüz, burada bir sıkıntı yok” cevabını vermişti. 

Devreden KDV’lerin neden kaynaklandığı sorunu

Yasa Tasarısı TBMM-Plan ve Bütçe Komisyonunda ele alınırken Maliye’nin kaygısının, devreden KDV bakiyesinin ne kadarlık kısmının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerden (İşletmelerin defterlerine kaydettiği naylon faturalardan) ne kadarlık kısmının ise gerçek işlemlerden kaynaklandığının tespit edilememesi olduğu anlaşılmıştı

Zira haksız yere iade yapmak vicdanları yaralayacak, ileride de Sayıştay denetimlerinde bu iadelerin altında imzası olan Vergi Dairesi Müdürleri ve diğer yöneticiler soruşturma hatta zimmet iddiasıyla karşı karşıya kalabileceklerdi.

Bakanın açıklamasına göre 31 Aralık 2017 tarihi itibariyle 167 milyar liralık iade oluşmuş, 1 milyon liranın üzerinde KDV alacağı olan mükellef sayısı 16 bin 150 idi. Ve her yıl 5 milyar lira bu tutara eklenmeye devam ediyordu.

 İşletmelerde devreden KDV’lerinin birikmesinin temel nedeni;

“Müşterilerine sattıkları mal ve hizmetler için tahsil ettikleri KDV tutarlarının, kendilerinin yaptığı mal ve hizmetler için ödedikleri KDV’lerden az olmasıdır”

Peki, bu durum nasıl oluşur?

Bu durum gerçek ticari işlemlerden oluşabileceği gibi hayali işlemlerden de oluşabilir.

Şöyle ki;

Zararına mal veya hizmet satılmışsa, ticari işlerden genel anlamda zarar edilmişse, stoklar şişerken mal ve hizmet satışı mümkün olmamışsa… Devreden KDV oluşabilir.

Ancak işletmenin kayıtlı olarak mal alıp kayıt dışı satması nedeniyle stokların şişmesiyle veya naylon fatura kullanmasıyla da Devreden KDV oluşabilir. Buradaki Devreden KDV ise gerçek dışıdır.

İşte Maliyenin tereddüdü de haklı olarak bu son kısımdan oluşuyor.

Gelir İdaresinin 2013 yılından beri yayınlamayı durdurduğu, Beyanname Özetlerine baktığımızda zarar beyan eden mükellef sayısının epeyce yüksek olduğunu görmekteyiz.

  • Beyanname veren gelir vergisi mükelleflerinin %47,2’si (Toplam beyanın %17,8’i zarar).
  • Beyanname veren kurumlar vergisi mükelleflerinin ise %40,6’sı zararbeyan ediyor (Toplam beyanın %31,1’i zarar).

Zarar eden mükelleflerde doğal olarak devreden KDV oluşacaktır. Çünkü KDV’nin sistematiği bizi bu sonuca ulaştırıyor.

 Koronavirüs krizi iş dünyasında KDV iadesi umutlarını tazeledi

DÜNYA Gazetesi’nden deneyimli gazeteci Canan Sakarya’nın 24 Temmuz 2020 tarihli haberi iş dünyasında yeni bir heyecan yarattı.

CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, devreden KDV'nin iade edilmemesinden kaynaklanan finansman sorunları ile devreden KDV'nin iadesine yönelik düzenlemenin yapılması hâlinde ekonomide yaratacağı olumlu etkinin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırma önergesi verdi.

Sonrasında ise kulisler ısınmaya başladı.

İş dünyasındaki dost sohbetlerinde beklenti “Acaba muhalefetin bu önerisi iktidar tarafından hayata geçirilebilir mi?” şeklinde dile getiriliyor.

Devreden KDV’ler iade edilir mi edilmez mi?

Konuya Maliye cephesinden bakılırsa istatistikler iade rakamlarının tamamının gerçek olup olmadığı konusunda sıkıntılı olduğunu ortaya koyuyor.

Mükellef cephesinden bakıldığında ise gerçek işlemleri nedeniyle birikmiş KDV’si olan mükelleflerin bu paraları alamamış olmaları, onların Devleti finanse ettikleri anlamına geliyor ve iadelerini istemekte sonuna kadar haklılar.

Öte yandan Maliye’nin her yıl yaptığı toplam iade rakamına baktığımızda, şu anda tutarının 200 milyar TL civarında olduğu ifade edilen Devreden KDV stokunun neredeyse yıllık iade tutarının 50 milyar TL üstünde olduğunu görüyoruz.

YILLARASGARİ GEÇİM İNDİRİMİİHRACATTA KDV İADESİDİĞER İADELER TOPLAM
201517.256.44122.486.74318.623.63258.366.816
201623.864.05025.250.39922.959.01372.073.462
201727.919.79632.778.31929.664.14190.362.256
201832.453.21448.259.40437.614.150118.326.768
201940.095.54360.545.42148.222.591148.863.555
Kaynak: gib.gov.tr (Bin TL)

 Sonuç olarak;

Bizim görüşümüz; sayıları 8 bin 500 civarında olan vergi müfettişini ve 2.803Yeminli Mali Müşaviri sürecin içine dahil ederek, gerçekten iade hakkı olan mükelleflerin daha fazla zarar görmesini önleyecek uygun bir program (yöntem ve takvim) çerçevesinde iadelerin yapılmasıdır.

Bir başka ifadeyle gerçekten devreden KDV alacağı olanlar ile naylon fatura ya da kayıt dışı işlemler nedeniyle gerçek olmayan devreden KDV stoku biriktirenlerin ayrıştırılması ve bu suretle, halkın parasının çarçur edilmesine fırsat vermeden sorun çözülmüş olur.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor