Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Cengizhan Hakan O. DOĞRUYOL
Cengizhan Hakan O. DOĞRUYOL
894OKUNMA

Mücbir sebep haline ilişkin duyurular

Kahramanmaraş İlinde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler sonrasında Gelir İdaresi Başkanlığı’nın İnternet Sitesi’nde yayımlanan duyurularla depremden etkilenen illerimizde mücbir sebep hali ilan edilmiştir.

İncelediğimiz duyurular, şubat ayı içerisinde, sırasıyla 8.2.2023-14.2.2023-16.2.2023 ve 21.2.2023 tarihlerinde yayımlanmıştır. 8.6.2023 tarihli Duyuru ise bunlara, olağanüstü koşulları düzenlemesi bakımından benzerlik göstermesi sebebiyle yazımıza konu edilmiştir.

Bu kapsamda, duyuruların hukuki dayanakları açıklandıktan sonra nasıl bir tablonun ortaya çıktığı gösterilecek, bunların içerik ve yazım tekniği eleştirel olarak incelenecektir.

Duyuruların Hukuki Dayanakları

Duyurulardan şubat ayı içerisinde yayımlanan ilk dördü, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan “mücbir sebep” kavramına, 8.6.2023 tarihli olanı ise 2872 sayılı Çevre Kanunu’nda yer alan yetkiye dayanmaktadır.

Mücbir Sebeplerin Mahiyeti ve Sonuçları

İki farklı yönü mücbir sebepleri vergiye ilişkin diğer olaylardan ayırmaktadır. Bunlardan ilki, mücbir sebeplerin, vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olmasıdır. İkincisi, bu olayların kişinin iradesi dışında vukua gelmesidir.

Mücbir sebepler; ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk; yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler; mecburi gaybubetler; defter ve vesikalarının sahibinin elinden çıkmış bulunması gibi hallerdir. Vergi Usul Kanunu’nun 13’üncü maddesinin sonu, “gibi hallerdir” ibaresiyle bittiğinden, bu sebeplerin kanun koyucu tarafından sınırlandırılmadığı, sadece örneklendirildiği, dolayısıyla sayılan örneklere benzer başka olayların da mücbir sebep sayılabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Mücbir sebepler, vergi hukukunda önemli sonuçlar doğurmaktadır. İlk sonuç, bu sebeplerden her hangi birinin bulunması halinde, sebep ortadan kalkıncaya kadar sürelerin işlememesidir. Bu takdirde tarh zaman aşımı işlemeyen süreler kadar uzamaktadır.(1)

İkinci önemli sonuç, mücbir sebeplerden herhangi birinin vukua geldiği malum ise veya tevsik ve ispat olunursa vergi cezasının kesilmemesidir.(2)

Son olarak belirteceğimiz, konumuzla ilgili olan sonuç ise mücbir sebep dolayısıyla, idarenin, kanunda hükme bağlanmış olan bazı olağan dışı yetkilere sahip olmasıdır. Bu yetkiler iki grup halinde analiz edilebilir.

Evvela, Hazine ve Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla;

  • Mücbir sebep hali ilân etmeye ve
  • Bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye,

yetkili kılınmıştır.

Bu yetki vergi türleri ve işyerleri itibarıyla;

  • Beyannamelerin toplulaştırılması,
  • Yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve
  • Beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması,

şeklinde de kullanılabilir.(3)

Bu uygulama dolayısıyla sürenin uzaması halinde vade, uzayan sürenin bittiği gündür.(4)

Bakanlık, ikinci olarak, ödeme sürelerini uzatmaya yetkili kılınmıştır. Bu bağlamda, Hazine ve Maliye Bakanlığı; mücbir sebep hali ilân edilen yerlerdeki mükelleflerin,

  • Vergi Usul Kanunu kapsamında olup, ödeme süresi afet tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri ile
  • Bu Kanun’un 15’inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere istinaden tahakkuk ettirilen vergilerin,

ödeme sürelerini, vadelerinin bitim tarihinden itibaren azamî bir yıl süreyle uzatmaya yetkilidir.

Bu yetki; bölge, il, ilçe, mahal ve afetten zarar görenler ile afetten zarar görme derecesi veya vergi türleri itibarıyla farklı süreler tespit etmek suretiyle de kullanılabilir.

Bu suretle belli edilen günler verginin vadesi yerine geçer.(5)

Sonuç itibariyle, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Vergi Usul Kanunu’nun yukarıda açıkladığımız 15’inci ve 111’inci maddelerindeki yetkilerini kullanmak suretiyle şubat ayı içinde 4 adet duyuru yayımlamıştır.

Aşağıda, bunları daha yakından incelemeden önce, Çevre Kanunu’ndan alınan yetkiden söz edeceğiz.

Çevre Kanunu’ndan Alınan Yetki 

2872 sayılı Çevre Kanunu’nun ek 11’inci maddesinde "geri kazanım katılım payı" düzenlenmiştir.

Yurt içinde piyasaya arz edilen bu Kanuna ekli (1) sayılı listede yer alan ürünlerden poşetler için satış noktalarından, diğer ürünler için piyasaya sürenlerden/ithalatçılardan bu listede belirtilen tutarda geri kazanım katılım payı tahsil edilmektedir. Bu listedeki ürünlerden herhangi birinin piyasaya arzının, farklı bir ürünün, malzemenin veya eşyanın ithalatı ile birlikte gerçekleşmesi halinde geri kazanım katılım payı ithalatçıdan tahsil edilmektedir. 

Ek maddenin üç ve dördüncü fıkralarında, Hazine ve Maliye Bakanlığı;

  • Geri kazanım katılım payının beyan ve ödeme sürelerini kanuni süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirlemeye,
  • Geri kazanım katılım payı beyannamelerinin verilme sürelerini; kapsama girenlerin sektörleri, gayrisafi iş hasılatları, istihdam edilen işçi sayıları dikkate alınarak il ve ilçe sınırları itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte aylık, üç aylık veya altı aylık dönemler halinde tespit etmeye; beyannamelerin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesine zorunluluk getirmeye, bu beyannamelerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususunda izin vermeye, bu kişileri aracı kılmaya veya zorunlu tutmaya ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın görüşünü alarak),

yetkili kılınmıştır.

2872 sayılı Kanun’un ek 11’inci maddesinin Hazine ve Maliye Bakanlığı’na vermiş olduğu bu yetkiye dayanılarak beyan dönemleri, 2020 yılında altı aylık, takip eden yıllar için üç aylık olarak belirlenmiştir. Geri kazanım katılım payı beyannamesinin, plastik poşetin satışının yapıldığı ve diğer ürünler için piyasaya sürüldüğü/ithal edildiği beyan dönemini takip eden ayın son günü saat 23.59’a kadar yetkili vergi dairesine elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.(6)

Beyanname Verme ve Ödeme Sürelerinde Genel Yetki

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 28’inci maddesi ile Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, beyannamelerin verilme ve ödeme sürelerinin son gününü, kanunî süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirlemeye yetkili kılınmıştır. Bu yetki olağanüstü dönemler dışında da kullanılabilen genel bir yetki mahiyetindedir. Sözü edilen yetkinin kullanıldığına dair çok sayıda örneğe rastlamak mümkündür.

Mücbir Sebep Duyuruları Sonrasında Ortaya Çıkan Tablo

Konumuza ilişkin 08.02.2023 tarihli ilk Duyuruda şöyle denilmektedir: “06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş ilinde meydana gelen deprem felaketine  ilişkin olarak, depremden etkilenen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde Bakanlığımız tarafından, mücbir sebep hali ilan edilmesi uygun bulunmuştur.”

Yayın tarihi 16.02.2023 olan Duyuruda Elazığ İli; 21.02.2023 tarihli Duyuruda, Sivas İli Gürün İlçesi kapsama alınmış; yayın tarihi 14.02.2023 olan Duyuruda ise bize göre eleştiriye oldukça açık şekilde, deprem nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen illerdeki meslek mensuplarıyla deprem tarihi itibarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan ve mücbir sebep ilan edilen yerler dışındaki mükellefler kapsama dahil edilmiştir.

Sözü edilen duyurular sonrasında şöyle bir tablo ortaya çıkmıştır:

  • Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa, Elazığ ve Sivas İli Gürün İlçesi kapsama alınmıştır.
  • Mücbir sebep halinin 06.02.2023 ila 31.07.2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında olduğu ilan edilmiştir.
  • Bu dönemde verilmesi gereken beyanname ve bildirimler 15.08.2023 Salı günü sonuna kadar verilebilecektir.
  • Bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergiler 31.08.2023 Perşembe günü sonuna kadar ödenebilecektir.
  • Deprem  tarihinden önce tahakkuk etmiş, ödeme süresi mücbir sebep hali ilan edilen süreye rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizi 31.08.2023 Perşembe günü sonuna kadar ödenebilecektir.
  • 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisinin ikinci taksiti 31.08.2023 Perşembe günü sonuna kadar ödenebilecektir.
  • Deprem tarihinden önce ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen ve vadesi mücbir sebep halinin başladığı tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizi 31.08.2023 Perşembe günü sonuna kadar ödenebilecektir.
  • Bununla birlikte, söz konusu yerlerde bulunan mükellefler tarafından, mücbir sebep hali süresi içerisinde verilmesi gereken 2023 yılı 1’inci geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannamelerinin verilmeyeceği ifade edilmiştir.
  • Ayrıca, söz konusu duyuruların üçünde, ilan edilen yerlerde bulunan vergi mükelleflerinin vergi borçlarının 02.10.2023 Pazartesi günü sonuna kadar başvuru yapmaları ve gerekli şartları taşımaları kaydıyla faiz alınmaksızın 24 aya kadar taksitlendirileceği de belirtilmektedir.

8.6.2023 tarihli Duyuruda ise, 6.2.2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Bakanlıkça mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki vergi dairelerine bağlı mükellefler için, 2023 yılı geri kazanım katılım payı beyan dönemleri altı aylık olarak belirlenmiştir.

Duyuruların İçerik ve Yazım Tekniği Bakımından Eleştirisi

Benzer metinlerin yazımının iyileştirilebilmesi düşüncesiyle, aşağıda, bahsi geçen duyurular eleştirel gözle incelenmektedir.

Bu anlayışla, duyurulara ilişkin üç eleştiriye yer verilmiştir. Eleştirilerimizin ilki, kanuni dayanakların açıkça belirtilmemiş olması, ikincisi mücbir sebep ilan edilen yerler dışındaki bazı mükelleflerin depremden doğrudan etkilenmedikleri halde, vergi kolaylıklarından otomatikman yararlanabilecek bir konuma eriştirilmeleri; üçüncüsü ise duyuruların kapsamının belirsizliğine yöneliktir. Bu belirsizlik üç noktada somutlaştırılmıştır.

İlk eleştirimiz, şubat ayında yayımlanan duyurularda, kanuni dayanakların belirtilmemiş olmasıdır. Bu metinlerde, Vergi Usul Kanunu’nun idareye yetki veren hükümleri kanun madde numarası ya da içerik olarak belirtilmemiştir. Oysa mücbir sebeplerin farklı boyutlarıyla ilgili diğer düzenleyici metinlerde, örneğin genel tebliğ ve sirkülerlerde anılan Kanun’un ilgili maddeleri mutlaka vurgulanmaktadır.

Prensip olarak, Bakanlığın özelge şeklinde muhataplarına hitaben düzenlediği yazılar da dahil olmak üzere, oluşturulan tüm idari metinlerde, metnin konusunun hangi kanun maddesine dayandırıldığı öteden beri ifade edilegelmektedir. Şubat ayında yayımlanan duyurularda da aynı prensibe uygun bir yazım tekniği benimsenebilirdi. Hatta alacağın çeşidi yönüyle duyuru kapsamının daha geniş anlaşılabilmesi/yorumlanabilmesi için, bazı gelir türleri bakımından, Vergi Usul Kanunu dışında, başka kanunlarda yer alan idareye yetki veren hükümlere dahi atıf yapılabilirdi.

8.6.2023 tarihli Duyuruda, şubat ayındaki diğer duyurulardan farklı olarak, bu şekilde bir atfın yapılmış olduğunu ifade etmemiz gerekir. Şöyle ki, 6.2.2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Bakanlıkça mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki vergi dairelerine bağlı mükellefler için, 2023 yılı geri kazanım katılım payı beyan dönemleri, altı aylık olarak belirlenmiştir. Sözünü ettiğimiz Duyurunun hemen başında, “2872 sayılı Çevre Kanununun "Geri kazanım katılım payı" başlıklı ek 11 inci maddesinde yer alan yetki kapsamında,” 2023 yılı için yeni beyan dönemlerinin uygun görüldüğü vurgulanmıştır. Geri kazanım katılım payı beyannameleri, beyan dönemini takip eden ayın son günü saat 23.59’a kadar yetkili vergi dairesine elektronik ortamda gönderilecektir. Şubat ayında yayımlanan duyurularda da kanuni dayanakların buna benzer bir üslupla belirtilmiş olması daha doğru olurdu.

İkinci eleştirimiz, 14.02.2023 tarihli Duyuru ile mücbir sebep ilan edilen yerler dışındaki mükelleflerin depremden doğrudan etkilenmedikleri halde, yani depremin fiziki yıkımını ve zararlarını doğrudan yaşamadıkları halde, konunun farklı yönleri dikkate alınmadan, vergi kolaylıklarından otomatikman yararlanabilecek bir konuma eriştirilmiş olmalarıdır. Bunların, bazı kolaylıklardan yararlanmalarının gerekli olduğu son tahlilde kabul edilse bile, en azından kendi vergi dairelerine başvurarak durumlarını idareye hatırlatmalarına benzer, sembolik şekli bir prosedürü yerine getirmeleri istenebilirdi.

Bu bağlamda, söz konusu illerde deprem tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin getirilen kolaylıkların öznesi olması önceliğine ilaveten, 7440 Sayılı Kanun’la, ki bu Kanun 12.3.2023 tarihli ve 32130 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır, depremden çeşitli şekillerde etkilenen ancak mükellefiyet kaydı burada bulunmayan kişilerin ilk halkaya eklenmesi; ayrıca bu bölge ile ticari ilişkileri bulunanlara da bazı avantajlar (kolaylıklar) tanınmış olması yeterli sayılabilirdi.

Nitekim, bu içerikte, 7440 sayılı Kanun’la yapılmış olan düzenlemeler, 2 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği yayımlanarak ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Anılan Genel Tebliğin bölüm başlıkları incelendiğinde depremden etkilenenler için hangi kolaylıkların öngörüldüğü anlaşılabilmektedir. Bu başlıkları aşağıda sıralıyoruz:

  • Başlangıç hükümleri
  • Depremden etkilenen hizmet erbabına yapılan ayni ve nakdi yardımlarda gelir vergisi ve damga vergisi istisnası
  • Depremden etkilenenlerin bedelsiz kullanımına bırakılan konutlarda emsal kira bedeli esasının uygulanmaması
  • Depremde vefat edenlerin mirasçılarına tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından ve bireysel emeklilik sisteminden yapılan ödemeler
  • Veraset ve intikal vergisi istisnası
  • Mükelleflerin tutulması zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerinin depremlerde zayi olması
  • Depremler nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde bulunanlardan olan alacaklarda şüpheli alacak uygulaması
  • Binalara ve taşıtlara ilişkin vergiler ile diğer amme alacaklarının terkinine ilişkin hususlar

Anılan Tebliğde “depremden etkilenenler” şöyle tanımlanmıştır: “Kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babasından;

  • Yerleşim yeri 6/2/2023 tarihi itibarıyla mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde bulunanları,
  • Yerleşim yeri mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde bulunmamakla birlikte geçici olarak herhangi bir sebeple bu yerlerde bulunanları,
  • Deprem nedeniyle; hayatını kaybedenler, yaralananlar ve tedavi görenleri,
  • Deprem nedeniyle mal varlığı zarar görenleri,
  • Deprem nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerden diğer yerlere taşınanları,

….. ifade eder.”

Yayın tarihi 14.02.2023 olan Duyuru ile mücbir sebep hali ilan edilen illerdeki meslek mensuplarıyla, deprem tarihi itibarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunması, bölge dışında mükellefiyet kaydı bulunan, dolayısıyla fiziken depremden etkilenmemiş olan mükelleflerin otomatikman kapsama alınması için yeterli sayılmış, başkaca ayırt edici bir ölçüt aranılmamıştır.

Gelinen noktada, yukarıdaki Tebliğde tarifi yapılan “depremden etkilenenler” kapsamına girmese dahi, bunların vergi beyanname ve bildirimlerinin verilme süreleri ile bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri, sırasıyla 15.8.2023 ve 31.08.2023 tarihlerine kadar uzatılmış durumdadır. Ayrıca, bu mükelleflerin 2023 yılı 1’inci geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannamelerini vermeyecekleri de ifade edilmiştir.

Burada, Bakanlığın, daha önceden, 118 ve 137 sayılı Vergi Usul Kanunu sirkülerleri ile meslek mensuplarıyla ilgili zor durum ve mücbir sebebe bağlı sonuçlardan, prensip olarak ayrı başvuru ve bazı yazışmalar neticesinde, mükelleflerin de yararlanmasını mümkün kılan görüşü kabul ettiğini hatırlatmamız gerekiyor. Ancak, her iki halde de belirli bir prosedür aranılmış, aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunması yeterli sayılmamıştır.

Sonuç itibariyle, konunun bir duyuru ile değil, yine en azından bir sirküler ile düzenlenmesi daha uygun olurdu. Böylelikle bütün yönleriyle değerlendirilerek özellikle ekonomik etkilerinin daha uzun süreli ve coğrafi bakımdan etki alanının geniş olmasının yanı sıra çok sayıda meslek mensubunu etkileyen malum bir afet olması hususları da dikkate alınmak suretiyle, konu kalıcı olarak kurala bağlanmış olabilirdi. Nitekim, ülkemizde meydana gelen depremler nedeniyle mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan mükelleflere ilişkin yeminli mali müşavirlerce düzenlenecek tasdik raporlarında karşıt inceleme tutanağının aranıp aranmayacağına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi bir Genel Tebliğ ile yapılmıştır.(7)

Üçüncü eleştirimiz, duyuruların kapsamının belirsizliğine ilişkindir. Kapsam belirsizliğini üç noktada somutlaştırabiliriz. Ancak daha öncesinde, belirsizliğe sebep olan ifadeleri dikkatinize sunalım:

Duyurulara vergi beyannameleri ve bildirimlerinin konu edildiği anlaşılmakta, daha doğrusu, duyuruların yazım biçimi bizi konuyu böyle anlamaya zorlamaktadır. Duyurulardaki ifadeye göre, “…mücbir sebep halinin geçerli olduğu dönemde verilmesi gereken beyanname ve bildirimler 15.08.2023 Salı günü sonuna kadar verilebilecek”tir. Ayrıca,“bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergiler ile yukarıda ifade edilen diğer vergi, ceza ve gecikme faizleri” bakımından ödeme süreleri belirlenmiştir. Yapılan belirlemeye göre bunlar, “31.08.2023 Perşembe günü sonuna kadar ödenebilecektir.”

Bu ifadeler bağlamında, duyuruların kapsamının belirlenebilmesi açısından müphem kalması sebebiyle eleştirilebilecek ilk nokta, vergi beyannameleri ve bildirimleri dışında, verilme süresi uzatılan başka şekli ödevlerin olup olmadığıyla ilgilidir. Örneğin elektronik defter beratları, Form Ba-Bs, vergi levhası gibi şekli ödevler duyuruların kapsamına alınmış mıdır? Bu hususta daha açık ifadelere yer verilmek suretiyle, kapsam, yoruma ihtiyaç duymayacak şekilde belirgin bir hale getirilebilirdi.

Kapsamı belirsiz hale getiren ikinci nokta, kamu alacaklarının türüyle ilgilidir. Duyurularda “vergi, ceza ve gecikme faizi” dışında bir kamu alacağı çeşidinden lafzen bahsedilmemektedir. Bu itibarla; harç, pay ve hatta fon adıyla tahsil edilen kamu gelirlerinin akıbeti anlaşılamamaktadır. Oluşan belirsizlik, duyurulara uygun ibareler eklenmek suretiyle rahatlıkla giderilebilirdi. Bu bağlamda, “ve benzeri kamu alacakları”, “ve benzeri malî yükümlülükler” gibi genel ifadelerle kapsam genişletilebileceği gibi doğrudan “harç, pay ve fon” ibarelerinden uygun olanlar metne eklenmek suretiyle de doğan belirsizlik rahatlıkla giderilebilirdi.

Bunlara ilaveten, üçüncü belirsizlik noktası, vergilerin tamamının mı yoksa bir kısmının mı duyuruların kapsamına girdiğiyle ilgilidir. Örneğin özel tüketim vergisi, şayet kapsamda değilse, durumun metne eklenecek parantez içi ibarelerle açıklığa kavuşturulması mümkün ve daha doğru olabilirdi.

Sonuç

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler sonrasında Vergi Usul Kanunu ile Çevre Kanunu’ndan aldığı yetkilerini kullanmak suretiyle Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde duyurular yayımlamıştır.

Yazımızda, bu duyuruların hukuki dayanakları açıklanarak nasıl bir tablonun ortaya çıktığı gösterilmiş, bunların içerik ve yazım tekniği, benzer metinlerin yazımına katkısı olması düşüncesiyle, eleştirel olarak incelenmiştir.

Bu eleştiriler söz konusu metinlerin mükellef yahut depremden etkilenenler lehine yorumlanması gerektiği gerçeğini değiştirmemektedir. Olağanüstü dönemlerde çıkarılmış olan bu gibi metinler, daima ilgililerin bürokratik işlemlerini, şekli ve maddi ödevlerini azaltacak/hafifletecek veya ortadan kaldıracak yönde yorumlanmak durumundadır.(8)

(1) Vergi Usul Kanunu’nun 15’inci maddesi.
(2) Vergi Usul Kanunu’nun 373’üncü maddesi.
(3) Vergi Usul Kanunu’nun 15’inci maddesi.
(4) Bu kanunun 15, 17 ve 342 nci maddelerinin uygulanması dolayısıyla sürenin uzaması halinde vade uzayan sürenin bittiği gündür (VUK madde 111 üçüncü fıkra).
(5) Vergi Usul Kanunu’nun 111’inci maddesi.
(6) Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 3)
(7) Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 47)
(8) Bu makalede açıklanan şahsi görüşlerimizin, çalıştığımız birimle veya üyesi olduğumuz dernekle ilgisi/bağlantısı bulunmamaktadır.

 

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor