Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Bülent TAŞNazmi KARYAĞDI
Bülent TAŞ/ Nazmi KARYAĞDI
1548OKUNMA

OVP, 2016’da Kamu Gelir Politikasına Yönelik Neleri Hedefliyor?

Orta Vadeli Program ve Genel Hedefleri

Orta Vadeli Program Kalkınma Bakanlığınca hazırlanmakta Bakanlar Kurulunca karara bağlanmaktadır. Orta Vadeli Program bütçe sürecini başlatan ve yönlendiren, tüm kamu kesimi için esas alınacak makroekonomik büyüklükleri tespit eden, politikalarla plan-program ve bütçe bağlantısını kuran temel bir belge olarak değerlendirilmektedir.

Programda makro ekonomik hedeflere ve politikalara yer verilmekte olup Program Kamu kesimince esas alınmakla beraber özel kesim için de bu hedef ve politikalar bakımından önemli bir yönlendiricidir.

Programın temel hedeflerinden olan büyüme için 2016 yılında %4 oranında bir büyüme öngörülmüştür. 2017 ve 2018 yılları için sırasıyla %4,5 ve %5 oranları söz konusudur. 2014 yılında büyüme %4 olarak gerçekleşmiş olup 2015 yılında da %3 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Orta Vadeli Program ile belirlenen büyüme hedefleri ile gerçekleşmelere baktığımızda yıllar itibariyle önemli sapmaların olduğu gözlenmektedir.

Kamu kesimi genel dengesinin 2016 da 4,4 milyar TL fazla vermesi hedeflenmekte olup 2017 ve 2018 yılları için hedef sırasıyla 1,5 milyar TL ve 3,3 milyar TL dir. 2011 yılında kamu dengesi 11 milyar TL açık vermiş olup 2015 yılında da 0,1 Milyar TL açık vermesi beklenmektedir.

Dış ticaretle ilgili olarak 2016 yılında ihracatın 150 milyar Dolar ithalatın ise 216,3 Milyar Dolar olması hedeflenmektedir. 2014 yılında ihracat 157,6 milyar Dolar, ithalat 242,2 milyar Dolar olarak gerçekleşmiş olup 2015 yılında ihracatın 143 milyar Dolar, ithalatın ise 208 milyar Dolar olması beklenmektedir. 2015 yılında ihracatta çok önemli bir düşüş yaşanmıştır. 2016 yılında 2014 yılı ihracat düzeyine bile erişilemeyeceği anlaşılmaktadır. Ayrıca turizm gelirleri için 2016 da 28,6 milyar Dolar hedeflenmekte olup 2014 yılı gerçekleşmesi 29,6 milyar TL iken 2015 yılında 26,8 milyar Dolarlık bir gerçekleşme beklenmektedir. 2015 yılında turizm gelirlerinde de önemli bir düşüş yaşanmaktadır.

Enflasyonla ilgili olarak TÜFE yıllık artış oranının 2016 yılında %6,5 olarak gerçekleşeceği öngörülmektedir. 2014 yılında bu oran %8,2 olarak gerçekleşmiş, 2015 yılında ise %7,6 olması beklenmektedir. Orta vadeli programın enflasyon hedefleri de büyüme hedefleri gibi çok fazla isabet kaydedememektedir.

İstihdam ile ilgili olarak işsizlik oranının 2016 yılında %10,3 olması hedeflenmektedir. Bu oran 2014 yılında %9,9 olarak gerçekleşmiş 2015 yılı içinse %10,5 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.

Programda ayrıca büyüme politikaları, maliye politikaları, kamu harcama politikaları, kamu yatırım politikaları, kamu gelir politikaları, kamu borçlanma politikaları, kamu mali yönetim ve denetim politikaları, KİT ve özelleştirme politikaları, dış ticaret politikaları, para politikaları mali piyasalar politikaları ve istihdam politikalarına yer verilmiştir. Aşağıda daha çok kamu gelir politikalarının dayandığı esaslara ve politika hedeflerinin ne olduğuna biraz ayrıntılı olarak yer verilmiş ve bu esaslar ve hedeflerdeki tarihsel gelişim irdelenmeye çalışılmıştır.

Kamu Gelir Politikasının Temel Esasları

2016 yılı Orta Vadeli Programında kamu gelir (ağırlıklı olarak vergi)  politikasının temel esasları;

  • Kamu finansmanının sağlıklı ve sürekli kaynaklardan sağlanması,
  • Gelir Dağılımının iyileştirilmesi,
  • Kalkınmanın desteklenmesi,
  • Tasarrufların artırılması

olarak belirlenmiştir.

Gelir politikalarının temel esasları 2006 yılından bugüne bir takım değişiklikler geçirerek gelmektedir.

2006 yılında yayınlanan ilk Orta Vadeli Porgramda temel esalar; büyüme ve istihdam politikalarını destekleyici, kayıt dışı ekonomiyi azaltıcı ve aynı zamanda makroekonomik politikalarla uyumlu, etkin ve basit bir vergilendirme sisteminin oluşturulması olarak tanımlanmıştır.

2007 yılında aynı esaslar tekrar edilmiştir.

2008’de ise makroekonomik politikalarla uyumlu bir şekilde büyüme ve istihdamın desteklenmesine, ekonomide kayıtdışılığın azaltılmasına ve daha basit, adil ve geniş tabanlı bir vergi sisteminin oluşturulmasına katkıda bulunmak olarak tanımlanmıştır.

2009’da ise büyüme, yatırım ve istihdamın desteklenmesine, ekonomide kayıtdışılığın azaltılmasına, daha basit, adil ve geniş tabanlı bir vergi sisteminin oluşturulmasına katkıda bulunmak olarak tanımlanmış ayrıca bireysel ve kurumsal tasarruf ve sermaye birikiminin ve kullanımının teşvik edilmesinin özel önem taşıdığı vurgulanmıştır.

2010 yılı da bir önceki yıl ile paralellik taşıyacak şekilde büyüme, yatırım ve istihdamın desteklenmesi ile ekonomide kayıtdışılığın azaltılmasına katkıda bulunmak olarak tanımlanmıştır. Etkin, basit, adil ve geniş tabanlı olma esası tanımlamadan çıkarılmış tanımlamaya ayrıca bireysel ve kurumsal tasarruf ve sermaye birikiminin teşvik edilmesi eklenmiştir.

2011 yılında da aynı esaslar tekrarlanmış ayrıca 2010 yılında çıkarılan basitlik, etkinlik ve adillik esaslarına tekrar yer verilmiştir. Buna göre, büyüme, yatırım ve istihdamın desteklenmesine ve ekonomide kayıtdışılığın azaltılmasına katkıda bulunmak ve etkin, basit ve adil bir vergilendirme sistemi oluşturmak olarak tanımlanmış, bireysel ve kurumsal tasarruf ve sermaye birikiminin teşvik edilmesi özel önem taşımakta olduğu vurgulanmıştır.

2012 yılında ise adil ve etkin bir vergi sistemi oluşturma hedefi doğrultusunda, istihdamı ve yatırımları teşvik etmek, yurtiçi tasarrufları artırmak, bölgesel gelişmişlik farklarını azaltmak, ekonomiye rekabet gücü kazandırmak ve kayıt dışılıkla mücadele etmek temel esaslar olarak belirlenmiştir. Bu kez temel esaslar arasında bölgesel gelişmişlik farkının azaltılmasına da yer verilmiştir.

2013 yılında ise etkin, basit ve âdil bir vergi sistemi oluşturarak sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yurtiçi tasarrufları artırmak, istihdam ve yatırımları teşvik etmek, ekonomide kayıtdışılığı azaltmak ve bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkıda bulunmak olarak tanımlanmıştır. 

2014 yılında ise kamu mali sisteminin ihtiyaç duyduğu gelirlerin sağlıklı ve sürekli kaynaklardan elde edilmesi gelir dağılımının iyileştirilmesi, sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlanması, ekonominin rekabet gücünün ve yurt içi tasarrufların artırılmasına katkı sağlanması olarak tanımlanmıştır. 2014 yılında belirlenen temel esaslar önceki yıllara nazaran önemli bir değişiklik geçirmiş, kamu finansmanının sağlıklı ve sürekli kaynaklardan olması en temel esas olarak belirtilmiştir. 2006 yılından bu yana tekrarlanan kayıt dışılıkla mücadele temel esasına artık yer verilmemiştir. Ayrıca gelir dağılımının iyileştirilmesi de temel esas olarak ifade edilmeye başlanmıştır. Öteden beri tekrarlanan, etkin, adil, basit temalarına artık yer verilmemektedir.

2015 yılında ise kamu mali sisteminin ihtiyaç duyduğu finansmanın sağlıklı ve sürekli kaynaklardan elde edilmesi, gelir dağılımının iyileştirilmesi, sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlanması, tasarrufların artırılması ve ekonomiye rekabet gücü kazandırılması suretiyle mali, ekonomik ve sosyal amaçlara destek olunması şeklinde bir tanımlama yapılmaktadır. 2014 yılında yapılan değişiklik aynen sürdürülmektedir.

İlk dönem orta vadeli programlarda etkinlik, basitlik, adillik, kayıt dışı ile mücadele, büyüme ve istihdamı destekleyicilik temel esaslar olarak şekillenirken zaman içinde tasarruf ve sermaye birikimine destekleyici olmak ve bölgesel farklılıkları giderici olmak temel esaslar arasına alınmış ancak son tahlilde etkinlik, basitlik adillik ve kayıt dışı ile mücadelecilik temel esas olmaktan çıkarılmış, finasmanın sağlam kaynaklara dayandırılması, gelir dağılımının iyileştirilmesi, kalkınmanın desteklenmesi temel esas olarak ifade edilmiştir.

Gelir politikalarının bu şekilde değişiminden nasıl bir sonuç çıkarmak gerekir. Vergi sisteminin artık etkin, basit ve adil olmasına gerek bulunmamakta mıdır? Ya da vergi sistemimizin böylesi esalara dayanmadığının kabullenilmesi midir?

Ayrıca kayıt dışılıkla mücadele esasından vaz geçilmiş olmasını neye bağlamamız gerekir? Kayıt dışılık ile mücadele esaslar arasında yer almamakla beraber hedefler arasında sayılmıştır. Kayıt dışılıkla mücadeleyi vergi sisteminin bir esası olarak saymak ile bunu bir hedef olarak belirlemek ayrı şeyler. Kayıt dışılığa esaslar arasında yer verirken vergi mevzuatının kayıt dışılığa karşı önlemleri bünyesinde barındırması, vergi yönetiminin de kayıt dışılıkla mücadeleyi ön planda tutan bir anlayış ve yapılanma içinde olması gibi hususlar kastediliyor olsa gerek.

Kamu Gelir Politikasının Hedefleri

2016 yılı Orta Vadeli Programında vergi politikasının;

  • Sürdürülebilir kalkınma ortamının tesis edilmesi,
  • Cari açıkla mücadele,
  • Yatırımların ülkeye çekilmesi,
  • Üretimin ve istihdamın artırılması,
  • AR-GE ve inovasyonun desteklenmesi

konularında etkin bir araç olarak kullanılacağı ifade edilmektedir.

Programda ayrıca vergi idaresinin beşeri, fiziki ve teknik altyapısı ile örgütlenme sisteminin geliştirilmesi bu suretle vergilemede hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve vergiye gönüllü uyumun artırılması bir hedef olarak ortaya konmuştur.

Programda ayrıca,

  • Uzlaşma ve takdir komisyonu müesseselerinin işleyişinde yaşanan aksaklıkların giderilmesine yönelik düzenleme yapılacağı,
  • Vergi mevzuatının daha basit ve uygulanabilir hale getirilmesi için çalışmaların devam edeceği,
  • Vergi politikalarının uygulama sonuçlarının ölçülmesi, raporlanması ve kamuoyuna duyurulması ile ilgili tedbirlerin alınacağı,
  • İstisna ve muafiyetlerin gözden geçirilmesi ile ilgili çalışmaların sonuçlandırılacağı,
  • Kayıt dışılıkla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği,
  • Vergi kayıp ve kaçağının olduğu alanlarda öncelikli tedbirlerin alınacağı,
  • Kamuya ait taşınmazların tasarrufunda bütün alternatiflerin değerlendirileceği,
  • Yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılacağı

gibi diğer bir takım hedeflere yer verilmiştir. Bu hedeflerin büyük kısmı 2006 yılından bu yana hemen hemen her orta vadeli programda tekrarlanan hedeflerdir. Yerel yönetimlerin öz gelirlerini artırmasına yönelik hedefe 2006 yılı programında da yer verilmiştir. Anlaşılan 10 yıl da bu alanda çok fazla bir gelişme sağlanamamıştır.

Yine 2006 yılı programında gelir vergisi başta olmak üzere, vergi kanunlarında yer alan istisna, muafiyet ve vergi indirimi hükümleri, ekonomik ve sosyal politikalar çerçevesinde yeniden değerlendirilerek, vergi mevzuatının sadeleştirileceği belirtilmiştir. 10 yıllık süreçte bunun sonuçlandırılamadığı 2016 program döneminde istisna ve muafiyetlerin gözden geçirilmesinin sonuçlandırılacağı, ancak vergi mevzuatındaki basitleştirme ve sadeleştirme çalışmalarının devam edeceği anlaşılmaktadır.

Diğer hedefler, kayıtdışılıkla mücadele, vergi kayıp kaçağı olan alanlarda tedbir alma vergi politikası uygulama sonuçlarının ölçülmesi ve kamuoyuna duyurulması taşınmazların tasarrufu son on yılda sürekli tekrarlanan hedeflerdir.

Bu programda gelir politikalarıyla ilgili yeni olan tek hedef uzlaşma müessesesinin ele alınacak olmasıdır. Konunun sadece işleyişte yaşanan aksaklıklar boyutu ile ele alınacağı anlaşılmaktadır. Ancak uzlaşma müessesesi vergi denetiminde etkinliğin sağlanması bakımından bir takım olumsuzlukları bünyesinde taşıdığının gözönünde tutularak buna yönelik tedbirlerin de alınmasında yarar bulunmaktadır.

Program ile temel esasları ve hedefleri belirlemek ve bunu kamuoyu ile paylaşmak başlı başına çok fazla anlam ifade etmemektedir. Programda öngörülen politika alanlarının temel esaslarında ne kadar ilerleme sağlandığı, yine politika alanlarında belirlenen hedeflere hangi ölçüde ulaşıldığı bilgilerinin de bir rapor çerçevesinde kamuoyu ile paylaşılması programların etkinliğinin anlaşılması bakımından önemlidir. Aksi takdirde programlar birbirini tekrarlayan dokümanlar olmaktan öteye bir anlam ifade etmeyecektir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor