Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Araştırmalar

Doç. Dr. Cenker GÖKER
Doç. Dr. Cenker GÖKER
14862OKUNMA

Tobin Vergisi Üzerine Bir Deneme

Özet

"İyice yağlanmış olan uluslararası döviz spekülasyonu çarkının dişlileri arasına bir miktar kum serpilmesi" olarak ifade edilen Tobin vergisi günümüzde oldukça ilgi gören bir model önerisidir. Uluslararası döviz spekülasyonunun dünyanın sonunu getireceği görüşlerinin yanı sıra ekonominin kendi dengesini bulacağına ilişkin bakış açılarının merkezinde yer alan bir tartışmadır. Spekülasyonun haksız kazanç mı yoksa öngörülerle kâr elde etmek mi olduğu bir yana bırakıldığında Tobin vergisini ilgi odağı haline getirenin verginin muhtemel gelirin nasıl bölüşüleceği tartışmasında olduğu görülmektedir. Vergi hâsılatı, küresel kamusal mal olarak kabul edilerek insanlığın geleceği için mi harcanacak yoksa IMF, Dünya Bankası gibi kurumlara mı aktarılacaktır. Bugün Tobin vergisine ilgiyi ayakta tutan da işte bu paylaşım tartışmasıdır. 

Giriş

İnsanlık tarihi savaşların tarihidir. Geçmişi hangi bakımdan sınıflandırsanız karşınıza mutlaka verilmiş bir mücadele, kazanılmış bir zafer veya hüsranla biten bir yenilgi çıkmaktadır. Günümüzün küreselleşen dünyasında artık savaş dendiğinde insanların değil paranın savaşının daha geniş bir çağrışım yaptığı görülebilir. Öyle ki, bugün ekonomiler savaşmaktadır; para asker konumundadır. Orduları yöneten uluslararası şirketler, çarpışma alanını belirlemekte, para ekonomik bir savaşı başlatmakta veya sona erdirmektedir. Ekonomik aktörlerin etkileri zaman içinde değişiklik gösterse de para en tehlikeli silah olma özelliğini korumaktadır. Örneğin, üretim, pazar payı, ticaret, pazarlama gibi alanlar paranın para kazandırdığı dönüşümlere karşı güç kaybetmektedirler. Üretim, satış gibi unsurlardan daha etkin bir biçimde paranın para kazandırması olgusunda dönüşüm noktası Bretton Woods(1) para sisteminin terk edildiği 1973 yılıdır. Bu tarihten sonra tüm dünyada küreselleşme özellikle ekonomi ve teknoloji alanında ivme kazanmıştır. Bunun para piyasalarındaki etkisi üretim faktörleri yerine paranın bizzat para kazanma aracı olmasındaki mekanizmaların artması olmuştur. Örneğin bu dönemde atipik sözleşme çeşitleri, hisse senedi, devlet tahvili, devlet bonosu gibi yatırım araçlarına ilginin artması nedensiz değildir. Petrol fiyatlarındaki yükselme, üretim maliyetlerinin artmasına, maliyetlerin artması istihdamın azalmasına etki etmekte, sermayenin üretim faktörlerine yatırılması yerine daha karlı ve risksiz olan para yönetiminin seçilmesine yönelinmektedir. İşte bu noktada spekülatif sermaye hareketleri olgusu ortaya çıkmaktadır. Öyle ki, spekülasyon artık bir ticaret aracı konumuna gelmiştir. Ancak uluslararası mali sistemin bir şekilde korunması gerekliliği düşüncesi olgunlaşmaya başlamıştır. Bu aşamadaki çeşitli öneriler (2) arasında Prof. Dr. James Tobin'in kendi adıyla özdeşleşen Tobin Vergisi (3) önerisi öne çıkmaktadır.

Dünyada ve Türkiye'de Tobin vergisi ile ilgili pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. Çalışmaların içeriklerinde temel bir soruya cevap arandığı gözlemlenebilir. Soru şudur; Tobin vergisi olmalı mı olmamalı mı? Tobin vergisi sadece ve sadece tüm dünyada geçerli olduğu bir aşamada gerçekten başarılı olabilecek bir niteliğe sahiptir. Bu nedenle, birbirinden çok farklı vergi sistemlerinin mevcut olduğu günümüz dünyasında ortak bir uygulama yaratılması gibi ütopyadan çok, incelemede Tobin vergisi anlamlandırılmaya çalışılacaktır. 

Tobin Vergisi Önerisi

2.1. Tanımı

Ulusal paraların dönüşüm değerini sabitleyen Bretton Woods sisteminin 1970'li yılların başında yıkılmasının ardından fiilen yürürlüğe giren dalgalı kur sistemi ile birlikte ekonomiler üzerinde etkilerini hissettirmeye başlayan döviz kuru dalgalanmaları, istikrar ihtiyacını gündeme getirmiştir. Tobin vergisi, bir taraftan paranın mal gibi alınır satılır hale gelmesini, diğer taraftan da bunun bir spekülasyon aracı olarak kullanılarak paranın ölçü birimi olma özelliğinin yitirilmesini, döviz ticareti maliyetlerinin pahalı hale getirilerek kur dalgalanmalarının azaltılmasını amaçlayan, bir paranın bir başka paraya dönüştürülmesine ilişkin spot (4) işlemler üzerine ad-valorem bir vergi konulması düşüncesi olarak ortaya çıkmıştır (5). Spot döviz alım satım işlemleri üzerine getirilecek düşük bir orana sahip olması önerilen bir vergidir. Oran için % 0,2, % 0,5 ve % 1 gibi değişik alternatifler önerilmiştir (6). Bu verginin en temel amacı ani yabancı sermaye giriş çıkışının ekonomiler üzerinde gösterdiği olumsuz etkilerin azaltılmasıdır. Tobin vergisi asla yabancı sermaye giriş çıkışını engellemek amacını gütmemektedir. Uzun vadeli yatırımlar söz konusu olduğunda verginin maliyeti yok denebilecek kadar azalmaktadır; oysa kısa vadeli döviz alım satımlarına bu vergi uygulandığında ciddi bir matraha ulaşılabilmektedir. Bunu daha net biçimde açıklayan ifadeyi bizzat Tobin kullanmaktadır (7); "İyice yağlanmış olan uluslararası döviz spekülasyonu çarkının dişlileri arasına bir miktar kum serpilmesi" Tobin vergisinin amacıdır. Dolayısıyla yabancı sermaye giriş çıkışı değil, bunun ekonomileri yutan bir spekülasyon canavarına dönüşmesi engellenmeye çalışılmaktadır. Söz konusu spekülasyon canavarının yol açtığı krizlerin (8) dünya genelinde etkisini gösteren bir büyüklüğe sahip olması konunun öneminin anlaşılması bakımından anlamlıdır. 

1.2. Tobin Vergisi Önerisinin Ortaya Çıkışı

Tobin vergisi (9), sabit döviz kuru sisteminin terk edildiği 1970'li yılların başında "sıcak para" olarak da nitelendirilen bir ülkeye döviz giriş çıkışının o ülke ekonomisine zarar vereceği inanışı ile ortaya çıkan bir öneridir. Küreselleşme denen ve ulusal düzeyde idari, toplumsal ve kültürel her türlü sınırlamanın yıkılmasına yönelik saldırılarla başlayan süreçte, finans piyasalarının serbestleştirilerek sermayenin nemalandırılacağı yeni finansal türev araçlarının geliştirilmesiyle bugünkü noktaya gelinmiştir (10). Dünya genelinde geçerli, uluslarüstü bir tek para biriminin olmadığı, dolayısıyla birden fazla para birimi ve bunlar arasında "kur"ların mevcut olduğu bir ortamda kur istikrarının sağlanması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır (11). Bu sebeple kurlarda istikrar sağlanması her halükarda "kur"u ortadan kaldırılamadığı sürece en iyi ikinci (12) çözümdür (13).

Tobin vergisinin uluslararası şirketler eliyle küreselleşmenin oyun alanına dönen dünya piyasalarının sağlıklı işleyebilmesi için küreselleşme karşıtı olmayan bir bilim adamı tarafından önerilmesi doğaldır. Uluslararası piyasalar her şeyi ele geçirdiklerinde, geriye elde edilecek bir sermaye, bir kazanç kalmayacaktır. Dolayısıyla ekonomik küreselleşme oyununun kuralı "hiç kural olmaması" değildir. Kendi kendini yok edecek adımların engellenmesi küreselleşme aktörlerinin önem verdiği bir zorunluluktur. Bu noktada ulus devletlerin küreselleşme karşısında ulusal çıkar çatışmalarının ötesinde uluslararası piyasaları korumakla görevli birer jandarmaya çevrildiği, buna bir direnç gösterildiği noktada IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların kara listesine girmek gibi bir tehdidin de her zaman mevcut olduğu unutulmamalıdır (14). Aksine bir düşünce içinde yaşanılan zamanın kavranmasını anlamsızlaştırmaktadır.

Tobin vergisiyle ilgilenilmesindeki bir başka önemli nokta, verginin uygulanmasının devamlı olarak piyasaların kötü çocuğu olarak lanse edilen spot döviz işlemlerinin spekülasyon aracı olarak kullanımına bir engel teşkil edebileceği ve böylece oluşacak zararların azalacağı inancıdır.

 2.3. Tobin Vergisinin Sisteme Entegrasyonu Tartışmaları

Tobin vergisi önerisinin 1990'lı yıllarda daha etkin bir biçimde tartışılmaya başlanmıştır. Bunun nedeni 1990'lı yıllarda iki kutuplu dünyadan tek süper gücün ABD olduğu bir düzene geçilmesi ve onun şekillendirmeye çalıştığı dünya siyasetinin ve küreselleşme olgusunun etkin biçimde her toplumda hissedilmeye başlamasıdır. Öyle ki küreselleşmenin aktörleri G-8 (15) ile küreselleşme karşıtlarının (16) düşünsel çatışmaları bugün de devam etmektedir.

Tobin vergisi bu fikir çatışmalarının merkezinde yer alması sebebiyle önemlidir. Tobin vergisinin aslında küreselleşmeyi savunan bir iktisat profesörünün önerisi olmasına rağmen küreselleşme karşıtlarının ısrarla savundukları bir kavram olması ilginçtir. Küreselleşme karşıtlarının bu öneriye sıcak bakmalarının sebebi yabancı sermayenin sadece spekülasyon sayesinde elde ettiği karların aslında o ülkede yaşayan insanların emeklerinin sömürülmesi anlamına geleceğine ilişkin savlarını özetleyen şu sloganda gizlidir; "Dünya satılık değildir" (17) (Le monde n'est pas une marchandise). Gerçekten de yabancı sermayenin ülkeye giriş ve çıkışı arasındaki döviz kuru farkı nedeniyle elde ettiği kârın başka bir açıklamasını bulmak da zor gözükmektedir (18).

Tobin vergisinin tüm dünyada uygulanmasını savunanların ortak görüşü Tobin vergisinin küresel bir adalet için bir araç olabileceğidir. Öyle ki verginin, yani uluslararası şirketlerin sadece spekülasyona bağlı olarak elde ettikleri gelirleri, gelir dağılımının daha adaletli olduğu bir dünya için kullanılabilecektir (19). Tobin vergisi ile elde edilecek paranın uluslararası kamusal mal (20) olarak açlık, yoksulluk, çevrenin korunması, silahsızlanma, hastalıklarla mücadele gibi amaçlarla kullanılabileceğine inanılmaktadır. Gerçekten de aşağıda belirtileceği üzere Tobin vergisi başarılı bir şekilde uygulanabilirse teorik olarak yıllık 100 ile 400 milyar dolar arasında değişen bir para toplanabilecektir. Meblağın büyüklüğü vergiye ilginin sebebini de özetlemektedir.

Tobin vergisine karşı çıkanların iddiaları hem bu verginin uygulanmasının imkânsızlığı (21) hem de gereksizliğidir. Bunun küresel ticaretin gelişmesini engelleyeceği üzerinde durulmaktadır. Buna karşın asıl direnç noktası hiçbir ülkenin vergiyi henüz dünyada bir fikirbirliği oluşmadan yürürlüğe sokmak istememesidir. Devletler bunu yaptıklarında sıcak paranın kendi ülkeleri yerine başka finans merkezlerine kayacağından kuşku duymamaktadırlar. Bu, gerçekten de alınabilecek bir risk değildir.

Tobin Vergisi'nin Anlamlandırılması

3.2. Tobin Vergisi Sisteme Dahil Edilmezse Oluşacak Sonuçlar

3.1.1 Genel Olarak

Tobin vergisinin ortaya çıkması, bugün uluslararası ekonomik piyasaların spekülasyonlara açık konumu ve hassasiyeti nedeniyle, gerçek anlamda ileri görüşlü bir öneri olarak görülmelidir. Öyle ki, Bretton Woods para sisteminin çöküşü sonrasında bunun piyasaları olumsuz etkileyeceğini düşünen Tobin'in bugün ne kadar haklı olduğu peş peşe gerçekleşen ekonomik krizlerle doğrulanmaktadır. Ekonomik krizlerin uluslararası piyasalar kadar ülkelerin mali politikalarını, sosyal yatırımlarını vb. pek çok dengeyi olumsuz etkilediği gözden kaçırılmamalıdır. Sermaye birikimi yatırıma, istihdama, sosyal refaha dönüşebilecekken, buralara aktarılabilecek kaynaklar birkaç uluslararası şirketin spekülasyon aracını kullanarak elde ettiği kâra dönüşebilmektedir. Bu nedenle uluslararası piyasaların sağlıklı işlemesini sağlayacağı düşüncesi kadar, bir güvenlik önlemi olarak da görülen Tobin vergisi uluslararası sisteme dahil edilmezse oluşacak sonuçlar önem kazanmaktadır.

 3.1.2. Piyasaların Sıcak Paraya Hassasiyeti ve Mali Krizler

Uluslararası para piyasaları küreselleşme sürecinin de etkisiyle paranın gün içinde tüm dünyayı dolaştığı bir sistemle varlığını sürdürmektedir. Küreselleşme olgusu mali piyasalarda, sermayenin rahatça dolaşabilmesini ve yüksek getiri potansiyelini işletmektedir. Finansal krizler, söz konusu küreselleşme noktasıyla birleştiğinde kaçınılmaz birer son olmaktadır. Öyle ki, sıcak paranın ülkeden hızla kaçmasıyla başlayan krizler, geride çekirge sürüsü girmiş ve talan edilmiş bir tarlaya dönmüş ekonomiler bırakmaktadır (22). Bu ekonomilerin kriz sürecinden çıkması için yardımcı olan IMF'nin krize giren ülkeyi mi yoksa sermaye sahiplerini mi korumaya çalıştığı ise siyasal çevrelerde tartışma konusu olmaktadır (23). Uluslararası para piyasalarının ulusal ekonomiler üzerindeki yıkıcılığı siyasal boyuttaki tartışmaları da alevlendirmektedir (24). ATTAC (Association for the Taxation of Financial Transactions and Aid to Citizens, editörün notu) gibi organizasyonların ortaya çıkışı da bu sürece denk gelmektedir. Ayrıca, sürekli hareket halindeki uluslararası sermayenin yaklaşık % 80'inin geldiği ulusal piyasayı bir hafta içinde terk etmesi, piyasaların bu giriş çıkışlara hassasiyet göstermesine yol açmaktadır. Merkez Bankalarının olası bir kriz için rezerv artırımına gitme eri ve rezerv miktarının artması fiziksel yatırımlara dönüşebilecek kaynakların piyasalardan çekilmesi sonucunu doğurmaktadır (25). Krizler sonrası kalkınma için kullanılacak kıt kaynakların tüketilmesi, piyasaların uzun yıllar etkilenmesine neden olmakta, dış borçlar yükselmekte ve ekonomik dengeler bozulmaktadır (26) ki, bu durum paranın yıkıcı gücünü göstermektedir.

Kısa dönemli sermaye hareketlerinin ulusal ekonomi açısından bir kriz nedeni olduğu gerçeğiyle hareket edildiğinde ülke parasının suni olarak değerlenmeye başladığı ve bunun cari açık oluşturduğu görülmektedir (27). Dolayısıyla sıcak para giriş çıkışına vergi konulması önerisi olan Tobin vergisi sisteme dahil edilmezse oluşacak sonuç, sonu gelmeyen mali krizlerdir. Bu noktada aslında sonuç tektir; krizlerin sürekli olarak yinelenmesi. Bu tek sonuç bizi tek bir çözüme götürmektedir. Döviz kuru istikrarının sağlanması, planlı ve sağlıklı bir ekonomik büyümenin anahtarı olduğundan, yıkıcı uluslararası sermaye hareketlerinin kontrol altına alınması bir zorunluluktur.

 3.2. Tobin Vergisi Sisteme Dahil Edilirse Oluşacak Sonuçlar

3.2.1. Genel Olarak

Küreselleşme olgusunun dünyadaki yansımaları, sistemin bu şekilde devam etmesi zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olacağı noktasında somutlaşmaktadır. Kuzey dünya diye nitelendirilebilecek kuzey yarım küre ülkeleri neredeyse dünyadaki tüm üretime, teknolojiye yön vermekteyken (28), güney dünya sadece yaşam savaşı içindedir. Tobin vergisinin sisteme dahil edilmesinin getirileri (29) oldukça fazladır. Bu nedenle Tobin vergisinin ekonomik sistemde yaratabileceği değişimler ile sosyal düzende oluşturabileceği gelişmelerin irdelenmesi gerekir. Bununla beraber her iki alanda yaratılan farklılaşmaların birbirlerine de etki edeceği unutulmamalıdır. Öyle ki, ekonomik bir gelişme sonucunda toplumsal refahın artacağı öngörüsü her zaman doğru olmayabilir. Örneğin bir ülkenin gayri safi milli hâsılasında bir yıl içinde % 10'luk bir artış o ekonominin gerçekten bir gelişme içinde olduğu izlenimi verse de gelirden alman pay ile nüfus arasındaki dengenin irdelendiği Lorenz Eğrisi (30), gerçek sosyal refah artışını belgeleyecektir. Tobin vergisinin ekonomide yaratabileceği gelişimlerin aynı zamanda sosyal alanda da olumlu etkilerinin bulunması gerektiği düşüncesi elde edilecek vergi gelirinin Tobin'in önerisinde olduğu gibi IMF veya Dünya Bankasına mı aktarılacağı (31) yoksa yoksulluk, AIDS hastalığı ile savaş gibi sosyal alanlara mı kaydırılacağı önem kazanmaktadır. Konunun dünya gündemindeki yeri bu tartışmalarda yoğunlaşmaktadır.

 3.2.2 Tobin Vergisinin Ekonomik Sisteme Katkısı

Tobin vergisinin uluslararası ekonomik sisteme yapabileceği katkılar, söz konusu vergi henüz dünya çapında bir uygulama olanağı bulmadığı için varsayım düzeyindedir. Ancak bugün bilim dünyasında kabul gören gerçeklerin bir zamanlar birer teorem olduğu düşünülürse aşağıdaki paragraflarda irdelenenlerin gerçekleşme olasılığının yüksekliği de anlaşılabilir.

Tobin vergisinin muhtemel uygulamasında dünya çapında toplanabilecek miktarın belirlenmesi gerekir. Tobin vergisi ile elde edilebilecek gelir miktarının büyüklüğü, verginin oranı, kısa vadeli spekülatif işlemleri ne miktarda azaltmasının hedeflendiği, hangi tür ve ne büyüklükte işlemlerin vergiden müstesna tutulacağı ve ne kadar vergi kaçağının ortaya çıkabileceği gibi birkaç değişkene bağlı bulunmaktadır (32). Günlük döviz ticaret hacminin 1 trilyon dolar olduğu, işlemlerin % 20'sinin vergiden müstesna olduğu, ilave bir % 20 oranında vergi kaçağı olduğu ve işlem hacminin vergi sonrasında % 50 oranında düştüğü varsayımıyla, vergi oranının % 0.5 ve % 1" olduğu durumlara ilişkin vergi hasılatı rakamları sırasıyla 360 ve 720 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır (33). Önerinin bu büyüklükteki muhtemel gelir miktarından daha da önemli sonucu global finansal krizlerin öngörülmesi konusunda bazı sinyaller sağlayarak bunların engellenmesine yardımcı olabilmesidir. Öyle ki, finansal krizler sonucu spekülatörlere akıtılan paraların yanında, çöken ekonomileri kurtarmak için harcanan miktarların elde edilecek geliri aşabileceği kabul edilmektedir (34). Bu sebeple Tobin vergisinin küresel krizlerin en azından öngörülebilir olmasına yardımcı olacağı düşünülebilir.

Tobin vergisinin yaratacağı bir başka etki toplumsal olarak tercih edilmeyen bir işlemi, ki bu işlem spekülatif amaçlı olmaktadır, cezalandırma fonksiyonudur. Sigara, içki gibi kişiye ve topluma zarar verici nitelikteki ürünler üzerinden alınan ve günah vergileri (35) olarak adlandırılan vergilerin caydırma işlevine (36) benzer şekilde işlerlik kazanması mümkündür (37). Bu şekilde spekülatörler finans piyasasında işlem yapmadan önce iki kere düşüneceklerdir.

Tobin vergisinin bir diğer ekonomik sonucu uzun vadeli sabit sermaye yatırımlarını teşvik edebilme fonksiyonudur. Uzun süre ülkede kalan yabancı sermayenin vereceği vergi miktarı katlanılabilir düzeydedir. Bu sayede ülkeye gelen sıcak para ülkede kalabileceği kadar uzun süre kalıp yatırıma yönelerek mevcut istihdamı artırıcı bir etki yaratabilecektir. Aynı zamanda sosyal bir etki olan istihdam yönelişi ekonominin çarklarının dönmesini ve bu sayede diğer vergi gelirlerinin artmasını da sağlayacağından ekonomik gelişimi hızlandıracaktır.

Geniş tabanlı finansal işlemler vergisi gibi bir verginin uygulanması halinde ortaya çıkacak etkilerden biri de elde edilecek vergi miktarı sebebiyle diğer vergi gelirlerine ihtiyacın azalması olacaktır (38).

Tobin vergisinin ekonomik sisteme katacakları, böyle bir verginin uygulanması imkânsız olarak kabul edilse dahi tartışılmaya değer olduğunu göstermektedir.

 3.2.3. Tobin Vergisinin Sosyal Adalete Katkısı

Tobin vergisinin ekonomik etkilerinin yanında toplumsal hayata katacağı çeşitli olumlu sonuçlar da mevcut olabilir.

Öncelikli olarak iyice yağlanmış olan uluslararası döviz spekülasyonu çarkının dişlileri arasına bir miktar kum serpilmesi sonucunda krizlere öngörülebilirlik sağlanacaktır. Bunun ekonomik sonuçları dışında toplumsal hayata da olumlu yansıyacağı açıktır. Öyle ki, krizler sonrası oluşan işsizlik, gelir dağılımdaki eşitsizlik kavramları gibi ekonominin kötü gidişini gösteren unsurlarda iyileşmeler görülebilecektir. Krizler son bulduğunda artık sermaye kaçışı söz konusu olmayacak, dolayısıyla istihdam kendi dengesini bulabilecektir. Bu çok genel ekonomik sonucun yanında Tobin vergisinin bugün uluslararası politik arenada destek görmesinin asıl nedeni elde edilecek vergi gelirinin harcanacağı alanlara ilişkin düşüncelerdir.

James Tobin ilk önerisinde, sağlanacak gelirin IMF ya da Dünya Bankası gibi bir kuruluşa ödenmesi gerektiğini savunmuş, ancak daha sonraları vergi gelirinin bu uluslararası kuruluşlar ile vergiyi fiilen toplayan devletler arasında paylaştırılabileceğini kabul etmiştir (39). Oysa ATTAC gibi küreselleşme karşıtları vb. kurumlar adil bir paylaşım için Tobin vergisinin bir şans olduğu görüşündedirler. Elde edilecek gelir ne kadar olursa olsun "spekülasyonları önlemeyi amaçlayan bir sistemin geliri" olacağından kullanım yeri ayrı bir önem taşımaktadır. Küreselleşme karşıtlarının neden küreselleşmenin ürünü olan/olacak Tobin vergisi gelirinin paylaşımı konusunda ısrarla yönlendirmelerde bulundukları akla gelebilir. Elde edilebilecek gelir hafife alınmayacak bir miktardır. Zaten paylaşıma ilişkin tartışmaların başlıca nedeni de budur. Tüm bu insani değerlerine karşın bugün için uygulanmayan bir verginin gelirinin ne olacağını tartışmak konuyu sadece politik alanda tutmaya yaramaktadır ki, konunun politik arenada kalış süresi ne kadar uzarsa verginin uygulanma şansının o kadar azalacağı açıktır. Bu nedenle, aslında teknik bir konu olması gereken tartışma miras kavgasına dönüşmektedir. Verginin asıl amacı zaten bu tür kavgaları önlemek ve güçlü olmayan ulusal ekonomi aktörlerine yaşam şansı vermek olduğundan politik tartışmaların bir kenara bırakılması gerekmektedir.

Tobin vergisinin ulusal ekonomilerin ayakta kalmasına yardımcı olacağı varsayımı üzerine yukarıda yapılan tüm incelemeler aslında verginin sisteme entegrasyonu konusundaki neticelere bağlı olduğundan, vergi hâsılatı küreselleşme karşıtlarının istediği yönde kullanılmasa bile ulusal ekonomilere olumlu etkisinin olacağı ve bunun devletlerin refah düzeylerinde artışa yol açacağı tahmini bu kısımda son olarak belirtilmelidir.

 3.3. Tobin Vergisinin Sisteme Entegrasyonu Konusunda Bir Önsöz

Tobin vergisinin sisteme entegrasyonu denildiğinde iki ayrı kapsam akla gelmektedir. İlki uluslararası, İkincisi ulusal sistemde hayata geçirilmesidir. Tobin vergisinin tüm dünyada aynı anda yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Aksi gerçekleştiğinde para vergiyi uygulamayan yerlere kayacaktır/kaçacaktır. Bu durumda da verginin hiç bir anlamı kalmamaktadır. Dolayısıyla aşağıdaki varsayımlar uluslararası bir fikirbirliğinin oluştuğu ve Tobin vergisinin tüm dünyada uygulanmaya başlanmasından önce ulusal planda yapılması gerekenleri irdelemeyi amaçlamaktadır. Ancak şu an mevzuatta bulunan birkaç düzenlemenin, Tobin vergisinin amacına hizmet etme potansiyelinin olduğu da söylenmeden geçilemez. Söz konusu potansiyel, işlem vergisi uygulaması ile oluşabilecektir41. Ancak işlem vergisinin tek bir ülkede veya bazı ülkelerde uygulanması paranın başka ülkelere kaçmasına neden olabilecektir.

Mevzuatımızdaki düzenleme 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununda yer almaktadır. Gider Vergileri Kanunu'nun 33. maddesine göre, banka ve sigorta muameleleri vergisinin nispeti % 15 (% 1)dir. Kambiyo muamelelerinde nispet matrahın binde biridir (41). Türkiye ekonomisinde kayıt dışı parasal işlemlerin boyutu ve para hareketlerinin iz bırakmadan takibinin zorluğu dikkate alındığında bu vergiden şu an için sağlanan bir hasılat da mevcut olmadığına göre Tobin vergisinin amacı bakımından yetersiz kaldığı açıktır (42). Bu nedenle mevzuatta yer alan ancak 2008/13459 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile % 0'a indirilen oranı ile bu hükmün Tobin vergisi bakımından bir anlamı şu an için mevcut değildir.

 3.4. Mevcut Düzenlemeler Kapsamında Tobin Vergisi

Bakanlar Kurulu'nun 11.08.1989 gün ve 20249 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 sayılı Kararı'nın 4. maddesinin (a) bendi uyarınca Türkiye'ye döviz ithali serbesttir. Aynı kararın 3. maddesinin (c) bendi uyarınca bankalar ve özel finans kurumlan, ithalat, ihracat ve görünmeyen işlemler dışındaki yurt dışına yapılan 50.000 ABD Doları karşılığını aşan Türk lirası transferlerine ilişkin bilgileri, transfer tarihinden itibaren 30 gün içinde Bakanlıkça belirlenecek mercilere bildirirler. Görüldüğü gibi 50.000 Doları aşan transferler için bildirim usulü kabul edilmiştir. Tobin vergisinin amacı spekülatif döviz kuru oynamalarını önlemek olduğuna göre 50.000 Dolarlık sınırın düşük olduğu düşünülebilir. Ancak bir gün içerisinde yapılacak transfer miktarı ne kadar olursa olsun düşük bir sınırın kabul edilmesinde yarar vardır. Böylece bildirimden kaçmak isteyenlerin önü tıkanmış olmaktadır. Tobin vergisinin çok genel bir bakışla yukarıda da belirtilen Gider Vergileri Kanunu'nda yer alan işlem vergisine benzediği görülebilir. Ancak elbette Tobin vergisi ile basit bir işlem vergisi öngörülmemektedir. Buna rağmen konuya Türkiye açısından baktığımızda işlem vergisi uygulamasının geliştirilmesinin Tobin vergisi için öngörülen sonuçları doğurup doğurmayacağı irdelenmelidir.

Bankalar ve finans kurumlarının her 50.000 Doları aşan transferlerine işlem vergisi uygulandığında Tobin vergisinin bir versiyonu uygulanmaya başlanmış sayılabilir mi? Gider Vergileri Kanunu'nun 33. maddesinin (e) bendine göre kambiyo muamelelerinde oran saüş tutarı üzerinden % 0 değil, % 0,1 olarak de- ğiştirilse, döviz transferlerinde bildirim sınırı 50.000 Dolan aşan kısım için elde edilen hâsılat miktarı ciddiye alınmaya başlanacaktır. Bu durumda Türkiye'nin döviz piyasasının kalbinin attığı yer olarak kabul edilen ve Türkiye'de uluslararası spekülatörlerden daha da güçlü olarak döviz fiyatlarını etkileyebilen Tahtakale'de artık elden ele döviz alım satımı sırasında spekülasyon oluşmayacak ve suni döviz iniş çıkışları gerçekleştirilemeyecektir. Bu sebeple Gider Vergileri Kanunu'ndaki oranın artırılması ve yükümlülerinin kapsamının genişletilmesi öncül Tobin vergisi uygulaması olarak kabul edilebilir. Fakat Tobin vergisi ile doğması beklenen sonuçların doğması beklenmemelidir. Bununla beraber muhtemel bir Tobin vergisi uygulaması uluslararası sistemde söz konusu olduğunda geçiş sürecinin aksaksız atlatılmasına yardımcı olacağı söylenebilir. 

Sonuç

"İyice yağlanmış olan uluslararası döviz spekülasyonu çarkının dişlileri arasına bir miktar kum serpilmesi" olarak ifade edilen Tobin vergisi günümüzün küreselleşen dünyasında liberallerden sosyalistlere tüm kesimlerin ilgi duyduğu bir model önerisidir. Uluslararası döviz spekülasyonunun dünyanın sonunu getireceği görüşlerinin yanısıra ekonominin kendi dengesini kendisinin bulacağına ilişkin bakış açılarının karşılaştığı bir arena görevini de ifa etmektedir. Spekülasyon haksız kazanç mıdır yoksa öngörülerle kâr elde etmek midir? Bakış açılarına göre değişen fikirler içinde belki de Tobin vergisini bugün için ilgi odağı haline getiren elde edilmesi muhtemel gelirin nasıl bölüşüleceği tartışmasıdır. Vergi hâsılatı, küresel kamusal mal olarak kabul edilerek insanlığın geleceği için mi harcanacak yoksa IMF, Dünya Bankası veya listeye sonradan eklenen Birleşmiş Milletler'e kaynak olarak mı aktarılacaktır? Tobin vergisine ilgiyi ayakta tutan da işte bu paylaşım tartışmasıdır.

Tobin vergisinin tüm dünyada geçerli tek bir para birimi oluşuncaya kadar en iyi ikinci çözüm olması nedeniyle insanlığın geleceği için en azından uygulanmaya çabalanması gerekliliği açıktır. 

(Bu çalışma Prof. Dr. İsmail Türk’e Armağan isimli Mülkiyeliler Birliği yayınında yayınlanmıştır. 2013)

(1) "Sanayileşmiş ülkeler İkinci Dünya Savaşı sona ermeden önce 1944 yılında dünya ticaretini serbestleştirecek, ülkeler arasında çok yanlı denkleşmeyi sağlayacak, savaşta yıkılan ekonomilerin onarımını hızlandıracak bir süreç oluşturmak amacıyla New Hampshire eyaletinin Bretton-Woods kasabasında düzenlenen bir konferansta bir araya gelmişlerdir. IMF ve onun ikiz kuruluşu niteliğinde olan Dünya Bankası bu konferansta tasarlanmıştır. Bretton Woods sisteminin amaçlan şöyle sıralanabilir: 1) Döviz kurlarının istikran, 2) Döviz denetimi ve ithal kısıtlamalarının kaldırılması, 3) Yeterli uluslararası likiditenin sağlanması. 1973 yılında başlıca sanayileşmiş ülke paralarının dalgalanmaya bırakılması ile sistem yıkılmıştır." Soyak, Alkan- Bahçekapılı, Cengiz, "İktisadi Krizleri- IMF Politikaları İlişkisi Ve Finance And Development Dergisindeki Yansımaları", İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, Yıl.13, Sayı.144,1998, s.49.
(2) Uluslararası mali sistemin varlığım sürdürebilmesine ilişkin değişik görüşlerin ayrıntılı incelemesi için bkz. Erdoğdu, Seyhan, Küresel Mali Reform ve Tobin Vergisi, Mülkiye Dergisi, Sayı: 229, Cilt: XXV, s.133-147
(3) Tobin Vergisi ile ilgili ilginç bir saptama yapılabilir. Şöyle ki, James Tobin global ekonomiye inanan ve köklerinde Keynesyenci bir iktisatçı olmasına ve getirdiği öneri uluslararası ekonominin varlığının devamı için gerekli bir fren mekanizması amacı taşımasına karşılık, Tobin Vergisi önerisine en çok sahip çıkanlar küreselleşme karşıtlarıdır. Bu durum gerçek bir ironi oluşturmaktadır. James Tobin'in kendi görüşlerinin küreselleşme karşıtı alanlarda kullanılması üzerine düşünceleri için bkz. Tobin, James, "They Are Misusing My Name", Der Spiegel, 02.09.2001.
(4) Spot kavramı, ekonomi yazınında herhangi bir şeyin karşılığı olarak ödenen bedel olarak ifade edilmektedir. Hindle, Tim, Pocket Finance, The Economist Books, Profile Books Ltd, London, 1997, 173-174.
(5) Yılmaz, Celali, Döviz Kuru İstikrarının Sağlanmasında Vergi Politikasından Yararlanılması: Tobin Vergisi, Active Finans Dergisi, Sayı:24, Mayıs-2002, s. 183.
(6) Tobin, James, A Proposal For International Monetary Reform, The Eastern Economic Journal, Vol.4, s.156.
(7) "I therefore regretfully recommend the second, and my proposal is to throw some sand in the wheels of our excessively efficient international money markets.", "......That is why I think we need to throw some sand in the well-greased wheels.", Tobin, A Proposal.., s. 4 ve 12.
(8) Kısa dönemli döviz giriş çıkışının yarattığı krizlere 1994 Meksika, 1994 Türkiye, 1997 Güneydoğu Asya, 1998 Rusya, 1999 Brezilya, 2000 Türkiye, 2001 Türkiye krizleri örnek gösterilebilir. Tüm bu krizlerin bir kartopunun çığa dönüşmesi gibi kronolojik biçimde sıralanmasındaki anlam kadar, bu krizlerin ortak noktasının ani döviz giriş çıkışı sonucu oluşan konjonktürde devalüasyonla sonuçlanması da önem taşımaktadır.
(9) "Bu öneri ilk defa, James Tobin'in 1972 yılında yazdığı bir kitabında (The New Economics: One Decade Older, 88-93) yer almıştır. Tobin bu önerisini 1978 yılındaki Doğu Ekonomik Birliği (Eastern Economic Association)’daki Başkanlık konuşmasında genişletmiş, bu konuşması daha sonra aynı derneğin dergisinde (Eastern Economic journal, 4, 1978) de basılmıştır. Tobin bu önerisinde bir dövizin diğerine dönüştürüldüğü spot piyasalarda alınacak uluslararası tek tip bir dönüşüm vergisinin kısa dönemli sermaye hareketlerinin dolaşımını engelleyeceğini açıklamıştır (Tobin, 7978: 155)." Akdiş, Muhammet, Kısa Vadeli Sermaye Hareketlerinin Yol Açtığı Finansal Krizler ve Bu Krizleri Önlemede Kullanılabilecek Araçlar: Tobin Vergisi, Denizli, 2004, s.13, http://makdis.pamukkale.edu.tr/Mak21.htm. (erişim 25.04.2012)
(10) Yeldan, Erinç, Neoliberal Küreselleşme İdeolojisinin Kalkınma Söylemi Üzerine Değerlendirmeler, Praksis, 2000 Yaz, Sayı:7, s. 3.
(11) Tobin, A Proposal..., s.4.
(12) The Feasibility Of an International "Tobin Tax", Economic Affairs Series, ECON 107 EN (PE 168.215)- March 1999,s.4, http://www.europarl.europa.eu/workingpapers/econ/107_en.htm (erişim 25.04.2012)
(13) Yılmaz, agm., s.185.
(14) "Dünya iktisadında ve dünya toplumunda meydana gelen konteks değişiklikleri içinde milli devlet, randıman gücünün sınırına erişmişse bu örgütlenme biçimi ile birlikte hem küresel başıboşluk içinde bulunan kapitalizmin siyasi tedbirlerle evcilleştirilmesi hem de yarım yamalak da olsa demokratik işlet/işe sahip olan bu yegane devlet numunesi tehlikeye girmiş bulunmaktadır. Bu demokrasi biçimini, yani modern toplamların kendi üzerlerinde demokratik bir nüfuz ve tesir uygulamasını, milli sınırların dışında da geliştirebilmek mümkün müdür?”, Habermas, Jürgen, Küreselleşme ve Milli Devletlerin Akıbeti, Bakış Yayınları, İstanbul, 2002, s.25.
(15) Kısaca G-8 olarak adlandırılan Gleneagles 8 belirli bir idari yapılanması olmayan bir birliktir. 1975 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d'Estaing'in günün ekonomik sorunlarını görüşmek üzere Almanya, Japonya, ABD, İngiltere ve İtalya devlet ve hükümet başkanlarını Paris yakınlarındaki Rambouillet şatosuna davet etmesi ile başlayan, 1976'da Kanada ve 1998'de Rusya'nın katılımları ile bugünkü sayısına ulaşan birlik, kendini küreselleşmenin etkilerinin yönetimi konusunda yetkili görmektedir, www.g8.gov.co.uk. (erişim 25.04.2012)
(16) Küreselleşme karşıtlığı pek çok sivil toplum örgütünün desteklediği, dünya siyasetinin birkaç ekonomik süper gücün elinde olmasına bir karşı duruştur. Bu sivil toplum örgütleri içinde en öne çıkanı ise bugün üye sayısı yüz binleri bulan "Association pour une Taxation Financières pour l'aide aux Citoyens" (ATTAC) dır. Örgüt hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. vvww.attac.org. (erişim 25.04.2012)
(17) Grefe, Christiane-Greffraht, Mathias-Schumann, Harald, ATTAC: Küreselleşmeyi Eleştirenler Ne İstiyorlar, Çitlembik Yayınları 25, İstanbul, 2003, s.15.
(18) Buna ek olarak söz konusu durumu şu sözlerle açıklamak mümkün görünmektedir. "Dünyanın şirketleştirilmesi, piyasalara, demokrasiye, insan haklarına, klasik liberalizmin temel ideallerine ve aydınlanma düşüncesine büyük bir saldırı olarak ortaya çıkmaktadır." Chomsky, Naom, "Dünyanın Şirketleştirilmesi, Demokrasiye Saldırıdır", Cumhuriyet, 30.12.1998.
(19) Colman, Tony, Tobin Tax: A Tool For Global Justice, http:/Avww.fabiansociety.org.uk-/ documents /ViewA Document.asp?ID=44&CatID=52.. s.2, (erişim 25.04.2012)
(20) Uluslararası kamusal mallar ile ilgili ayrıntılı bilgi için Üren, Arsan, Kamu Mâliyesi Alanında Yeni Bir İnceleme Konusu: Uluslararası Kamusal Mallar, AÜSBFD, Cilt:47, S:l, s.403-426. ve Ortaç, Fevzi Rıfat, Global Kamu Mallan ve Finansmanı, Gazi Kitabevi, Ankara, 2004.
(21) Tobin, bizzat ABD verginin karşısında oldukça uygulanmasının mümkün olmadığını belirtmektedir., Colman, agm, s.3.
(22) Güneş, Hurşit, Piyasalardaki Asimetri, Milliyet, 05.05.2004.
(23) Örneğin, 1997 Güneydoğu Asya Krizinde IMF'nin isteklerini yerine getiren Endonezya'da Asya krizinde yurtdışına çıkan sermayenin tekrar yurtiçine çekilebilmesi amacıyla faizlerin yükseltilmesi önlemi mevcut borç oranlarının yüksekliği ve mali kurumların zayıflığı nedeniyle ekonominin daha da zayıflamasına yol açmıştır. Endonezya'da şirketlerin yüzde 75'i iflas etmiştir. Sermaye yeterlik oranı yüzde 4'ün altında olan bankalardan yeniden yapılandırma programı sunmaları istenmiş, uygun bulunan 9 bankaya merkez bankası tarafından likidite desteği sağlanmış, bu destek karşılığında kurucu ortakların 16 milyar dolar tutarındaki aktifleri rehin alınmış, dört yıl içinde de sağlanan desteğin geri ödenmesi öngörülmüştür. Yeniden yapılandırma programı uygun bulunmayan 38 banka ise kapatılmıştır. Buna karşılık IMF politikalarını uygulamayarak krizi atlatmaya çalışan Malezya'da bu durumlar yaşanmadan başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Tulay, Burçak - Erdönmez, Pelin Ataman, Küresel Krizlere Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Bankalar Birliği, Bankacılar Dergisi, 1999, S: 31, s.5.
(24) Bu noktadaki tartışmalarda belki de en çarpıcı çözüm önerisi Dünya Bankası eski Başkan Yardımcısı Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz'den gelmektedir. Stiglitz şöyle demektedir: "IMF ile yakıtı ilişki tehlikelidir. IMF ile ilişkiniz ııe kadar uzak olursa, o kadar iyidir. IMF politikası size uymuyorsa, yapmayın", Stiglitz, Joseph, "Sıcak Paraya Vergi Koyun, IMF'den Uzak Durun", Hürriyet, 29.04.2004.
(25) Özyürek, Mustafa, Sıcak Paradan Vergi Alınabilir mi? Finansal Forum Gazetesi, 28.02.2002.
(26) Gökbel, Doğan, Uluslararası Bir Vergi: Tobin Vergisi, Sanayide Yeni Ufuk, Eskişehir Sanayi Odası Dergisi S.24, Temmuz-Eylül 2002, s.16-18.
(27) Stiglitz, agm.
(28) Avustralya, Yeni Zelanda vb. gibi güney yarım kürede olan ancak ekonomik ve sosyal yaşantıları Kuzeydekilerle aynı seviyede olanlar da Kuzey dünya kavramı içinde yer almaktadırlar.
(29) Ancak böyle bir sayma yöntemine gidilse Tobin vergisinin yapabileceklerinin öngörüsü anlamında şunlar söylenebilir. Tobin vergisi işlerlik kazandığında, önemli büyüklükte bir vergi geliri sağlanabilir, global krizlerin önlenmesi konusunda yardımcı olabilir, vergi daha çok yüksek gelirliler tarafından ödeneceğinden toplumsal dayanışma aracı olarak görülebilir, uzun vadeli sabit yabancı sermayeyi teşvik edebilir, piyasaya giriş yapanlar içindeki spekülatif yatırımlar ile gerçek yatırımlar arasındaki fark belirginleşir vb.
(30) Lorenz Eğrisi, toplumda gelir bölüşümündeki eşitsizlikleri ortaya koymak üzere geliştirilen iktisat teorisinin tahlil araçlarından biridir.
(31) Tobin, A Proposal..., s.159.
(32) Yılmaz, Celali, Döviz Kuru İstikrarsızlıklarının Azaltılmasında Vergi Politikasından Yararlanılması: Tobin Vergisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, 2001, s.56.
(33) Yılmaz, age. 56.
(34) "... Uluslararası piyasalarda yaşanan finansal krizler sonrasındaki giderek artan hükümetler düzeyinde kurtarma operasyonları ahlaki çöküntü problemleri de yaratmakta ve daha büyük spekülatif hareketleri teşvik etmektedir. Bu eğilim, gelecekte yaşanacak krizlerin G-7 ülkelerindeki para otoritelerinin mücadele gücünü aşabileceği ihtimalini gündeme getirmektedir." Felix, agm. s.1, (Yılmaz, age., s.80'den naklen)
(35) Günah vergileri (sin taxes) toplumsal maliyet yaratan nesneler üzerine konulan vergilere verilen bir isimdir. Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. "Sin Taxes: What Are They & What Are The Benefits and Harms From Imposing Them", http://www.ctkidslink.org-/publications/bud05sintax02.pdf. (erişim 25.04.2012)
(36) Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Göker, Cenker, Yönlendirici Vergilendirme, Turhan Kitabevi, Ankara, 2011.
(37) Yılmaz, age., s.82.
(38) Yılmaz, age., s.96.
(39) "Tobin, James, "A Currency Transaction Tax. Why and How?" Journal of International and Comperative Economics 20,1996, s.85-90.", Yılmaz, Celali, agm., s.94'ten naklen.
(40) "Keı/nes daha 1936 yılında finansal piyasalarda uygulanacak işlem vergilerinin kısa vadeli spekülasyonu engelleme ve uzun vadeli yatırımları teşvik etme konusunda potansiyel rolüne dikkat çekmiştir. Keynes, hisse senedi piyasasında uygulanacak böyle bir verginin, amacı kısa vadeli alım-satım kârı elde etmek olanları etkileyeceği, temel göstergelere bakarak yatırını yapanları ise etkilemeyeceğini söylemiştir." Yılmaz, age., s.46.
(41) Bu oran, Bakanlar Kurulu'nun 2002/4506 sayılı kararı ile % 0.01 iken, Bakanlar Kurulu'nun 2008/13459 sayılı karan ile % 0'a indirilmiştir.
(42) Yılmaz, age., s.48. 
  • Arsan, Üren, "Kamu Mâliyesi Alanında Yeni Bir İnceleme Konusu: Uluslararası Kamusal Mallar", AÜSBFD, Cilt: 47, S:l, s.403-426.
  • Colman, Tony, "Tobin Tax: A Tool For Global Justice", http://www.fabian-society.org. uk/documents/ViewADocument.asp?ID=44&CatlD=52.(erişim tarihi 25.04.2012)
  • Erdoğdu, Seyhan, "Küresel Mali Reform ve Tobin Vergisi", Mülkiye Dergisi, Sayı: 229, Cilt: XXV, s.131-162.
  • Felix, David, "The Tobin Tax Proposal", Futures, Vol.27, Elsevir Science Ltd, 1995.
  • Gökbel, Doğan, "Uluslararası Bir Vergi: Tobin Vergisi, Sanayide Yeni Ufuk", Eskişehir Sanayi Odası Dergisi S.24, Temmuz-Eylül 2002, s.16-18.
  • Göker, Cenker, Yönlendirici Vergilendirme, Turhan Kitabevi, Ankara, 2011.
  • Habermas, Jürgen, Küreselleşme ve Milli Devletlerin Akıbeti, Bakış Yayınları, İstanbul, 2002.
  • Hindle, Tim, Pocket Finance, The Economist Books, Profile Books Ltd, London, 1997.
  • Huffschmid, Jörg, "Is It Possible To Implement The Tobin Tax In Europe Alone?", http:// www.globalpolicy.org/socecon/glotax/currtax/2001/2512.htm. (erişim tarihi 25.04.2012)
  • Özyürek, Mustafa, "Sıcak Paradan Vergi Alınabilir mi?", Finansal Forum, 28.02.2002.
  • Patomâki, Heikki, "The Tobin Tax : A New Phase In The Politics Of Globalisation?", http://tcs.sagepub.eom/cgi/content/abstract/17/4/77. (erişim tarihi 25.04.2012)
  • Soyak, Alkan - Bahçekapılı, Cengiz, "İktisadi Krizler- Imf Politikaları İlişkisi Ve Finance And Development Dergisindeki Yansımaları", İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, Yıl 13, Sayı.144,1998, s.48-61.
  • Stiglitz, Joseph, "Sıcak Paraya Vergi Koyun, IMF'den Uzak Durun", Hürriyet, 29.04.2004.
  • Tobin, James, "The New Economics One Decade Older", The Eliot Janeway Lectures in Honour of Schumpeter, Princeton University Press, Princeton, s.88-93,1972.
  • Tobin, James, "A Proposal For International Monetary Reform", The Eastern Economic Journal, 1978-4, s. 153-159.
  • Tobin, James, "They Are Misusing My Name", Der Spiegel, 02.09.2001.
  • Tobin, James, "A Currency Transaction Tax. Why and How?" Journal of International and Comperative Economics 20,1996, s.85-90.
  • Tulay, Burçak - Erdönmez, Pelin Ataman, "Küresel Krizlere Yeni Yaklaşımlar", Türkiye Bankalar Birliği, Bankacılar Dergisi, 1999, S: 31, s.5.
  • Yeldan, Erinç, "Neoliberal Küreselleşme İdeolojisinin Kalkınma Söylemi Üzerine Değerlendirmeler", Praksis, 2000 Yaz, Sayı:7, s. 1-14.
  • Yılmaz, Celali, "DövizKuruİstikrannınSağlanmasındaVergiPolitikasındanYararlanılması: Tobin Vergisi", Active Finans Dergisi, Sayı:24, Mayıs-2002, s. 182-201.
  • Yılmaz, Celali, Döviz Kuru İstikrarsızlıklarının Azaltılmasında Vergi Politikasından Yararlanılması: Tobin Vergisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, 2001.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor