Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Bülent TAŞ
Bülent TAŞ
1073OKUNMA

Yine yeniden Varlık Barışı

Yurt dışında ve yurt içinde kayıt dışında bulunan varlıkların kayıt altına alınması için af niteliğinde düzenlemelerin sona ermesine bir türlü izin vermiyoruz.

Uygulama sonuçları açıklanmadığı için, buna neden izin vermediğimizi, çok başarılı olduğu için mi yoksa başarısız olduk ancak belki bu sefer oluruz düşüncesiyle mi uygulamayı sürdürdüğümüzü bilemiyoruz.

Bugüne kadar genellikle aynı düzenlemeyi tekrarlayarak ilerliyorken 7417 sayılı Kanun ile biraz değişiklik yoluna gidilmiş görünüyor. Ancak yapılan düzenlemenin kaleme alınış tarzı oldukça karmaşık olmuştur.

Aşağıda düzenlemeyi biraz daha anlaşılabilir kılmaya çalıştım.

Umarım olmuştur.

Yurtdışı varlıkların ülkeye getirilmesi

Vergi mükellefi olsun olmasın, vergiye tabi kazancın tespitinde defter tutma yükümlüğü bulunsun bulunmasın tüm gerçek veya tüzel kişiler, yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını 31 Mart 2023 tarihine kadar banka veya aracı kurumlara bildirebileceklerdir.

Defter tutma yükümlülüğü bulunanlar, yurt dışında bulunan varlıklarını yurt dışındaki banka veya finans kurumlarına olan ve kanuni defterlerinde kayıtlı olan kredilerin en geç 31 Mart 2023 tarihine kadar kapatılmasında kullanabileceklerdir. Bu takdirde, varlıkların Türkiye’ye getirilme şartı aranmayacak.

Bu varlıklar için banka ve aracı kurumlara bildirim şartı olup olmadığı, bu varlıklar için bir vergi ödeme yükümlüğü bulunup bulunmadığı, vergi ödeme yükümlüğü varsa oranın ne olduğu tartışmalıdır.

Defter tutma yükümlülüğü bulunanların kanunun yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerinde kayıtlı bulunan sermaye avansları kanunun yürürlük tarihinden önce yurt dışından getirmiş oldukları varlıklarla karşılamış olmaları halinde sermaye avanslarını sermaye artırımında kullanmaksızın kapatabilme imkanına sahip olacaklardır.

Sermaye avansı en geç 31 Mart 2023 tarihine kadar kapatılmalıdır. Bu varlıklar için banka ve aracı kurumlara bildirim şartı olup olmadığı, bu varlıklar için bir vergi ödeme yükümlülüğü bulunmadığı, vergi ödeme yükümlülüğü varsa oranın ne olduğu tartışmalıdır.

Bankalara ve aracı kurumlara bildirilen varlıklar VUK uyarınca defter tutmak zorunda olanlar tarafından defterlere kaydedilebilecek, bilanço esasına tabi olanların defterlere kaydettikleri varlıklar için pasifte bir fon hesabı oluşturmaları gerekecektir.

İki yıl geçmediği sürece bu fon hesabının işletmeden çekilmesi veya sermaye artırımı dışında başka amaçla kullanılması mümkün olmayacaktır. İki yıl geçtikten sonra fon işletmeden çekilebileceği gibi başka amaçlarla da kullanılabilecektir. Bu durumda gerek vergiye tabi kazanç olarak gerekse kâr payı olarak vergiye tabi tutulması söz konusu olmayacaktır. İki yıllık süre dolmadan çekilirse fon tutarının kazanç olarak vergiye tabi tutulması ve aynı zamanda kâr payı olarak da vergilendirilmesi söz konusu olacaktır. İki yıllık süre dolmadan işletmenin tasfiyesi halinde fonun kurum kazancı ve kâr payı olarak vergiye tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

Kayda alınan varlıklar üzerinden amortisman ayrılamayacak, bu varlıkların satışından doğacak zararların indirim konusu yapılması mümkün olmayacaktır.

Banka ve aracı kurumlara bildirilen varlıkların değerleri üzerinden hesaplanacak vergi banka ve aracı kurumlar tarafından bildirimde bulunanlardan tahsil edilerek vergi dairesine aktarılacaktır.

Uygulanacak vergi oranı;

  • 30 Eylül 2022 tarihine kadar yapılan bildirimler için %1,
  • 1 Ekim 2022 tarihi ila 31 Aralık 2022 tarihi (bu tarih dahil) arasında yapılan bildirimler için %2,
  • 31 Mart 2023 tarihine kadar yapılan bildirimler için %3 tür.

Vergi peşin olarak alınacak ancak varlıkların Türkiye’ye getirilip 1 yıl süreyle bankalarda tutulması halinde tahsil edilen vergiler iade edilebilecektir.

Sonuç olarak varlıkların Türkiye’ye getirilmesi zorunlu değildir. Getirenlere vergi avantajı söz konusudur.

Ayrıca bu verginin, vergiye tabi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması veya başka bir vergiden mahsup edilmesi de mümkün olmayacaktır.

Bildirim süresi sona erdikten sonra bildirime ilişkin düzeltme de yapılamayacaktır.

Bildirilen varlıklara isabet eden tutarlara ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır. Başka nedenlerle inceleme yapıldığı durumda madde kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığı tespiti edilen matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılamayacaktır.

Matrah farkının hangi durumlarda bildirilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığı kanunda net olarak belirlenmemiş olup uygulamada önemli sıkıntılar yaratması kuvvetle muhtemeldir.

Bildirimde bulunulduğu halde üç ay içinde Türkiye’ye getirilip bir banka ve aracı kuruma aktarılmayan varlıklar için incelemeden bağışık tutulmak mümkün olamayacaktır. Ayrıca bildirim üzerine hesaplanan verginin ödenmemesi durumunda da incelemeden bağışık tutulmak mümkün olamayacaktır.

Türkiye’de bulunan varlıkların kayda alınması

Defter tutma yükümlülüğü altında bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31 Mart 2023 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilebilecektir.

Beyan edilen varlıklar, Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından bildirim veya beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilebilecektir.

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı oluşturacaklardır. İki yıl geçmediği sürece bu fon hesabının işletmeden çekilmesi veya sermaye artırımı dışında başka amaçla kullanılması mümkün olmayacaktır. İki yıl geçtikten sonra fon işletmeden çekilebilecek veya başka amaçlarla da kullanılabilecektir. Bu durumda ne vergiye tabi kazanç olarak ne de kâr payı olarak vergiye tabi tutulması söz konusu olmayacaktır. İki yıllık süre dolmadan çekilirse fon tutarı kazanç olarak vergiye tabi tutulacağı gibi kâr payı olarak da vergilendirilecektir. Ayrıca iki yıllık süre dolmadan işletmenin tasfiyesi halinde fon kurum kazancı ve kâr payı olarak vergiye tabi tutulamayacaktır.

Beyana konu edilen varlıklar amortismana tabi tutulamayacak, bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, indirim konusu yapılamayacaktır.

Beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devrine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden tapu harcı alınmayacaktır. Bu taşınmazların işletmeye devri nedeniyle gerçek kişi nezdinde herhangi bir gelir vergisi doğmayacaktır.

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti veya VUK kapsamında defter tutma yükümlülüğü bulunmayanlar veya şahsi işletmesinden bağımsız olarak beyanda bulunmak isteyenler de varlık beyanında bulunabileceklerdir. Ancak, bunlar tarafından taşınmaz dışındaki varlıkların en geç beyan tarihi itibarıyla banka veya aracı kurumlara yatırılmak suretiyle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %3 oranında vergi tarh edilecek, bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir. Vergi, hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecektir. Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi halinde vergi aslı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve iade edilmeyecektir.

Beyan süresi sona erdikten sonra beyanlara ilişkin düzeltme yapılamayacaktır.

Beyan edilen varlıklara isabet eden tutarlara ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır. Başka nedenlerle inceleme yapıldığı durumda madde kapsamında beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığı tespiti edilen matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılamayacaktır.

Matrah farkının hangi durumlarda bildirilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığı kanunda net olarak belirlenmemiş olup uygulamada önemli sıkıntılar yaratması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca beyan üzerine hesaplanan verginin ödenmemesi durumunda da incelemeden bağışık tutulmak mümkün olamayacaktır.

Beyan süresi sona erdikten sonra beyanlara ilişkin düzeltme yapılamayacaktır.

Sonuç

Ben böylesi af düzenlemelerini tekrarlayarak kayıt dışı varlıkların kayıt altına alınabileceğini düşünmüyorum. Faaliyetler kayıt dışı olduğu sürece faaliyetlerden kaynaklanan gelirin dönüştüğü varlıklar da kayıt dışında olacaktır.

Kayıt dışı ile mücadele için samimi bir mücadele iradesine, güçlü ve kapasitesi yüksek Gelir İdaresine, samimi bir uluslararası işbirliğine ihtiyaç var.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor