Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
15407OKUNMA

Yat ve Kotra Alımında ÖTV ve KDV Oranı Sizce Kaçtır?

Geçtiğimiz hafta beyaz eşya, mobilya ve inşaat sektörlerini canlandırmaya yönelik bir takım vergi indirimleri yapıldı (Bakanlar Kurulu Kararı,31.1.2017; 2017/9759).

Beyaz eşya ve mobilyada Nisan 2017 sonuna kadar getirilen bu vergi tatili, yani alınması gereken vergilerin belirli bir süre alınmaması uygulaması, hem üreticiler hem de tüketiciler açısından bir rahatlamaya yol açacak (1).

Yerinde yapılan bu düzenleme ile tüketimin canlandırılması yoluyla büyüme rakamlarının da olumlu yönde gelişme göstereceğini umut ediyoruz.

Yat ve kotra alımında ÖTV ve KDV

Bu vergi indirimlerinin yanısıra yat ve kotra alım-satımında da ÖTV ve KDV indirimleri sözkonusu oldu.

Yat ve kotra alımı üzerinden ödenen %8 oranındaki ÖTV herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın % Sıfıra indirildi.

Daha önce yat ve kotra alımları üzerinden ödenen %18 KDV %1’e indirildi.

Vergide de adalet

Bu indirimin gerekçesinin turizm sektörüne teşvik vermek olabileceği anlaşılıyor. Sektörün canlanması için destek vermenin makul bir amaç olduğu doğrudur. Ancak her konuyu vergi yoluyla teşvik etmeye kalkmak bazı durumlarda vergi ödeyenlerde vergi adaleti ve vergiye gönüllü uyum yönünden başka bir takım sakıncalar (ya da zararlar) doğurabilmektedir.

Örneğin son yapılan yat ve kotra alımında ÖTV’nin sıfırlanması, KDV’nin %1’e indirilmesi gibi.

Yat ve kotra alımlarında ÖTV oranı sıfır iken Ortadirek olarak tabir ettiğimiz halk kitlesinin kullandığı traş köpüğü ve traş kreminden %6,7, orta halli bir binek otodan %45 -%50, 1 litre 95 oktanlı benzinden 2,3765, 1 litre motorinden 1,7945, 1kg otogazdan 1,7780 TL ÖTV almak vergi adaleti kavramını tekrar tartışır hale sokar. Şöyle ki yat ve kotra alımında %1 oranında KDV ödenirken ekmek, pirinç, kuru fasulye, nohut ve mercimeğe de %1 oranında KDV ödenmesinin vergi ödeyicileri cephesinden adil bir durum olarak görülmesini bekleyemeyiz. Aynı şekilde et, yaş meyve ve sebze, yoğurt, peynir, yumurta, süt, makarna, sıvı yağ, tuz, şeker, çay, ilaç için %8, telefonla iletişim için %18 KDV (+%15 ila 25 ÖİV) ödenmesi vergide adalet duygusunu kolaylıkla incitebilir.

Vergide de adalet herkesten ödeme gücüne göre vergi almakla sağlanabiliyor. Kazanç elde eden kişinin kazancının vergiye tabi olması, az kazanandan az çok kazandan çok alınması bunun en kestirme ifadesidir. Nitekim artan oranlı gelir vergisi tarifesi de bunu sağlar.

Keza emeği ile geçinen kişilerin elde ettikleri gelirleri, sermayesi üzerinden kazanç elde edenlere göre daha avantajlı bir vergilemeye tabi tutmak da ayırma kuramı olarak bu amaç kapsamında karşımıza çıkar.

Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığında Mükellef Hizmetlerinde Grup Başkanı iken yaptırmış olduğumuz araştırmada vergiye karşı olumsuz tepkilerin en büyük gerekçesinin mükellefler tarafından adil bulunmayan vergi algısı olduğunu tespit etmiştik (Bkz. Elif Tuay, İnci Güven;Türkiye’de Mükelleflerin Vergiye Bakışı,Gelir İdaresi Başkanlığı, Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı, Yayın No: 51, Ankara, 2007)

Her şeyin başı elbette adalet. Onun varlığının olduğu yerde, ona bağlı olan bütün sonuçlar da zincirleme iyi ve güzelle sonuçlanıyor.

Dünya genelinde yapılan araştırmalarda da vergilemede bazı kişi ve gruplara ayrıcalıklı davranılması (vergi istisna ve muafiyetlerinin uygulanması, vergi imtiyazlarının yaygın olarak uygulanması vb.) toplumsal açıdan bazı hoşnutsuzluklar oluşturmakta ve kendilerine haksızlık yapıldığına inanan mükelleflerin vergilemeye tepki göstermelerine neden olduğu tespit edilmiştir.

“Uçuş modu”na almak

KPMG Türkiye’nin gündeme getirdiği benim de benimsediğim bir kavram var: Sorumlu Vergicilik.

Kendi kelimelerimle ifade edecek olursam; vergicilikte masanın hangi tarafında olursak olalım (ister ödeyen ister toplayan) vicdan ile akıl arasındaki iletişimi (komünikasyonu) hiçbir zaman “uçuş modu”na almamak.

Malum cep telefonunuzu uçuş moduna aldığınızda telefonunuzun bütün fonksiyonları yerli yerindedir ve hepsi çalışır haldedir. İletişim haricinde.

Bu nedenle de diyoruz ki hayatın her noktasında işimizi yaparken de işimizde yükselirken de vicdanımız ile aklımız arasındaki iletişimi uçuş moduna almamakta yarar var.

Geleneksel olarak bizde vergi yoluyla teşvik talep etmek ve teşvik vermek yerleşik bir uygulamadır. Ancak vergi yoluyla teşvik verilirken bir taraftan da toplumun adalet duygusunun zedelenmemesine dikkat etmek gerekiyor.

(1) Vergi tatili hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Müjgan Karyağdı, ABD Uygulamasında Satış Vergilerinde Vergi Tatili.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor