Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Dr. Numan Emre ERGİN
Dr. Numan Emre ERGİN
2864OKUNMA

Maliye Ölümü Gösterdi, Sıtmaya Razı Etti

Değerli okurlar, geçen cuma günü vergisel bazı düzenlemeleri de içeren torba yasa teklifi Meclis’e iletildi. Bu yazımda söz konusu teklifte vergiye ilişkin olarak yapılması öngörülen değişikliklerden bahsedeceğim.

İlk olarak şirketlerin tamamını yakından ilgilendiren düzenlemeden başlayayım. Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenecek geçici bir madde ile kanunen %20 olan kurumlar vergisi oranının, 2021 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için %25, 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için %23 olarak uygulanması teklif edilmektedir. Bu oranlar, özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine ait kazançlarına uygulanacaktır.

8 Mart 2021 tarihli yazımda, kamuoyuna sızdırılan ve şirketlerin dağıtmadıkları kârlar üzerinden stopaj yapmalarını öngören düzenlemeye ilişkin değerlendirmelerimi paylaşmış ve bu kadar karışık ve çeşitli komplikasyonlara yol açabilecek bir düzenleme yerine, normalde %20 olan ve 2018-2020 yılları için %22 olarak uygulanan kurumlar vergisi oranının 2-3 yıl daha bu oranlarda tutmanın veya oranın kısa bir süre için %24-25’e artırılmasının daha etkin olacağını söylemiştim. Söz konusu düzenlemenin, kurumlar vergisi oranı kanunen artırılmadan nasıl daha fazla ve hızlı vergi alınır düşüncesiyle kaleme alındığını düşünüyorum.

Ancak, söz konusu düzenleme önerisine kamuoyundan gelen eleştiri ve görüşler üzerine, bu türden bir stopaj alınmasından vazgeçildiği ve yazımdaki önerim paralelinde kurumlar vergisi oranında bu yıl ve önümüzdeki yıl için bir artış önerildiği anlaşılmaktadır. Tabiri caizse Maliye, ölümü gösterip sıtmaya razı etti. Pandemi nedeniyle kamunun içinde bulunduğu nakit sıkıntısını aşmak adına, son birkaç aydır yapılan vergi artışları da dikkate alındığında böyle bir artış sürpriz olmadı. Zaten, servet vergilerinin tartışılmaya başlandığı bu günlerde, kurumlar vergisi oranı artışının başka ülkelerde de gündemde olduğunu belirtmek gerekir.

Teklif yasalaşırsa, kurumlar vergisi mükelleflerinin ödedikleri geçici vergi kurumlar vergisi oranı üzerinden hesaplandığından, yeni oran (%25) kanunun yayımı sonrasındaki ilk geçici vergi dönemi için uygulanacaktır. Bu arada, bir konuyu da vurgulamak gerekir. İlk metin kamuoyuna sızdığında birinci geçici vergi dönemi henüz kapanmamıştı. Hesap dönemi takvim yılı olan işletmeler için her ne kadar 2021 yılının ilk geçici vergi beyannamesi Mayıs 2021’de verilecek olsa da, 31 Mart tarihi itibariyle 2021 yılının birinci geçici vergilendirme dönemi kapanmış bulunmaktadır. Bu nedenle, oran artışının 2021 yılının birinci geçici vergilendirme dönemine uygulanmaması gerekmektedir. Aksi durum, kanunun gerçek olarak geriye yürütülmesi anlamına gelecek olup kazanılmış hakları ihlal edecektir. Anayasa Mahkemesi’nin vergi kanunlarının geçmişe yürütülmesi konusundaki yerleşik içtihatları bu yönde olup, Mahkeme dönem kapandıktan sonra yapılan yasal değişikliklerin değişiklik öncesindeki kazançlara uygulanmasını kanunların gerçek geriye yürümesi olarak değerlendirmekte ve Anayasa’ya aykırı bulmaktadır. Bu nedenle, yapılan oran artışı en erken 2021 yılının ikinci geçici vergi dönemi kazançlarına uygulanabilir.

Teklifte yer alan diğer vergisel düzenlemelere bakarsak; ÖTV Kanunu’nda değişiklik yapılarak, Kanuna ekli (III) sayılı liste kapsamındaki içecek ve tütün mamullerinin, komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle satışında, imalatçı tarafından komisyoncuya veya konsinyi işletmelere verildiği anda vergilendirilmesine yönelik bir düzenleme önerilmektedir. ÖTV Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda vergiyi doğuran olay malların komisyoncuya veya konsinyeye değil, alıcıya tesliminde gerçekleşmektedir. Bu yeni düzenleme ile içecek ve tütün mamullerinde ÖTV tahsilatı, alıcılara satış beklenmeden öne çekilmiş olacaktır.

Teklif ile kamu alacaklarının takip ve cebren tahsil usulünü düzenleyen 6183 sayılı yasada değişiklik yapılarak haczedilen menkul malların elektronik ortamda satışı imkânı getirilmekte ve muhafazası tehlikeli veya masraflı olan malların ihaleye çıkmadan pazarlıkla satılmasına imkân sağlanmaktadır. Artırmaya girecek olanlardan menkul mala biçilen değerin %5’i oranında teminat alınacağı belirtilmekte; alacaklı kamu idarelerine teminat alınmayacak halleri belirleme, teminat olarak para yerine teminat mektubu alınmasına karar vermeleri konusunda yetki verilmektedir. Ayrıca, artırma sonucunda kendisine ihale edilen malı almaktan vazgeçen kişilerin ödemeleri gereken yıllık %5 oranı yerine tecil faizi oranında faiz alınması öngörülmekte, gayrimenkullerin de elektronik ortamda satışına imkân sağlanmakta, gayrimenkul kendisine ihale olunan kimsenin bedeli ödememesi nedeniyle ihalenin feshedilmesi durumunda bu kişinin teklif ettiği bedel ile bir sonraki ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve fark üzerinden hesaplanacak tecil faizi oranında faizden sorumlu olacağı belirtilmektedir.

Teklifte, pandemi nedeniyle zor günler geçiren yiyecek ve içecek sektöründeki işletmelerde 2021 yılı Mart ayında hizmet akdi bulunan ve ücretsiz izne ayrılan (çıkarılan dersek daha doğru olur) çalışanlardan halihazırda uygulanmakta olan nakdi ücret desteğinden faydalanmayanlara, 2021 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin olarak, ücretsiz izne ayrıldıkları dönem için, günlük 50 TL ödeme yapılması önerilmektedir. Halihazırda nakdi ücret desteği alan kişiler için de destek tutarı 50 TL’ye çıkarılmaktadır. Ayrıca, yiyecek ve içecek hizmeti sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde çalışanların Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin sosyal güvenlik primlerinin İşsizlik Fonundan karşılanması önerilmektedir.

Teklif ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ek 17. Kanunda yer alan geriye yönelik olarak prim teşviklerinden yararlanma imkânı, Hazine veya finansmanı sağlayan kurumun ya da fonun yükünün artmasına sebebiyet verdiği ve uygulamada karmaşaya neden olduğu gerekçesiyle sonlandırılmaktadır.

Sözün özü: Tedavi edilmeyen sıtma; önce süründürür, sonra öldürür.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor