Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Araştırmalar

Yavuz AKBULAK
Yavuz AKBULAK
609OKUNMA

Bedelsiz hisselerin vergisel etkilerinin analizi (Hindistan uygulaması)

Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi Heyeti (Income Tax Appellate Tribunal-ITAT) tarafından 05 Eylül 2023 tarihinde verilen “DCIT-Smt Aruna Chandok” davasındaki karar, Hindistan’daki vergilendirmenin çok önemli bir yönüne, yani Gelir Vergisi Yasası (Income Tax Act) kapsamında bedelsiz hisselerin nasıl ele alındığına ışık tuttu. Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi, bu dönüm noktası niteliğindeki kararında, ‘diğer kaynaklardan elde edilen gelirler’ (income from other sources) başlığı altında bedelsiz hisselerden gelir vergisi alınmayacağını açıkça ifade etmiştir. Bu kararın, bedelsiz hisselerin vergilendirme durumunu açıklığa kavuşturması ve vergilendirmede adalet ve hakkaniyet ilkelerinin altını çizmesi nedeniyle Hindistan’daki bireysel hissedarlar ve yatırımcılar için geniş kapsamlı etkileri bulunmaktadır.

Bu yazıda, bedelsiz hisselerin (bonus shares) analizi ile Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi’nin kararı ve bunun sonuçları ele alınıyor.

Bedelsiz Hisselerin Vergisel Etkilerinin Analizi

1. Bedelsiz Hisselerin Analizi

Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi’nin kararının inceliklerine girmeden önce, bedelsiz hisselerin ne olduğunu ve kurumsal (şirketler) dünyada neden özel bir yere sahip olduklarını analiz etmek faydalı olacaktır. “Hisse senedi temettüsü veya kapitalizasyon ihraçları” (scrip dividends or capitalization issues) olarak da bilinen bedelsiz hisseler, bir şirketin mevcut hissedarlarına herhangi bir maliyet olmaksızın ihraç ettiği tamamen ödenmiş ilave hisselerdir. Bu paylar ortaklara mevcut payları oranında tahsis edilir. Bedelsiz hisseler genellikle şirketin birikmiş (geçmiş yıllar) kârlarından veya serbest yedek akçelerden ihraç edilir ve şirketten herhangi bir nakit çıkışı içermez. Bunun yerine, kârın kapitalizasyonunu temsil ederler ve şirketin sadık hissedarlarını ödüllendirme aracıdırlar.

Bedelsiz hisselerin en önemli özelliği, hissedarlara anında herhangi bir finansal kazanç sağlamamasıdır. Şirketteki payları artarken, her bir hissenin piyasa fiyatı bedelsiz ihracın ardından buna göre ayarlandığından hissedarların genel serveti aynı kalır. Bu, bedelsiz hisselerin temel ilkesidir ki; bunlar, yeni fon veya gelir girişi değil, bir hissedarın şirketin varlığındaki mevcut haklarının yeniden dağıtılmasıdır.

2. Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi’nin Kararı

“DCIT-Smt” davasında, bireysel değerlendirici olan Aruna Chandok, “Tech Mahindra Ltd. and JM Arbitrage Advantage Fund-Bonus Options” (Tech Mahindra Ltd. ve JM Arbitraj Avantajı Fonu-İkramiye Opsiyonu) kapsamında bedelsiz hisse ve ikramiye birimi almıştı. Değerlendirme Uzmanı (assessing officer), değerlendiricinin bunlardan çifte fayda elde ettiğini iddia ederek, bu bedelsiz hisseleri ve birimleri Gelir Vergisi Yasası’nın 56 (2-vii-c) maddesi uyarınca vergilendirmeye çalıştı. Ancak Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi, kendi bilgeliğiyle Değerlendirme Uzmanı’nın iddiasını reddetti ve bedelsiz hisselerin alıcı için gelir teşkil etmediği ilkesini onayladı. Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi, kararında birkaç önemli gözlemde bulundu:

  • Kâr Kapitalizasyonu (capitalization of profits): Mahkeme, bedelsiz hisselerin yalnızca şirketteki mevcut yedek akçelerin kapitalizasyonundan çıkarıldığını vurguladı. Hissedarlara herhangi bir taze fon veya gelir girişi söz konusu değildir. Bu nedenle bunların vergiye tabi gelir olarak değerlendirilmesi yanlıştır.
  • Hissedar Varlığının Korunması (maintaining shareholder wealth): Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi, bir hissedarın hem bedelsiz pay öncesi hem de bedelsiz pay sonrası toplam servetinin değişmediğine dikkat çekti. Her hissenin piyasa fiyatı, bedelsiz ihracın ardından ayarlanır ve böylece hissedarın elindeki değerin aynı kalması sağlanır. Dolayısıyla bedelsiz hisselerden dolayı pay sahibinin elde ettiği ilave bir fayda veya gelir bulunmamaktadır.
  • Orantılı Bölünme (proportionate split): Bedelsiz hisseler tüm hissedarlara mevcut payları oranında dağıtılır. Bu, hissedar tarafından herhangi bir varlık devrinin veya herhangi bir yeni varlığın alınmasının söz konusu olmadığı anlamına gelir. Hissedarın aldığı şey, kendi varlıklarının bölünmesidir.
  • Çifte Yararın Yanlış Anlaşımı (misconception of double benefit): Mahkeme, Değerlendirme Uzmanı’nın bedelsiz hisselerin hissedarlara çifte yarar sağladığı varsayımını eleştirdi. Hisse satış zamanlamasının hissedarın takdirinde olduğunu, bedelsiz hisse alındıktan hemen sonra satılması konusunda yasal bir zorunluluk bulunmadığını vurguladı. Bu nedenle Değerlendirme Uzmanı’nın iddiası dayanaktan yoksundu.

Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi, Yüksek Mahkeme’nin, bedelsiz hisse ihracının hissedarlara yeni fon girişi sağlamadığına hükmeden “CIT-General Insurance Corporation Ltd.” davasındaki kararına da atıfta bulundu. Ayrıca hisselerin piyasa fiyatının, bedelsiz pay ihracıyla neredeyse orantılı olarak ayarlandığını da belirtti ve bu da herhangi bir ilave faydanın bulunmadığını teyit etti.

3. Hindistan Gelir Vergisi Yasası Madde 55 (2-aa-i) ve Sermaye Kazançları

Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi’nin kararının bir diğer önemli yönü de, bedelsiz hisse satın alma maliyeti ile ilgili olan Gelir Vergisi Yasası’nın 55 (2-aa-i) maddesinin yorumlanmasıdır. CIT(A), Değerlendirme Uzmanı’nın bu hükmün “bedelsiz hisse satın alma maliyetinin belirlenmesinde” (determining the cost of acquisition of bonus shares) geçerli olmadığı sonucuna varırken hata yaptığına işaret etmişti.

Madde 55 (2-aa-i), bedelsiz hisselerin satın alma maliyetinin sıfır olduğunu belirtmektedir. Bu hüküm, bedelsiz hisselerin esasen kâr kapitalizasyonu olduğu ve bu nedenle bir maliyet olarak değerlendirilmemesi gerektiği gerçeğini kabul etmektedir. Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi bu yoruma katılmış ve Değerlendirme Uzmanı’nın 55(2-aa-i) maddesinin bedelsiz hisseler için geçerli olmadığı yönündeki tutumunu reddetmiştir.

Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi’nin, Karnataka Yüksek Mahkemesi’nin “Principal Commissioner of Income Tax-Dr. Ranjan Pai” (Gelir Vergisi Baş Komiseri-Dr. Ranjan Pai) davasındaki kararına dayanması, bedelsiz hisselerin hissedarlara fon akışına yol açmadığı ve bu nedenle 56(2-v-c) no.lu madde uyarınca vergilendirilmemesi gerektiği ilkesini daha da güçlendirmektedir.

4. Bedelsiz Hisselerin Vergilendirilmesi

Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi kararının sonuçlarını tam olarak anlamak için, bedelsiz hisselerin Hindistan’da nasıl vergilendirildiğini düşünmek önemlidir. Bedelsiz hisseler iki farklı şekilde vergiye tabi tutulabilir:

  • Sermaye Kazançları Vergisi (Capital Gains Tax): Bir kişinin yatırım olarak bedelsiz hisse senedi tutması ve daha sonra bunları satması durumunda, satıştan elde edilen kâr, Gelir Vergisi Yasası’nın 45 ve 48’inci maddeleri uyarınca sermaye kazancı vergisine tabi olabilir. Spesifik vergi oranı, hisselerin kısa vadeli veya uzun vadeli sermaye varlıkları olarak sınıflandırılmasına bağlıdır.
  • Ticari Kazanç Vergisi (Business Income Tax): Bir bireyin asıl işi hisse ve menkul kıymet alım satımını içeriyorsa, bedelsiz hisselerin satışı ticari kazanç olarak kabul edilebilir. Bu durumda elde edilen kazançlar Gelir Vergisi Yasası’nın 28’inci maddesi hükümlerine göre vergilendirilir.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bedelsiz hisselerin vergilendirilmesinin, elde tutmanın amacına ve niteliğine bağlı olmasıdır. Hissedarın bedelsiz hisse senetlerini yatırım olarak değerlendirip uzun süre elinde tutması durumunda sermaye kazancı vergisi uygulanır. Beri yandan, hissedarın hisse senedi alım satım işi ile uğraşması halinde elde edilen kâr ticari kazanç olarak değerlendirilebilir. Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi’nin kararı öncelikle, bedelsiz hisselerin, Hindistan Gelir Vergisi Yasası’nın 56 (2-ii-c) no.lu maddesi uyarınca diğer kaynaklardan elde edilen gelir olarak vergilendirilmesi gerektiği şeklindeki yanlış kanıya değinmektedir. Bedelsiz hisselerin gelir olmadığını ve bu madde minvalinde vergiye tabi olmaması gerektiğini açıklamaktadır.

Sonuç

Delhi Gelir Vergisi Temyiz Mahkemesi Heyeti’nin bu son kararı, Hindistan’da vergilendirme alanında önemli bir gelişmedir. Bedelsiz hisselerin Gelir Vergisi Yasası kapsamındaki muamelesine ilişkin çok ihtiyaç duyulan netliği sağlamakta ve bunların alıcı için gelir teşkil etmediğini vurgulamaktadır. Bunun yerine bedelsiz hisseler, kârların aktifleştirilmesini ve şirketin varlıklarındaki mevcut hakların yeniden dağıtılmasını temsil eder.

Bu karar, yalnızca yerleşik hukuk ilkeleri ile tutarlı olmakla kalmayıp, aynı zamanda vergilendirmede adalet ve hakkaniyet ilkelerini de desteklemektedir. Bedelsiz hisse alan kişilerin, anında maddi kazanç sağlamayan bir işlem nedeniyle gereksiz yere ilave vergi yükümlülüğü altına girmemelerini sağlar.

Yatırımcılar ve hissedarlar Hindistan’daki vergi ortamının karmaşıklığıyla uğraşırken, bedelsiz hisselerin “diğer kaynaklardan elde edilen gelirler” başlığı altında Gelir Vergisine tabi olmadığı gerçeğiyle teselli bulabilirler. Bu netlik yalnızca gerçek kişi vergi mükelleflerine fayda sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ülkede daha saydam ve adil bir vergilendirme sistemini de teşvik ediyor.

Bedelsiz hisselerin vergisel etkilerinin analizi (Hindistan uygulaması)

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor