Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Bülent TAŞNazmi KARYAĞDI
Bülent TAŞ/ Nazmi KARYAĞDI
27377OKUNMA

Sözleşmelerdeki Verginin Üzerinden Damga Vergisi Hesaplanır mı?

Damga vergisi, Merkezi Yönetim Bütçesi içerisinde önemli gelir kalemlerinden biri. Geçen yıl gerçek kişi ve tüzel kişi olarak toplamda yaklaşık 12 milyar liralık damga vergisi ödedik. Bir diğer ifadeyle bütçe gelirlerinin %2,6’sı, vergi gelirlerinin %2,96’sını hep birlikte ödemiş durumdayız.

Ne şekilde ödedik?
Geçmişte damga pulu şeklinde de ödenen damga vergisi yabancı literatürde stamp duty olarak da adlandırılıyor. Artık damga pulu vasıtasıyla ödemesek de parasal tutarlar içeren ya da haricen içerdiği parasal tutar hesaplanabilen sözleşmelerde damga vergisi ödüyoruz. Bununla birlikte ücretlilerin maaşları hesaplanırken düzenlenen makbuzlar ile bankadan hesaba aktarılmasını temin ve ödemeyi temin eden kağıtlar üzerinden, taahhütnameler, temliknameler, fesihnameler, kefalet ve rehin senetleri, sulhnameler, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca kayıt ve tescil edilmiş ikinci el araçların satış ve devrine ilişkin sözleşmeler, emtia senetleri, bilançolar, gelir tabloları, gümrük idarelerine verilen özet beyan formları ve beyannameler, damga vergisi beyannameleri hariç vergi dairelerine verilen beyannameler, resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemelerde düzenlenen kağıtlar üzerinden, belediyelere ve sosyal güvenlik kurumlarına verilen beyannameler ve bildirgeler vb. üzerinden de damga vergisi ödemekteyiz.

Kayıtdışılığa etkisi
Damga vergisinin elektronik imza ile imzalananlar dâhil olmak üzere ıslak imzalı parasal tutar içeren/haricen hesaplanabilen sözleşmeler üzerinden alınması ticari hayatta bir kısım sözleşmelerin hiç düzenlenmemesi veya gerçek tutarları üzerinden düzenlenmemesi gibi sonuç doğurduğu iş dünyasında sıklıkla dile getirilen bir konudur. Bu nedenle de bu vergiye getirilen en önemli eleştiri “kayıt dışılığa neden olan bir vergi” olduğudur. Bizim de katıldığımız bu tespit çerçevesinde ülkemizin kayıt dışılığın azaltılmasında atması gereken adımlardan biri sözleşme vb. üzerinden alınan damga vergisinin kaldırılmasının uygun olacağı kanısındayız.

Damga vergisinin mükellefi ve matrahı
Damga vergisinin mükellefi Kanun’da liste halinde belirtilen kağıtları imzalayanlardır (e-imza dahil). Resmi dairelerle gerçek ve tüzel kişiler arasında bir kağıt düzenlenirse bunun mükellefi ise resmi daire dışında kalan diğer taraftır.

Damga vergisi, kağıdın türüne göre ya belirlenmiş kesin ve bir tutar üzerinden (maktu olarak) ya da içerdikleri paranın belirli bir oranı şeklinde (nispi) ödeniyor. Örneğin 2015 yılında katma değer vergisi beyannamesi için 29,90 lira SGK bildirgesi için 22,30 lira ödenirken kira sözleşmelerinde binde 1,89, diğer sözleşme ve taahhütnamelerde binde 9,48 oranında damga vergisi hesaplanması gerekiyor.

Damga vergisinin konusunda giren kağıtlar kaç nüsha düzenlenmişse vergi her bir nüsha için ayrı ayrı hesaplanıyor. Yani iki nüsha kağıt için vergi iki kez, beş nüsha kağıttan vergi beş kez ödeniyor.

Damga vergisinin konusuna giren kağıtlar Damga Vergisi Kanununun ekinde (1) sayılı Tablo olarak yer alıyor. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yeniden değerleme oranı ile güncellenen damga vergisi tutarları her yılın son günlerinde takip eden yıl uygulanmak üzere Resmi Gazete’de yayınlanıyor.

Listede yer alan kağıtlardan nispi yönteme tabi olanların içerdikleri parasal tutarlar veya kağıtlarda yer alan rakamlardan hareketle haricen hesaplanacak parasal tutarlar üzerinden damga vergisi hesaplanıyor.

Sözleşmede geçen vergiler belli para tabirine dahil mi?
Kanunda damga vergisinin matrahı tabiri yerine, nispi vergilemede “kağıtlarda yazılı belli para” kavramı yer almaktadır. Belli para terimi ise kağıtların içerdiği veya bunlarda yazılı rakamların hâsıl edeceği para olarak tanımlanmıştır. Anca Kanundaki “belli para” tabiri günlük uygulamalarda zaman zaman tereddüte neden olabilmektedir. Örneğin sözleşmede parasal bir tutar yer alırken vergilerin de taraflardan biri tarafından ödeneceği ifadesi yer alıyorsa veya vergilere atıfta bulunulmuşsa vergiler üzerinden de damga vergisi hesaplamak gerekip gerekmediği hem sözleşmeyi imzalayan taraflar arasında hem de idare ile mükellef arasında uyuşmazlıkların doğmasına neden olmaktadır.

Damga vergisine tabi olan kağıtlarda yer alabilen vergiler 2 tür olabilmektedir. Biri toplam bedel üzerinden hesaplanan dolaylı vergiler (Katma Değer Vergisi (KDV), Özel İletişim Vergisi (ÖİV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Şans Oyunları Vergisi, Gümrük Vergisi ve belediye vergileri…) Diğeri ise ödenen bedel üzerinden yapılan gelir (kurumlar) vergisi kesintisi (stopajı, tevkifatı), Veraset ve İntikal Vergisi…

Damga Vergisi Kanununda vergilerin matraha dâhil olup olmadığı konusunda açık bir belirleme bulunmuyor. Yukarıda da belirttiğimiz üzere Kanunda matrah (üzerinden vergi hesaplanan tutar) tabiri yerine “belirli para” deyimi yer almaktadır.
Bu sorun ilk başlarda KDV’nin matraha dâhil olup olmadığı yönünden tartışılmış vergi idaresi ana bedel artı KDV’nin üzerinden damga vergisi hesaplanması gerektiğini ifade etmiş, mükellefler ise KDV üzerinden damga vergisi hesaplamaya gerek olmadığını ileri sürmüşlerdir. Çok sayıda uyuşmazlık yargıya taşınmış ve sonuçta Danıştay mükellef lehinde kararlar vermiştir.

“Katma değer vergisi, damga vergisi matrahına dahil edildiği takdirde, verginin vergilendirilmesi gibi, sisteme aykırı bir uygulama gündeme gelir…

Damga Vergisi Kanununun ….hükümleri uyarınca hesaplanacak damga vergisi matrahını sözleşmede belirtilen bedel (hizmet bedeli) oluşturduğundan ve bu bedele katma değer vergisinin de ilave edilmesi gerektiği yolunda adı geçen kanunda herhangi bir hükme yer verilmemiş bulunması ve katma değer vergisinin iş bedelini artırıcı bir nitelik taşımaması karşısında, bu bedele katma değer vergisinin de ilave edilmesi suretiyle yapılan tahakkukta isabet görülmemiştir. (Danıştay 7. Dairesi, 25.2.1998 tarih ve K: 1998/669 sayılı kararı)


Öte yandan 29.1.1997’de yayınlanan 30 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğiyle İdare, damga vergisinin katma değer vergisi hariç olmak üzere sadece işin bedeli üzerinden hesaplanması, katma değer vergisi dâhil edilerek düzenlenen kağıtlardan alınması icap eden damga vergisinin ise katma değer vergisi tutarı düşüldükten sonra kalan meblağ üzerinden hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.

KDV matraha dâhil değil ya diğer vergiler?
Bu konuda vergi idaresinin genel yaklaşımı vermiş olduğu özelgelerde şu şekildedir: “Gerek 30 seri nolu Damga Vergisi Genel Tebliğinde gerekse ilgili diğer mevzuatta katma değer vergisi dışındaki vergilerin damga vergisi matrahına dâhil edilmeyeceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından tüm vergilerin damga vergisi matrahına eklenmesi gereklidir.”

Özel Tüketim Vergisi yönünden İdarenin bu görüşü çerçevesinde yapılan damga vergisi tarhiyatları mükelleflerce yargıya götürülmüş ve vergi yargısı tıpkı KDV’de olduğu gibi “Damga Vergisi Kanununda, herhangi bir verginin damga vergisinin matrahına dâhil olacağı hakkında açık bir hüküm olmadığından, ÖTV üzerinden damga vergisi alınmasının verginin vergilendirilmesi sonucu doğurduğundan” ÖTV üzerinden damga vergisi hesaplanmayacağı görüşündedir. Zamanla yargının bu yöndeki kararlarının istikrar kazanması durumunda tıpkı KDV’de olduğu gibi ÖTV’de de bir idari düzenleme beklemek olası gözüküyor.

VERGİ İDARESİVERGİ YARGISI
Vergilerin damga vergisi matrahına dahil edilmeyeceğine ilişkin mevzuatta bir hüküm olmadığı için KDV hariç diğer vergiler damga vergisi matrahına dahil edilmelidir.Vergilerin damga vergisi matrahına dahil edileceğine ilişkin mevzuatta bir hüküm olmadığı için tüm vergiler damga vergisi matrahına dahil edilmemelidir.


Stopajlar damga vergisi matrahına dâhil edilmeli mi?

Sözleşmelerde dolaylı vergilerin dışında stopaj varsa bunun kimin tarafından Devlete ödeneceğine ilişkin hükümler de yer alabilmektedir. Örneğin bir kira sözleşmesinde stopajın kiralayan tarafından karşılanacağı ya da gerçek kişilere hukuk danışmanlığı, telif hakkı ücreti ödemesinde gündeme gelen stopajların ne şekilde ödeneceği gibi…

Tıpkı yukarıda diğer vergilerde gibi bu konuda da mevzuatta bir düzenleme yer almamaktadır. İdare mükelleflere vermiş olduğu bazı özelgelerde; sözleşmede stopajdan söz edilmişse ve taraflardan birinin ödeyeceği belirtilmişse stopaj dâhil tutar üzerinden bir başka ifadeyle brüt tutar üzerinden damga vergisinin hesaplanması gerektiğini ifade etmektedir (GİB’in 19.9.2008 tarih ve B.07.1.GİB.0.02.62/6202-2946 sayılı özelgesi, kaynak:gib.gov.tr).

Bize göre;
Kanunda açıkça damga vergisi matrahına dâhil edilmeyen vergilerin matraha dâhil edilmemesi uygun olacaktır. Vergiler sözleşmenin tarafları arasındaki ticari ilişki nedeniyle ortaya çıkan bir unsur olmayıp vergi yasaları kapsamında ortaya çıkan yükümlülüklerdir. Sözleşme ile sadece vergiyi Devlete kimin ödeyeceği netleştirilmekte, taraflar arasında sözleşmenin bedelini oluşturan bir unsur durumunda değildir. Kaldı ki sözleşmeye yazılmasa dahi vergisel bir yükümlülük doğuyorsa tarafların mükellef, vergi sorumlusu ya da müteselsil sorumlu olarak bu vergileri Devlete ödeme yükümlülükleri bulunmaktadır.

Yukarıda da belirttiğimiz üzere KDV konusunda yargı kararlarının istikrar kazanması üzerine Gelir İdaresi KDV’nin damga vergisi matrahına dahil edilmeyeceğine ilişkin Genel Tebliğ ile yargı kararları paralelinde bir uygulamayı kural haline getirmişti.

Bugün için hem ÖİV hem de ÖTV konusunda benzer içerikte yargı kararları mevcuttur. Yargının konuya yaklaşımının vergi türü bazında değişiklik göstereceğini beklemenin sözkonusu olamayacağını gözönünde bulundurduğumuzda, her bir vergi türü için yargı kararının ayrı ayrı istikrar kazanmasını beklemek de gerekmediğinden, İdarenin tüm vergiler için KDV benzeri düzenlemeyi hayata geçirmesinin uygun olacağını düşünmekteyiz.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor