Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Mükellef Hakları

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
21917OKUNMA

Takdire Sevkin Mükellefe Bildirilmesi Gerekir mi?

Yılın sonuna geldik.

Vergi mükellefleri açısından 2019’un bitmesi demek 2014 yılının zamanaşımı kapsamına girmesi ve artık ne vergi dairesinin ne de vergi müfettişlerinin dokunamaması demektir.

Mükellefler, iki ellerinin işaret ve ortak parmaklarını çapraz hale getirip tavana bakarak, “Şu 10-15 günü de kazasız belasız, takdire sevksiz geçirirsek 2014’ü risk kapsamından çıkarırız” diye dilek tutuyor olsa gerek.

Ancak vergi mükelleflerinin atladıkları bir şey olabilir mi?

Yılın bitmesine 15 gün kala, 16 Aralık 2019 Pazartesi günü, XXL Takdir Komisyonu Başkanlığından gelen yazıda; 2013 yılına ait defterlerinizle birlikte gider faturalarınızın ibrazı isteniyor.

Yasal süre olan 15 gün içinde.

Şaşırıyorsunuz.

Hatta şoktasınız.

“2013 yılı geçen yılın sonunda (31.12.2018) zamanaşımına uğramadı mı?”

Zamanaşımına uğrayan yılla ilgili nasıl defter ve belge istenebiliyor?

“Kaldı ki tarhiyat yapılması mümkün değil ki” diye düşünüyorsunuz.

Düşüncelerinizi vergi dairesine giderek dosyanızdan sorumlu vergi dairesi çalışanına aktarıyorsunuz.

Vergi dairesi çalışanı dosyanıza bakmak için yanınızdan ayrılıyor.

Ve 5-6 dakika sonra elinde bir kağıtla geliyor.

“Gelir vergisi ve KDV açısından, 2013 yılı için 28 Aralık 2018 Cuma günü Takdir Komisyonuna sevk edilmişsiniz.”

“İyi de bu saate kadar bana hiçbir bilgi verilmedi. Nerden bileceğim matrah takdiri için sevk edildiğimi?” diye itiraz ediyorsunuz.

Vergi dairesi çalışanı da “Size bildirmek zorunda değiliz ki, buna ilişkin mevzuat yok” diyerek sohbeti noktalıyor.

Alın size yeni yıl sürprizi.

Doğru, mevzuatta bildirim yapılacağına dair bir düzenleme yok.

Ancak mükellefin hukukunu doğrudan ilgilendiren ve zamanaşımını 1 yıl uzatan bir idari işlem nasıl olur da mükellefe bildirilmez.

Kaldı ki Gelir İdaresi Başkanlığı’nca kamuoyuna duyurulan Mükellef Hakları Bildirgesinin en önemli ögelerinden biri mükellefi bilgilendirme değil miydi?

İdare bunu yüksek sesle ve açık yüreklilikle taahhüt etmişken mükellef, bilgisi dışında vergi, ceza ve 6 yıllık birikmiş gecikme faiziyle karşı karşıya kalacak.

Mükellefin bilgilendirilmemesi çağımızın vergicilik anlayışına ve mükellef haklarına aykırı bir durum maalesef.

Vergi Denetim Kurulu zamanaşımı konusunda 2017’de çağdaş bir uygulama başlattı

VERGİALGI internet sitesi ile Hacettepe Üniversitesi Maliye Topluluğunca 24 Nisan 2017’de ortaklaşa düzenlenen “Mükellef Hakları Açısından Vergi İncelemesi” panelinin çıktılarından biri de 2017/1 sayılı Vergi İnceleme ve Denetim İç Genelgesinde yer almıştı.

İç Genelgeye göre; zamanaşımına uğrayacak bir yıla ait incelemenin en geç haziran ayının sonuna kadar denetim elemanına sevk edilmesi, denetim elemanın da dört ay içinde (Ekim sonuna kadar) incelemeyi tamamlaması ve raporlarını vergi dairesine göndermesi koşulu getirildi.

Böylece iş dünyasında şikâyet konusu olan, zamanaşımına uğrayacak yılların takdir komisyonuna sevk edilerek zamanaşımının 1 yıl daha uzatılması uygulaması vergi müfettişleri açısından devreden çıkarıldı.

Vergi Denetim Kurulunca bu tedbir alınmışken vergi dairelerince, maalesef çok kolay bir şekilde yılın son günlerinde takdire sevk yoluyla zamanaşımını 1 yıl daha uzatılabilmesi hâlâ mümkün.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın iki kuruluşu arasındaki uygulama farklılığı giderilerek, somut matrah farkı olmayan konuların vergi dairelerince de takdire sevk işlemi giderilmelidir.

Takdire sevk halinde ise, sevk nedeni net bir şekilde mükellefe bildirilmelidir.

Çağdaş vergiciliği ve mükellef odaklı yaklaşımı bir gaye olarak belirlemiş olan Gelir İdaremizin bu iyileştirmeleri yapabileceğine inanıyoruz.

Yorumlar

  • B
    Bahri Yakak
    İdarenin keyfiligi bu derece olmamalidir. Genel hukuk kurali cofte amac ve sorumluluk ilkesi goz ardi edilmemelidir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor