Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
7928OKUNMA

Kendi Şarkısını Söyleyene %17, Başkalarının Şarkısını Söyleyene %20 Kesinti

Gerek sanatçı kişiliği ile gerekse insani duruşuyla takdir ettiğim sanatçılardan Servet Kocakaya, Twitter hesabındaki (@servetkocakaya) paylaşımı ile vergi uygulamasındaki fıkra gibi bir durumu gözler önüne serdi.

Radyo veya TV kanalında, bar, restoran, otel, motel, tatil köyünde, AVM’ve vb.nde Servet Kocakaya’nın seslendirdiği söz ve müziği kendisine ait “Ki Zava” isimli şarkısı ile sözleri Murathan Mungan’a ve bestesi Derya Köroğlu’na ait “Dünyanın Kapıları” isimli şarkıyı yayınladılar ve buna ilişkin telif bedeli olarak sanatçının üyesi olduğu Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) veya Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliğine (MSG) bir ödeme yaptılar.

Meslek Birliği telif bedelini Servet Kocakaya’ya öderken kendi bestesi şarkı için %17, Derya Köroğlu’nun bestesi için %20 oranında gelir vergisi kesintisi (stopajı, tevkifatı) yapmak zorunda.

Nasıl yani?

Bestekâr olunca farklı, icracı (şarkıcı, türkücü) olunca farklı verginin ne anlamı olabilir diye aklınızdan geçirmiş olabilirsiniz.

Sanırım, müellif olanların kazancı gelir vergisinden istisna olduğu (2020 için 600 bin liraya kadar) için kesintide de onlara iyilik olsun diye düşük oran uygun görülmüş.

Peki, vergi kesintisi süreci nasıl olacak?

Önce şarkıları yayınlayanlar hangi şarkıları yayınladıklarını listeleyecekler.

Telif ödemesini Birliklere aktaracaklar.

Birlikler de çalınan şarkının icracısı, kendi bestesini mi söylemiş yoksa başkasının şarkısını mı diye tek tek belirleme yapacak ve ona göre kesinti yapacak.

Bu durum bana tam da “deliye pösteki saydırmak” deyimimizi çağrıştırdı.

Hikâye bu ya; deliler tedavi için o zamanlar tımarhane olarak adlandırılan yerlere giderler ve orada tedavi edilirlermiş.

Tedavi sonunda hastaları evlerine göndermeden önce son bir muayeneye tâbi tutmak âdettenmiş.

Hastaya bir koyun pöstekisi (Farsçada koyun veya keçi postu) verilir, pöstekinin kıllarını sayması istenirmiş.

Hasta kılları saymaya başlarsa, tedavinin sürdürüleceğine karar verilir, “Yok, bu imkânsız, sayılmaz” derse hastanın iyileştiğine kanaat getirilerek evine gönderilirmiş.

Beste kime ait diye tek tek ayrıştırmaya çalışma tam da deliye pösteki saydırmak değil mi?

Ayrıştırma yapmak mümkün olmazsa; Maliye diyor ki “tüm ödeme üzerinden %20 kesinti yapılmalı.”

Neden farklı vergi oranı var?

Farklı stopaj oranı Gelir Vergisi Kanunundan kaynaklanıyor.

Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerinin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında ödenen telif ücretlerinden GVK Md 94/2-a uyarınca %17 gelir vergisi stopajı (kesintisi, tevkifatı) yapılması gerekiyor.

Bunların dışındaki kişilerin bu eserleri icra etmesi durumunda o kişilere yapılan ödemeler ise aynı Kanunun 94/2-b maddesine göre %20 kesintiye tabi.

Esasen %20 oranı tüm serbest meslek faaliyeti (Yeminli mali müşavirler, serbest muhasebeci ve mali müşavirler, avukatlar, vb.ne) ödemeleri için geçerli.

 Ne yapılmalı?

Buradaki önerilerimi, Koronavirüs salgını dönemiyle ilgili olmayanlar ve olanlar şeklinde ikiye ayırmak istiyorum.

Koronavirüs salgını ile ilgisi olmayan öneriler

Öncelikle Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesindeki iki ayrı oran şeklindeki düzenleme bir Cumhurbaşkanı Kararı ile tek orana çekilebilir.

Örneğin her ikisinin de %17 olması gibi.

Bu durumda deliye pösteki saydırmaya gerek kalmayacaktır.

Koronavirüs dönemine ilişkin önerilerimiz

Sanatsal etkinliklerin azalması nedeniyle gelirlerinde ciddi azalma olan hatta duran sanatçılarımızın tamamını hiçbir ayrım yapmaksızın gelir yönünden desteklemek için Kültür ve Turizm Bakanlığınca dijital konser, sunum, performans, sohbet, Youtube kanalında eserlerinin yayınlama karşılığında telif ücreti ödemesi yapılabilir.

Böylece onurlu sanatçılarımızın onurları incitilmemiş ve çalışmaları/yaşantıları desteklenmiş, eserleri ve performansları halkla paylaşılmış olur.

Resim, plastik sanat vb.leriyle uğraşan sanatçılarımızın da eserleri satın alınarak kamu kurumlarında, müzelerde değerlendirilebilir.

Sonbahar bitmeden fiziksel mesafe ve maske kuralına uyularak açık havada sanatsal etkinliklere (tiyatro, konser vb.) izin verilmelidir.

İkinci önerimiz ise tıpkı işyeri kira ödemelerinde geçtiğimiz aylarda yapılan oran indirimi gibi telif ödemelerinde de gelir vergisi kesintisi oranı düşürülmelidir.

Bu zor dönemde gelir elde edebilen sanatçılarımıza uygulanacak kesinti oranı %5’lik olmalıdır.

Ruhumuzun gıdası ve geliştiricisi olan eserleri yaratan sanatçılarımıza sahip çıkmak kendimize ve geleceğimize sahip çıkmaktır.

Hele ki bu zor günlerde.

Onların, halkın sanatçısı olmasını sağlamanın yolu, kendi yaşantılarını kendilerinin özgürce ve onurlu bir şekilde sürdürmelerine maddi imkan sağlamak olmalıdır.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor