Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Yavuz AKBULAK
Yavuz AKBULAK
192OKUNMA

Bankacılıkta Karşı Taraf Kredi Riski Yönetiminin Önemi

Bankacılıkta Karşı Taraf Kredi Riski Yönetiminin Önemi

(Bankacılıkta) Karşı Taraf Kredi Riski Yönetiminin Önemi [ABD Merkez Bankası’nın Denetimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael S. Barr’ın Federal Rezerv-Basel Bankacılık Denetim Komitesi ‘Karşı Taraf Kredi Riski’ Konulu Konferansında Yaptığı 27 Şubat 2024 Tarihli Konuşma]

Giriş

Karşı taraf kredi riskine (counterparty credit risk) ilişkin bu önemli tartışmanın bir parçası olma fırsatı için teşekkür ederiz. (1) New York Federal Rezerv Bankası’nın bu tartışmalara ev sahipliği yapması özellikle uygun olmuştur. Yirmi beş yıl önce New York Fed yetkilileri, firmanın istikrarını kolaylaştırmak için ‘Uzun Vadeli Sermaye Yönetimi’ (Long-Term Capital Management; LTMC) fonunun alacaklılarını bir araya getirmişlerdi. LTCM, karşı taraflarından 125 milyar ABD(1) dolarından fazla borç almış ve türev ürünlerin itibari değerinin (notional value) 1 trilyon doların üzerinde olduğu tahmin edilen, yüksek kaldıraçlı bir hedge fonuydu. LTCM’yi istikrara kavuşturmak, önemli finansal stresi kıl payı önledi ki; o dönemde bir Hazine yetkilisi olarak benim bakış açımdan canlı bir şekilde hatırladığım bir olaydır. Bu olay, hem hedge fonları gibi banka dışı kuruluşların sunduğu riskler hem de faaliyetlerini finanse eden bankaların karşı taraf kredi riski yönetimi uygulamalarının durumu üzerinde derinlemesine düşünmeye yol açmıştır.

Archegos Capital Management’in (Archegos) daha yakın zamandaki başarısızlığı, birçok bankada 10 milyar ABD dolarının üzerinde zarar rapor edilmesine yol açmış ve bankaların, bugün LTCM’nin çöküş zamanına göre çok daha büyük olan yatırım fonlarına olan risklerini nasıl yönettikleri konusunda aynı boşlukların çoğunu ortaya çıkarmıştır. Finansal sistem daha karmaşık, çeşitli ve birbirine bağlı hale geldikçe bu riskleri yönetmek de daha zor hale gelmiştir. Örneğin, Mart 2022’de emtia fiyatlarında yaşanan ani artış, kısmen stresin de etkisiyle emtia türevlerine ilişkin marj (teminat) yükümlülüklerindeki ani artış nedeniyle küresel finans sistemi üzerinde dalgalar yaratmıştır. Ayrıca, emeklilik fonları ve varlık yöneticileri de dâhil olmak üzere giderek çeşitlenen ve gelişen banka dışı müşteri topluluğu, küresel ekonomide önemli bir rol oynamakta ve yeni ve dikkate alınmayan riskler sunmaktadır. Örneğin, Birleşik Krallık’taki emeklilik fonlarının yükümlülük odaklı yatırımlarında 2022 yılında yaşanan kayıplar, Devlet tahvilleri gibi geleneksel olarak güvenli risklerin bile aşırı kaldıraçla (borç) birleştiğinde banka karşı taraflarının ve küresel finansal sistemin istikrarını nasıl tehdit edebileceğini göstermiştir. Bu olaylar, karşı taraf kredi riskinin neden bu kadar önemli bir risk disiplini olduğunu vurgulamaktadır.

Bankalar, Archegos’un karşı taraf kredi riski yönetimi uygulamalarını iyileştirme konusundaki başarısızlığından bu yana, Archegos’tan öğrenilen derslerin yansıması ve denetleyici girdilere yanıt olarak önemli ilerleme kaydetmiştir. Örneğin, bankalar müşterilerden gelen kamuyu aydınlatmayı amaçlayan bilgileri (information disclosures from clients) iyileştirmiş, riske duyarlı marj uygulamalarını daha büyük ölçüde benimsemiş ve risk yönetimine yönelik araçları geliştirmiştir.

İleriye dönük olarak Federal Rezerv, karşı taraf kredi riskine ilişkin temel risk yönetimine odaklanmayı sürdürmeyi planlamakta olup, ben de sözlerimi üç tema üzerinde yoğunlaştıracağım. Bunlardan birincisi, bankaların müşterilerini hem yeni katılım aşamasında hem de ilişkinin gelişimi boyunca son derece iyi tanımaları gerekir. İkincisi, bankalar, ürünlerde, iş kollarında ve müşterilerde ortaya çıkan bu riskler nedeniyle karşılaştıkları benzersiz riskleri tanımlayacak araçlara sahip olmalı ve kredi döngüsü boyunca uygun marjları korumak için bu risk önlemlerini kullanmalıdır. Üçüncüsü de, bankalar ihtiyatlı risk limitleri belirlemeli ve risk sinyallerine uygun şekilde yanıt vermelidir. Bu risk yönetimi uygulamaları, risk birikiminin kontrol altına alınmasına yardımcı olmak açısından önemlidir; çünkü bankaların ve bankacılık sisteminin kaldıraçlı kuruluşlara aşırı tutarlarda maruz kalmasını ve bu kaldıracın oluşmasını önler. Bu kredi riski yönetimi uygulamaları, bankaların karşı tarafın sıkıntısının banka ve daha geniş anlamda finansal sistem üzerindeki etkisini hafifletmek için adımlar attığı acil durum planlaması gibi basiretli likidite riski yönetimi ve dayanıklılık önlemlerinin önemli tamamlayıcılarıdır.

Federal Rezerv ayrıca bankacılık sistemindeki karşı taraf kredi riskini değerlendirmek için kendi araçlarını kullanacaktır. Örneğin, bu yılın stres testi sonuçlarının yanı sıra, küresel sistemik açıdan önemli bankaların (globally systemically important banks) en büyük beş hedge fonu karşı tarafının eşzamanlı temerrüdüne karşı dayanıklılığının analizi de dâhil olmak üzere çeşitli araştırma analizlerinin toplu sonuçlarını yayınlayacağız. Bu tür risklerin farklı stres türlerine göre nasıl değişebileceğini öğrenmek için bu analizi iki farklı finansal piyasa koşulu altında gerçekleştireceğiz. Bu analizden elde edilen bilgilerin, bankalardaki karşı taraf kredi riskine ilişkin denetleyici anlayışımızı derinleştirmesini bekliyoruz. Belirttiğimiz gibi, keşif analizi banka sermaye gereksinimlerini etkilemeyecektir.

Haziran ayında bu konuya daha fazla değinilecek ancak şimdilik devam eden denetimimizde odaklanmayı planladığımız risk yönetimi uygulamalarından bahsetmeme izin verin. (2)

Kapsamlı Durum Tespiti [Thorough Due Diligence]

Bankacılık ve iş dünyasındaki pek çok şeyde olduğu gibi, güçlü risk yönetimi müşterilerinizi tanımakla başlar. Geleneksel borç vermede, borç verenin, krediyi geri ödeyebilmesini sağlamak için borçlunun finansmanını ve risklerini anlaması gerekir. Borç veren aynı zamanda borçlunun yönetimsel ve finansal geçmişini (managerial and financial history), kârlılık hedeflerini (profitability goals) ve bunlara ulaşmak için alınan riskleri ve bu hedeflerin zaman içinde nasıl değişebileceğini de anlamalı ve kredi verildikten sonra, kredi verenler borçlu hakkında gerekli ve zamanında bilgiyi sürekli olarak elde etmek için sıkı çalışma yapmalıdır.

Bu anlayış, özellikle, müşterilerin karmaşık veya dinamik ticari faaliyetlerinde karşı taraf olduğu durumlarda önemlidir. Bankaların basiretli kararlar alabilmesi için karşı taraflar hakkında güvenilir, kapsamlı, ayrıntılı ve sık bilgiye ihtiyacı vardır. Müşteri faaliyetlerinin banka dışında gerçekleşmesi nedeniyle bu bilgilerin elde edilmesi zor olabilir. Karşı tarafın pozisyonlarının yalnızca kısmen açıklanması, bankaların karşı tarafın risk profilindeki aşırı yoğunlaşma ve kaldıraç gibi büyük kayıplara yol açabilecek zayıf noktaları anlamasını engeller. Bir karşı tarafın uygun düzeyde bir açıklama sunmak konusunda isteksiz olması durumunda, bankanın, karşı tarafla anlaşma yapıp yapmama konusunda bunu ve yine de borç vermeyi veya başka hizmetler sağlamayı seçmesi durumunda sunduğu koşulları dikkate alması gerekir.

Hem LTCM hem de Archegos örneğinde, bunların genel büyüklüğü, kaldıracı ve yoğunlaşması (overall size, leverage, and concentration) konusunda takdir eksikliği, bankaların bu fonlara yönelik risk yönetimindeki eksiklikleri açıklamada önemli bir faktördü. Bu saydamlık eksikliği, fon pozisyonlarının dikkate değer bir şekilde büyümesine katkıda bulundu ve karşı taraf bankaların çökme riskini artırmıştır.

Riskin Ölçülmesi ve Teminatlandırmanın Önemi [Measuring Risk and the Importance of Margining]

Daha sonra karşı taraf kredi risklerinin tanımlanması ve ölçülmesinin yanı sıra bu risklerin sağlam teminatlandırma uygulamaları yoluyla azaltılmasının önemini tartışacağım. Sağlam karşı taraf risk ölçümü dört önemli temele dayanır. Birincisi, bir dizi risk ölçüm aracı vasıtasıyla karşı tarafın risk profilini anlamayı içerir. Birçok geleneksel borç verme ilişkisinin aksine, ticari faaliyetler daha karmaşık ve daha riskli olabilir ki; bu da risk ölçümünde daha fazla incelik ve dikkat gerektirir.

İkincisi, bankalar ürünler, iş kolları ve müşteriler içinde ve bunlar arasında risk toplama yapmalıdır. Büyük ticari müşterilerin, bankadaki farklı ürünler, varlık türleri ve iş kollarında farklı riskleri olabilir. Bunu etkili bir şekilde yönetmek, bankanın bu risklerin nasıl bir araya geldiğini ve nasıl bir araya geldiğini anlamasını icap ettirir.

Üçüncüsü, ticari faaliyetlerin dinamik ve karmaşık doğası göz önüne alındığında, bankaların zamanında ve doğru risk ölçümü yapabilecek yeteneklere sahip olmaları gerekmektedir. Uygun kullanıma ve eyleme izin vermek için, kuruluş içinde kullanılan risk ölçüm araçlarının (güçlü yönleri ve sınırlamaları dâhil) uygun şekilde anlaşılması gerekir.

Dördüncüsü ise, risk değerlendirmelerine dayanarak, bankaların kendilerini zarardan korumak için uygun marj düzeylerini korumaları önemlidir. Riske dayalı teminatlandırma ve ilgili şartlar ve durumlar (terms and conditions), karşı taraf kredi riski yönetimi araç setinin önemli ve sıklıkla gerekli bir parçasıdır. Finansal piyasalar hızla değişebileceğinden, teminatlandırma uygulamaları ihtiyatlı ve uygun şekilde riske duyarlı (conservative and appropriately risk-sensitive) olmalıdır. Piyasalar istikrarsızlaşana ve riskler belirginleşene kadar marjları artırmayı beklemek ironik bir şekilde ek risk yaratabilir.

Teminat uygulamaları, Hazine bonoları/tahvilleri gibi yüksek seviyede likit varlıklar da dahil olmak üzere tüm varlık türleri için önemlidir. Hazine piyasalarının gücü, hem normal zamanlarda hem de stres dönemlerinde dayanıklılığına ve esnekliğine bağlıdır. İhtiyatlı marj uygulamaları, hem bankaların güvenli varlıklara karşı kredi vermesini korur hem de firmaların düzensiz tasfiye gerektiren ve fiyat oynaklığını arttıran büyük pozisyonlar elde etme kapsamını sınırladığından piyasanın işleyişini destekler. Önceki bir konuşmada da belirtildiği gibi, kaldıraçlı Hazine pozisyonlarının hedge fonlar tarafından tasfiyesi, Mart 2020’de Hazine piyasası stresine katkıda bulunmuş gibi görünmektedir. (3)

Daha da önemlisi, marj veya şartlar ve durumlar konusundaki standartların zayıflaması, bir iş kazanmak için bir müzakere noktası olmamalıdır. Rekabetçi bir iş ortamında, kurallara ilişkin istisnaların nasıl yaygın bir uygulama haline gelebileceğini ve sektör genelinde daha zayıf karşı taraf uygulamalarına yol açabileceğini görmek kolaydır. Bankalar kendi standartlarında kararlı olmazsa, daha zayıf marj uygulamaları ve şartlar ve durumlar dizisi, solo bankalar ve daha geniş finansal sistem için kabul edilemez düzeyde risklere yol açabilir.

Risk Limitlerinin Belirlenmesi ve Uygun Şekilde Yanıt Verilmesi [Setting Risk Limits and Responding Appropriately]

Bir sonraki odak alanım, ihtiyatlı karşı taraf kredi riski limitleri belirlemek ve bu limitler ihlal edildiğinde müdahale etmek ile ilgilidir. Risk limitleri, bir bankanın ne kadar riski kabul etmeye istekli olduğunu belirler ve yükseltme ve iyileştirme süreçleri, karşı tarafın bir limite yaklaşması veya limiti aşması durumunda bankanın ne yapması gerektiğini belirler. Proaktif önlemler, bankaların riskler çok şiddetli hale gelmeden önce bunları yönetmek için harekete geçmesine ve stres zamanlarında istikrarı bozucu eylemlere duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmasına yardımcı olabilir.

Geçmişteki başarısızlıklarda (çöküşlerde/iflaslarda), bankaların o zamanlar makul görünen limitleri belirlediğini gözlemledik; ancak bu bankalar, bu limitlerin ihlal edilmesi durumunda her zaman zamanında harekete geçmiyordu. Karşı taraf kredi riskleri, finansal piyasalardaki koşullar veya karşı taraf risk profilleri değiştikçe hızla gelişebilir. Sonuç olarak, risk yöneticilerinin bu sinyallere yanıt vermesinde hızlı yanıt verilmesi kritik öneme sahiptir.

Güçlü kurumsal yönetişim ve sağlam bir risk kültürü (strong governance and a robust risk culture), karşı taraf kredi riskinin dayanıklı ve etkili yönetimini sağlamada en önemli faktörlerden bazılarıdır. Bankalar karşı taraf riskine ilişkin birden fazla ölçüme sahip olmalı, bu önlemleri maddi riski tanımlamak için düzenli olarak kullanmalı ve bu durumlarda yanıt vermelidir. Yine de bir bankanın yeterli raporlamaya, dünyadaki en iyi karşı taraf risk ölçüm yeteneklerine ve mükemmel şekilde kalibre edilmiş limitlere sahip olması önemli değildir: “Riskler kilit karar vericiler tarafından göz ardı ediliyorsa veya riski yönetmekten sorumlu kişiler firmanın iş kararları üzerinde etkiye sahip değilse, firma etkili bir kredi riski yönetimi uygulamıyor demektir.”

Tabii ki, iyi kurumsal yönetişime ve risk kültürüne sahip olmak kısmen temel unsurlarla ilgilidir: Bankalar, riski yönetmek için gerekli becerilere sahip yetenekli kişilere, yeterli personel seviyesine, güçlü belgelere ve açık rollere, sorumluluklara ve hesap verebilirliğe sahip olmasını sağlamalıdır. Bu aynı zamanda bankaların kurum genelinde zamanında ve kapsamlı iletişim ve bilgi paylaşımına öncelik veren bir risk kültürü yaratması gerektiği ve bankaların kötü risk almaktan ne zaman kaçınmaları gerektiği konusunda risk yöneticilerinin görüşlerine saygı duymaları gerektiği anlamına da gelmektedir.

Uluslararası İşbirliği Hayati Bir Önlemdir [International Cooperation Is Vital]

Karşı taraf kredi riskinin küresel etkileri olabilir, çünkü finansal piyasalar, bankaların ticari faaliyetleri ve müşterileri genellikle küreseldir. Dünya çapında hareket eden piyasaların düzgün işleyişini teşvik etmek ve Amerikan finans kurumları için eşit bir oyun alanı sağlamak için uluslararası işbirliği yaşamsal önem taşımaktadır.

LTCM’nin başarısızlığının ardından, Basel Bankacılık Denetleme Komitesi, çoğu bugün geçerliliğini koruyan “Bankaların Yüksek Kaldıraçlı Kurumlarla Etkileşimleri için Sağlam Uygulamalar” (Sound Practices for Banks’ Interactions with Highly Leveraged Institutions) başlıklı çalışmayı yayınlamıştır. (4)  Bu toplantının da gösterdiği gibi, Basel Komitesi, sınırları aşan zorlu sorunları çözmek ve tutarlı küresel standartlar sağlamak için çözümler önermek üzere banka denetçilerini bir araya getirmede öncü bir rol oynamaya devam etmektedir. Bu konferans aynı zamanda çok sayıda bankanın karşı tarafı olan Archegos’un Mart 2021’deki temerrüdünün bir yan ürünüdür. Bu kurumlardan bazılarının denetçileri olarak Federal Rezerv ve Birleşik Krallık İhtiyat Düzenlemeleri Otoritesi (Federal Reserve and the United Kingdom’s Prudential Regulation Authority), bu kadar önemli ve yaygın finansal strese yol açan nedenleri ve ilgili risk yönetimi başarısızlıklarını araştırmak için çok sayıda diğer yerel ve uluslararası denetleyici otoriteyle birlikte değerli bir ölüm sonrası çabaya öncülük etmiştir.

Sonuç

Karşı taraf kredi riski yönetimi uygulamalarının, ticari faaliyetlerin doğası gereği karmaşıklığı, önemliliği ve birbirine bağlılığı ile orantılı olduğunu görmek hepimizin çıkarınadır. Bu, bugün LTCM’nin 1998 yılında çöktüğü zamandan çok daha önemlidir. Hedge fonu sektörü o zamandan bu yana çok daha büyüktür; fonların şu andaki varlıkları yaklaşık 9 trilyon ABD doları civarında beyan edilmekte (5) olup; birçok fon büyük bankalarla kaldıraçlı olarak kullanılmakta ve bunlarla bağlantılı durumdadır. Bunun doğru yapılması, istikrarlı ve güçlü bir finansal sisteme bağlı olan bankaların, müşterilerinin ve kamuoyunun çıkarınadır.

Bankacılıkta Karşı Taraf Kredi Riski Yönetiminin Önemi

(1) ABD: [Amerika Birleşik Devletleri]

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor