Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
1696OKUNMA

Güle Güle 2010. Hoş Geldin 2016

Okuyucularımızın aklına şu gelmiş olabilir.

Başlıkta bir yazım hatası var galiba!

Güle güle 2015. Hoş geldin 2016.” olması gerekmez mi?

Haklısınız acısıyla tatlısıyla, netliğiyle karışıklığıyla hep birlikte 2015’i yolcu ederken 2016’yı karşılıyoruz.

Ancak vergi mükellefiyseniz ve 2010 yılına ilişkin olarak vergi dairesince tarh edilmemiş vergi ve ceza varsa, 2010 yılı 31 Aralık 2015 itibariyle zamanaşımına uğramış oluyor.

Yani 31 Aralık’a kadar vergi dairesi, 2010 yılıyla ilgili, tespit yapıp, vergi ve ceza tutarını hesaplayıp (tarh), tebliğ etmemişse sizden bunları talep etmesi mümkün değil.

Bu nedenle de vergi mükellefleri ve vergi daireleri 31 Aralık tarihinde hem 2015 yılını hem de 2010 yılını kapatmış oluyorlar.

Zamanaşımı: Hak düşürücü

Mükellef hakları ve yükümlülükleri açısından önemli bir unsur zamanaşımı. Zamanaşımına uğrayan bir konuda ne idarenin ne de mükellefin karşı taraftan herhangi bir talepte bulunma hakkı kalmamaktadır. Bu nedenle de zamanaşımı her iki taraf açısından hak düşürücü süre mahiyetinde.

Teknik olarak ifade etmek gerekirse; Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesine göre, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğramaktadır (Emlak Vergisi ve Veraset ve İntikal Vergisi hariç. Konunun genişlememesi için bu vergiler yazımızda ele alınmamıştır.)

Tarhiyatta zamanaşımını durdurmak mümkün mü?

İki durumda tarhiyattaki zamanaşımını durdurmak mümkün:

  1. Vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması. Duran zamanaşımı, komisyon kararının vergi dairesine gönderilmesini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz (VUK Md.114/2).
  2. Mükellefin karşılaştığı mücbir sebepler nedeniyle. Ne zaman ki mücbir sebeplere ilişkin durum ortadan kalkar bu durumda zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder.

Mükellefin rızası dışında ödemeler tahsilat zamanaşımını kesmez

Bir diğer zamanaşımı da; herhangi bir kamu alacağında vade tarihini takip eden takvim yılından itibaren 5 yıl geçtikten sonra gerçekleşen tahsilat zamanaşımıdır (AATUHK Md.102).

Örneğin vadesi yani son ödeme tarihi 2010 yılı olan tarh edilmiş ve tebliğ edilmiş vergi vb. bir borç 31 Aralık 2015 tarihine tahsil edilememişse zamanaşımına uğramış olur.

Zamanaşımını kesen unsurlardan biri mükellef tarafından yapılan ödemedir. Eğer mükellef kendiliğinden 2015 tamamlanmadan bir ödemede bulunmuşsa, zamanaşımı kesilir. Yani 5 yıllık süre 2016’ten itibaren yeniden başlar.

E. Danıştay Başsavcısı Turgut Candan’ın “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun” isimli kitabında belirttiği üzere tahsil zamanaşımını kesmek amacıyla borçlunun (mükellefin) bilgi ve iradesi dışında mükellef tarafından yapılmış veya yaptırılmış gibi gösterecek şekilde yapılmış ödemeler tahsilat zamanaşımı kesmez. Bu tür ödemeler “yok hükmünde” olduğundan, bu borçlar zamanaşımına uğramış olurlar.

Diğer taraftan Danıştay 3. Dairesi’nin (www.danistay.gov.tr) 25.9.2012 tarih ve 2012/3047 sayılı kararı da; “zamanaşımı süresinin dolmasından önce yapılan cüz’i tutardaki ödemelerin mükellefler tarafından yapıldığının kabulünün ticari icaplara uygun düşmediği, söz konusu ödeme nedeniyle tahsil zamanaşımı süresinin kesildiğinden bahsedilmesine olanak bulunmadığı” şeklindedir.

İyi yıllar!

Vergi ödemede ve toplamada adaletin egemen olduğu,

Vergi ahlakının geliştiği,

Gelir dağılımının vergiler yoluyla gayriadil hale gelmediği,

Ödediğimiz her kuruş verginin başta adalet daha sonra hizmet olarak geri döndüğü,

Özveri ile çalışan vergi idaresi çalışanlarına,

Gayretle üretip, kazanıp, dürüstçe vergisini ödeyen vatandaşlara,

Sağlıklı ve mutlu yıllar…

(29 Aralık 2013 tarihinde yayımlanan “Güle Güle 2008. Hoş Geldin 2014” başlıklı yazımızın güncellenmiş halidir.)

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor