Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Sosyal Güvenlik

Ozan BARDAKÇI
Ozan BARDAKÇI
1123OKUNMA

Emekli Sandığı, memur eşe aylık bağlar mı?

Bahriye Üçok’a…

Sigortalıların ve iştirakçilerin ölümleri halinde geride kalan hak sahiplerine –şartlar oluşmuşsa- ölüm aylığı bağlanması sosyal güvenlik sistemlerimizin ortak özelliğidir. SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı, Banka Sandıkları gibi sosyal güvenlik uygulamalarını farklı kılan ise oluşması gereken şartlar.

Emekli Sandığı Kanunu diğer sosyal güvenlik kuruluş kanunlarından farklı olarak halen –bütün olarak- uygulanmaya devam eden tek mülga Kanun. Hatta 1950 yılında ilk uygulanmaya başladığından bugüne değişmeyen hükümleri bile var.

Çok sayıda memur tekaüt (emekli) sandığıyla sosyal güvenliği sağlanan kamu görevlilerinin emeklilik rejimi “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı” ile tek çatıda toplanıyor. Sandığın görevi tüm memurlar için emeklilik rejimini yürütmek.

Memurların emeklilik rejiminin yürütülmesi o kadar önemseniyor ki -1876 Kanun-i Esasi’den bu yana tüm anayasalarda memuriyet için Türk vatandaşlığı şartı düşünüldüğünde- 5434 sayılı Kanunun geçici 77. maddesiyle “(Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı) Genel Müdürlüğüne 5 yılı geçmemek üzere yabancı Devlet uyruğunda bulunanlar tâyin edilebilirler.” hükmü ekleniyor.

Yabancı genel müdür teklifinin gerekçesinde;

  1. Emekli Sandığı Kanunu esaslarının tesbiti kadar işlerinin selâmetle yürütülebilmesi için organizasyonu da mühim olduğundan, ilk tesisinde emeklilik ve bilhassa sigorta işlerinde uzun müddet çalışmış ve bilgi ve ihtısasiyle tanınmış yabancı bir uzmanın en çok beş yıl süre ile genel müdür olarak çalıştırılması ve teşkilâtın kurulması için zaman ve imkân bırakılması maksadiyle de tasarının esas hükümlerinin yayımından altı ay sonra yürürlüğe girmesi muvafık ve zaruri görülmüştür.” deniliyor.

Gerekçede, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı’nın organizasyon yapısı ve işlerinin düzgün bir şekilde yürütülmesi için yabancı bir genel müdüre ihtiyaç duyulabileceği belirtiliyor. Yabancı bir genel müdür atanıp atanmadığı başka yazının konusu olsun, biz dul ve yetim aylıklarına dönelim.

Dul ve yetim aylıkları 17 Haziran 1949 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Kanunun ilk haline göre; “İştirakçilerden fiili hizmet müddetleri 15 yıl ve daha fazla olanlardan ölenlerin, ölüm tarihine göre bu aylığa müstahak dul ve yetimlerine” bağlanıyor. Daha sonra on yıla düşürülen bu süre, 2008 yılı sonrasında 5 yıl olarak uygulanıyor. 

Kanunun ilk halinde aylık oranları;

  1. Dul karı veya dul koca için % 50 si,
  2. Çocuklarla ana veya babanın her birisi için %25 i;”

şeklinde düzenleniyor. Şimdilerde ise çalışmayan eşe %75 oranında aylık bağlanabiliyor. Yetimler için ise %30 oranında aylık bağlanması da mümkün. Yani Emekli Sandığı Kanunun ilk halinde şartlar bugünkünden çok daha ağır.

Şartlardan en ağır olanına gelince; 1949 yılından bu yana hala değiştirilmemiş olan, aylığın kesilmesini düzenleyen 99 uncu maddesi.

Madde 99- Emekli, adi malullük, vazife malullüğü, dul veya yetim aylığı, son hizmet zammı alanlardan; hiçbir şarta bağlı olmaksızın emeklilik hakkı tanınan vazifelere tayin edilenlerin, aylıklarının tamamı, bu vazifelere tayinlerini takip eden aybaşından itibaren kesilir.” 

Maddenin ilk fıkrası hiç değiştirilmemiş ve halen yürürlükte. Yani “dul veya yetim aylığı … alanlar …. Memuriyete girerse dul veya yetim aylığının tamamıkesiliyor. Yetim aylığı alanlar memur olursa aylıkları kesiliyor. Kanunun açık hükmüne göre dul de memursa da aylığın kesilmesi gerekiyor. Hatta Kanun, önceki maddelerinde(1) kesilme ve aylık tercihi usullerini de düzenliyor.  

Kanun Hükmü açıkken çok sayıda kadın ve erkek memur ölen eşinden nasıl aylık alabiliyor?

Kanunun ilk halinde memur eşlere dul aylığı bağlanmıyor. Aylığın bağlanmasını, 99 uncu maddedeki “kesilir” ifadesi engelliyor. Bu madde, hiçbir değişikliğe uğramaksızın öylece yerinde duruyor. Memur eşler kanunun başka maddelerinde yapılan değişikliklerle aylık alabiliyor.

Yapılan ilk değişiklik 1978 yılında 2149 sayılı Kanunla oluyor. 21/06/1978 Resmi Gazetede yayımlanan Kanunla 68 inci maddedeki dul ve yetim aylığı oranları yeniden düzenleniyor.

Madde 68 — Dul ve yetim aylıkları : Ölenin … aylıklarının; …..

Emekli, adi malullük, vazife malullüğü aylığı alan veya iştirakçi olan dul karıya % 50 oranında dul aylığı bağlanarak ödenir.

Geçici Madde ile de;

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bağlanmış dul ve yetim aylıkları ……

……  aylığı almaları ve …. tercih etmeleri nedeniyle dul aylığı bağlanmamış olan veya iştirakçi olmaları nedeniyle bağlanan dul aylıkları ödenmeyen dul karıların müstahak olmaları şartıyla …. yeniden bağlanarak ödenir.

denilerek kadın memurların bağlanmayan aylıklarının da ödenmesi sağlanıyor.

1978 yılındaki değişiklik aslında aylık oranlarında yapılıyor. Ama sonuçta sonraki hüküm-önceki hüküm kuralına göre memur eş de dul aylığı alabiliyor. Ama sadece KADIN dul eş.

Değişikliğin gerekçesi ve komisyon raporunda;

Karı koca devlet memuru olan, çiftlerden biri bir gün eşini yitirdiğinde, her gün güçleşen yaşam koşulları nedeni ile büyük sıkıntılara uğramaktadırlar. Kadın eşinin yükünü hafifletmek, yuvasına katkıda bulunmak için bir yandan ev işlerini yürütüp bir yandan devlet hizmetinde görev yaptığı halde emeklilik döneminde pek doğal olan bir garantiden yoksun kalmaktadır. İkisi de emekli olan eşlerden kocanın ölümü halinde kadının ya kendi maaşını, ya da eşinin maaşını tercih etmesi zorunluluğu vardır.

denilerek memur/memur emeklisi kadınların, vefat eden memur kocalarından aylık alması gerektiği vurgulanıyor. Komisyonda değiştirilmiş olan teklif gerekçede belirtildiği şekilde sadece Kadın memurlar için yasalaşıyor. 

Aslında değişiklik teklifi sadece kadın için yapılmıyor.

Teklif metninin ilk halinde;

  1. Her ikisi de iştirakçi olan eslerden dul kalan karı veya kocaya % 50 oranında aylık bağlanır.

ifadesi yer alıyor. Hatta teklifin gerekçesi de hem kadını hem erkeği kapsıyor.

devlet hizmetinde çalışan eşler emekli sandığına karşı bütün yasal yükümlülüklerini yerine getirmişlerdir. …… gene Emekli Sandığına kesilmiştir. Durum böyle olduğu halde dul kalan eş eğer kendi de devlete hizmet eden, Emekli Sandığına aidat ödeyen bir kişi ise bu aylığın bir kuruşuna bile sahip olamamaktadır. Bu haksız durum sadece memur karı koca içindir. Eğer hayatta kalan eş çalışmıyor, evde oturup rahatına bakıyorsa, ya da doktor, avukat, eczacı vb. ise veya Sosyal Sigorta veya Bağ - Kur'a bağlı ise yani Emekli Sandığı dışında bir kuruluştan gelir sağlıyorsa memur olan eşinin ölümü halinde maaşının yarısını alabilmektedir.

Bahriye Üçok’a

Memur eşlerin aylık alabilmesi için 1978 yılında yapılan ilk girişim kısmen başarılı oluyor. Erkek memurlara aylık bağlanmasa dakadın memurlar eşlerinden dolayı aylık alabilir hale geliyor.

Teklifin sahibi Cumhuriyet Senatosu üyesi Bahriye Üçok işin peşini bırakmıyor. 1985 yılında bu sefer Ordu Milletvekili olarak yeni bir kanun teklifi veriyor. Önceki teklifle birebir aynı olmasa da aynı işlevi görüyor: Erkek memurlara da eşlerinden dolayı dul aylığı bağlanması.

Teklifin gerekçesinde;

Emekli Sandığı Kanununa, Sosyal Sigortalar Kanununa ve Bağ-Kur Kanununa bağlı kadınlar dul kaldıkları zaman kocalarının hak ettikleri emekli veya malullük aylıklarının %50'sini almaya hak kazanmaktadırlar. Ancak aynı Kanunlara bağlı erkekler dul kaldıklarında aynı haktan yararlanamamaktadırlar. …… Şimdiki durumda kocanın ölümü aile bütçesinde büyük, bir yara açmadığı halde, kadının ölümü böyle bir ailenin bütçesini iyice sarsmaktadır.

Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar ve Bağ - Kur Kanunlarında cinsiyetten ötürü erkekle kadın arasında bir fark gözetildiği görülmektedir. Anayasamıza aykırı olan bu durumun giderilmesi ve zaten geçim sıkıntısı çeken ailelerde çalışan kadınların ölümü ile büsbütün artan geçim zorluğunun azaltılması için adı geçen Kanunlarda gerekli değişikliklerin yapılmasını öneriyorum.

25.10.1984 Ordu Milletvekili Bahriye Üçok

Memur kadınlardan sonra memur erkeklere de aylık bağlanması yedi yıl sonra 22/03/1985 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giriyor.

3166 sayılı Kanun

MADDE 1 — Emekli, adi malûllük, vazife malûllüğü aylığı alan veya iştirakçi olan dul eşe % 50 oranında dul aylığı bağlanarak ödenir.

1978 değişikliğinde olduğu gibi bu değişiklikte de geçici madde ile daha önce aylığı bağlanmamış olan memur/memur emeklisi olan erkeklere de aylık bağlanması sağlanıyor. Tabi bu sürecin önderliğini de Bahriye Üçok üstleniyor.

Bahsi geçen değişiklikler aylık bağlama oranları üzerinden yapılıyor. Aslında aylığın kesilmesini düzenleyen 99 uncu maddedeki “dul” ifadesinin de metinden çıkarılması gerekiyor. Tamam, belki hak veriliyor ama Kanun yazım tekniklerinden uzaklaştıkça yeterince karmaşık olan kanunlarımız da daha keşmekeş bir hal alıyor.  

(1) “Madde 95 — Dul ve yetim aylığı almakta iken emeklilik hakkı tanınan bir vazifeye giren karı ve çocukların; vazifelerinden dolayı vazife malûllüğü aylığına müstahak olmalarında, bu aylıkları bağlanır. Vazife malûllüklerinin geçmesinde de, müstahak iseler, eski dul ve yetim aylıklarının ödenmesine başlanır.
(2) Madde 96 — Dul ve yetim aylığı almakta iken iştirakçi durumuna giren dul ona ile karı ve kızın sonradan kendi vazifelerinden dolayı aylığa müstahak duruma girmelerinde; tercih ederlerse bir ay içinde yazı ile Sandığa müracaat etmek ve müstahak olmak şartiyle, kesilen eski aylıklarının ödenmesine başlanır.”

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor