Çocukların Okul Masrafları Ödenecek Vergiye Etki Eder mi?
Malumunuz olduğu üzere 2016-2017 eğitim-öğretim dönemi başladı. Geleceğin teminatı olan gençleri zorlu bir eğitim yılı bekliyor. Gençlerle beraber her ne kadar evlatlarına hissettirmemeye çalışsalar da, anne ve babaları da zor bir dönem bekliyor. İster istemez okulların açılmasıyla beraber öğrencilerin ihtiyaç duyduğu kırtasiye malzemeleri, kitaplar, okul ve servis ücretleri belki kurs ücretleri gündeme geliyor. Söz konusu giderler ise kimi ailelerin bütçelerinde önemli yer kaplıyor. O zaman müjdeli haberi sizlerle paylaşalım.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz eğitim harcamalarınızı yıl içerisinde elde etmiş olduğunuz kazanç ve iratlarınızdan indirebilir ve bu şekilde ödeyeceğiniz vergi tutarını bir nebze olsun azaltabilirsiniz.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89/2. maddesine göre gelir vergisi mükellefleri beyan edilecek gelirlerinin %10’unu aşmaması şartıyla kendileri, eşleri ve küçük çocukları adına Türkiye’ de yaptıkları eğitim ve sağlık harcamalarını gelir vergisi matrahından indirebilirler. Ancak yapmış oldukları gider ve harcamaları gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik etmeleri gerekmektedir.
255 Seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği’ ne göre; eğitim ve öğretim kurumları, anaokulu, kreş ve dershanelere eğitim amacıyla yapılan ödemeler ile eğitim amaçlı kurs ücretleri, okul servis ücretleri, kitap ve kırtasiye alımları için yapılan harcamalar ile öğrencilerin özel yurt ve pansiyonlarda kalmaları durumunda ödenen tutarlar kanun lafzında belirtilen eğitim harcamaları kapsamında değerlendirilecektir.
Konuya ilişkin olarak, en tartışmalı husus kanun lafzında indirim konusu yapılacak tutarın hesabında büyük öneme sahip olan “beyan edilecek gelir” kavramıdır. İdare vermiş olduğu özelgeler de beyan edilecek gelirin, gayrisafi hasılattan giderler düşüldükten, indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki safi irat tutarı olduğunu ifade etmiştir.
Kanun lafzında geçen ve öneme haiz konulardan bir diğeri ise küçük çocuk tabiridir. Konuyla ilgili 23.10.2012 tarih ve GVK-85/2012-7 sayılı Gelir Vergisi Sirkülerinde, "çocuk" veya "küçük çocuk" tabirinden, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukların anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.
Görüleceği üzere, idare yapmış olduğu düzenleme ile eğitim öğretim gibi hayatımıza yön veren en önemli unsurun doğuracağı külfeti az da olsa hafifletmeyi amaç edinmiştir. Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi Kanunlarımızda eğitim öğretim faaliyetlerinin desteklenmesine yönelik olarak benzer çeşitli düzenlemeler söz konusu olmakla beraber bu düzenlemeler gelişen ve değişen TÜRKİYE için hiçbir zaman yeterli olmayacaktır. Umuyoruz ki teşvik amaçlı benzer düzenlemeler vergi kanunlarımızda daha da yaygın ve kapsayıcı hale gelerek eğitim maliyetlerini en aza indirsin. Çünkü toplumsal olarak erişmiş olduğumuz eğitim düzeyi geleceğimize vereceğimiz yönü tayin edecektir.