Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ
Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ
1222OKUNMA

TCMB Faiz Kararı ve DİBS Getirileri

TCMB’nin faiz kararı/beklentisi, faiz yapısına göre farklılaşan DİBS’lerin getirilerinde ve Hazine’ce ihraç/itfa tercihlerinde etkilidir.

DİBS’ler faiz yapısına göre iki çeşittir. Bunlar, Sabit Faizli ve Değişken Faizli senetlerdir. Hazine, DİBS alıcısı yatırımcıya bir getiri sunacak ve aynı zamanda faiz maliyetini minimum düzeyde tutacak şekilde sabit ya da değişken faizli senetler ihraç eder.

Sabit Faizli DİBS’ler, borcun vadesi boyunca faiz oranının değişmediği, Değişken Faizli DİBS’ler de borcun faiz oranının vade boyunca değişiklik gösterdiği senetlerdir.

TCMB’nin faiz oranını düşürmesi ile uzun vadeli ve sabit faizli DİBS’leri satın alanlar, ellerindeki fonlar uzun vadede sabit bir getiriye bağlanmış olduğu için bekledikleri getiriyi elde ederler. Faiz oranı daha da düşerse, bu durum mevcut sabit faizli DİBS yatırımcısı açısından olumludur. Örneğin piyasa faizi %19 iken 100 TL’lik getiri için 84 TL ödemesi gereken bir yatırımcının, piyasa faiz oranı %13’e düştüğünde aynı getiriyi elde etmek için yaklaşık 88,5 TL ödemesi, bir başka deyişle bu değerde bir DİBS alması gerekecektir. Sonuçta bilindiği gibi faiz oranı yükselince tahvilin değeri düşer.

DİBS’leri ihraç eden Hazine açısından durum daha farklıdır. TCMB politika faizinin düşmesi Hazine’nin reel maliyetlerinde artış ortaya çıkarırken, borçlanmanın vadesini sabit faizli senetlerle uzatması için bir fırsat doğar.

TCMB’nin politika faizini arttırması halinde ise yatırımcılar bu durumdan olumsuz etkilenir. Örneğin piyasa faiz oranı %13 iken 100 TL getiri için yatırımcı yaklaşık 88,5 TL ödeyerek sabit faizli DİBS alınabilir. Piyasa faiz oranı %19 olduğunda ise aynı getiri için bir başka yatırımcının sabit faizli DİBS almak için 84 TL ödemesi yeterlidir. Görüldüğü gibi faiz oranı ile tahvilin değeri ters orantılıdır.

TCMB’nin politika faizini arttırması halinde Hazine, borçlanma vadesini kısaltarak uzun vadeli maliyetlerinde bir düşüş gerçekleştirmeye çalışır. Ancak borcun vadesi kısaldıkça da borcunu yenileme riski ile (rollover) karşılaşır. Borcun yenilenme riskinin artması ise piyasanın daha fazla faiz talep etmesine yol açar.

Dolayısıyla TCMB faiz oranını arttırdığında sabit faizli DİBS üzerindeki faiz riski, DİBS alıcısı yatırımcı üzerinde kalmış olur. İşte bu noktada değişken faizli senetler, alıcıların yüksek faiz riskini üstlenmelerini engelleyici rol oynar. Bir başka deyişle bu senetler faiz oranı arttığında sabit faizli DİBS açısından ortaya çıkan faiz riskini bertaraf eder.

Değişken faizli senetler faiz oranı arttığında DİBS alıcısı için avantaj sağlarken, Hazine için tersi bir durum ortaya çıkar. Bu durumda değişken faizli senetler ile Hazine, bir yandan faiz riskini yüklenir, ama diğer yandan vade uzatma ile borcunu yenileme riskini azaltmayı hedefler.

TCMB’nin politika faizini düşürmesi/arttırması/sabit tutmasının etkileri, sadece piyasa aktörlerinin kararlarını etkilemez, aynı zamanda iç borçlanmanın riskleri ve dolayısıyla maliyetini etkiler. Alacaklıya vade sonunda ödenecek olan borç faizleri hepimizin ödediği vergi gelirleriyle finanse edildiğinden, maliyet tüm topluma yayılır.  

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor