Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Faruk TAŞYÜREK
Faruk TAŞYÜREK
5617OKUNMA

KDV Tevkifatında Önemli ve Özellikli Durumlar

Buçalışmamızın amacı; KDV tevkifatı iletevkif edilen KDV’nin iadesinin talebinde özellikle dikkat edilmesi gereken hususlara yönelik olarak siz değerli okurlarımıza bilgi sunmaktır.

Genel olarak da bilindiği üzere ülkemizde KDV tevkifat uygulaması tam tevkifat ve kısmi tevkifat şeklinde yapılmaktadır. Mal teslimi veya hizmet ifası nedeniyle alıcı tarafından satıcıya ödenmesi gereken KDV’nin duruma göre; tamamının veya bir kısmının satıcıya ödenmeksizin, sorumluk eşliğinde alıcı tarafından hazineye aktarılması işlemine özetle tevkifat denmektedir.

Tevkifat uygulaması esas itibariyle vergi güvenliğinin tesisine yönelik bir uygulamadır. Zira bu güvenliğin sağlanması için kanun koyucu KDV kanunun 9. maddesinde idareye yetki tanımıştır. Vergi idaresi de bu yetkiye istinaden tevkifata konu işlemler ve tevkifat oranları ihdas etmiştir.

Tam tevkifat; isminden de anlaşılacağı üzere işleme konu tutarın KDV’sinin tamamının, satıcıya ödenmeksizin alıcı tarafından hazineye aktarılması işlemidir.

Kısmi tevkifat; mal veya hizmet ifasından dolayı alıcı tarafından satıcıya ödenmesi gereken KDV tutarının bir kısmının satıcıya ödenmeksizin sorumluluk eşliğinde hazineye aktarılması işlemidir.

Durum bu şekilde açıklanmakla birlikte özüne bakıldığında şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır ki o da tevkifata konu işlemi yapana yöneliktir. Şöyle ki tam tevkifatta tevkifata konu işlem KDV’nin konusuna girmektedir ancak işlemi yapanın KDV mükellefiyeti yoktur. Buna mukabil kısmi tevkifatta tevkifata konu işlemi yapanın KDV mükellefiyeti vardır. Dolayısıyla da kısmi tevkifatta fatura vardır. Tam tevkifatta ise faturaya rastlamak çok mümkün değildir.

Ayrıca tam tevkifatın konusuna giren işlem sayısı dörtle sınırlı iken kısmi tevkifatın kapsamı daha geniştir. Buna göre aşağıda sayılan dört işlem tam tevkifatın konusuna girmektedir.

  • İkametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlar tarafından yapılan işlemler (Satıcının KDV mükellefiyeti yok ancak işlem Türkiye de KDV’ye tabi)
  • Serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler (GVK 18 ve 94 kapsamında olması şartı var)
  • Kiralama işlemleri (Kiracının KDV mükellefi, kiralayanın ise KDV mükellefi olmaması gerekmektedir.)
  • Reklâm verme işlemleri (Reklam isteminde bulunanın KDV mükellefiyetinin olmaması, reklam sunanın ise KDV mükellefiyetinin bulunması gerekmektedir.

Tevkifatla ilgili genel bilgiyi bu şekilde sunduktan sonra tevkifat işleminde alıcı ve satıcı için özellik arz eden durumlara başlıklar halinde değinmek isterim.

Alıcı Açısından Özellikli Durumlar

Mal teslimi veya hizmet ifasından dolayı alıcı konumunda olan KDV mükellefleri tevkif ettikleri KDV’leri 2 nolu KDV beyannamesi ile vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu döneme müstenit beyan etmek durumundadır. Burada önemle dikkat edilmesi gereken husus, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihin referans alınmasıdır. Diğer bir ifadeyle de satıcı tarafından alıcıya fatura tanzim edilmemiş olsa bile alıcının bu sorumluluğu yerine getirmesi gerekmektedir.

Şayet bu sorumluluk yerine getirilmez ve fatura tanzimi beklenecek olunursa, bilindiği üzere VUK’un 341. maddesinde mükellef veya vergi sorumlusu tarafından verginin eksik veya geç tahakkuk ettirilmesi vergi zıyaına sebebiyet sayılmaktadır. Bu durumda vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih referans alınarak işlem yapılacağı için, geç gelen faturadan ari olarak alıcılar vergi zıyaına sebebiyet vermiş olabileceklerdir.

Alıcı tarafından tevkif edilen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için tevkif edilen tutarın 2 nolu KDV beyannamesi ile mutlaka beyan edilmiş olması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle de satıcı tarafından fatura tanzim edilmiş olsa ve tevkifat oranı belirtilmiş bulunsa dahi, alıcı 2 Nolu KDV beyannamesi ile beyanda bulunmamışsa indirim konusu yapamayacaktır. Zira sorumluluk atfedilen kısmın indiriminde, indirime dayanak belge olarak 2 Nolu KDV beyannamesi referans alınmaktadır.

Öte yandan satıcı tarafından beyan edilecek ve dolayısıyla alıcı tarafından da indirime konu edilecek KDV’nin indirim hakkı ise cari yılda veya en geç izleyen yılda indirime konu edilebilecektir.

Bir diğer husus ise tevkifata konu olan bir işlemde satıcı tarafından KDV’nin tamamına yönelik olarak KDV beyanında bulunulmuş, ancak alıcı tarafından bu kapsamda tevkifat yapılmamışsa, bu durumda sorumlu sıfatıyla tevkif edilecek olan KDV’ninaslı aranılmamaktadır. Buna mukabil, alıcının sorumluluğundan kaynaklı gecikme faizi, ceza gibi durumlar saklıdır.

Ayrıca KDV tevkifatına konu bir işlemden dolayı tevkifatın yapılabilmesi için KDV dâhil toplam bedelin 1.000-TL’yi aşması gerekmektedir. Belirtilen tutarı aşmayan işlem için tevkifat yapılmaması gerekmekle birlikte aşması durumunda tamamı üzerinden tevkifat yapılması gerekmektedir. Ancak tevkifat yapılıp yapılmamasına yönelik olarak muvazaaya dayalı işlem yapılması halinde, işlemin gerçek mahiyetine göre müeyyide uygulanacağı da tabidir.

Satıcılar Açısından Özellikli Durumlar

Tevkifata tabi işlemle ilgili mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler, alıcılar tarafından tevkif edilen KDV’nin hazineye aktarılmamasından dolayı müteselsilen sorumludurlar. Ancak bu sorumluluğun ifasından dolayı özel kanun hükümlerince rücu hakkı mahfuzdur.

Satıcılar kimi zaman tevkifata tabi olan işlemler nedeniyle KDV indirimini gerçekleştirememekte diğer bir ifadeyle de KDV’lerini giderememektedir. Bu gibi durumlarda KDV iade hakkı doğmaktadır.

KDV iadesinin yerine getirilmesi için öncelikli olarak tevkifata tabi tutulan işlemin alıcılar tarafından beyan edilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca 35 Seri No’lu KDV Genel tebliği yayınlanmadan önce iade işlemlerinde sadece alıcının 2 Nolu KDV beyannamesi ile beyan etmiş olması şartı aranmaktaydı. Ancak bahse konu tebliğle birlikte (01.03.2021 tarihinden itibaren) artık alıcılar tarafından tevkif edilen KDV’nin aynı zamanda ödenmiş olması şartı da aranmaktadır. Diğer bir ifadeyle de alıcı tarafından tevkif edilen KDV hazineye intikal etmemişse, satıcılara KDV iadesi artık gerçekleştirilmeyecektir.

Satıcılar tarafından tevkifata konu KDV iadesinin talep edilmesi durumunda KDV iade talebinin dönem bazlı olarak her ay için ayrı ayrı yapılması gerekmektedir. Ayrıca tevkifat iadesindeki mantık indirimlerin giderilememesi olduğu için iade talep edilen tutar kadar, Sonraki Döneme Devreden KDV’nin azaltılması gerekmektedir.

Diğer bir önemli husus ise bilindiği üzere indirimli orana tabi işlemlerde en geç işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Kasım dönemine (Aralık ayı beyannamesi ile) kadar iade talebinin yapılması gerekiyordu. Tevkifat iadesinde bu kısıtlama durumu söz konusu değildir. Diğer bir ifadeyle de mükellefler daha sonradan düzeltme talebinde bulunarak, tevkifata konu işlem nedeniyle tahsil edemedikleri KDV’yi iade olarak talep edebilme hakkına sahiptir.

Sonuç

KDV tevkifatında hem alıcı hem de satıcı sorumluluk taşımaktadır. Bunun istisnası nihai tüketiciler ile gerçek usulde vergilendirmeyen çiftçilerdir.

Tam tevkifatta satıcının KDV mükellefiyeti yokken, kısmi tevkifatta satıcının KDV mükellefiyeti mevcuttur. Tam tevkifatta KDV’nin tamamı tevkif edilirken, kısmi tevkifatta KDV’nin bir kısmı tevkif edilerek, satıcı yerine ödeme hazineye yapılmaktadır.

2 Nolu KDV beyannamesinin verilmesinde vergiyi doğuran olayın vuku tarihinin esas alınması gerekmektedir. Bu nedenle tevkifat sorumluluğu bulunan alıcının tevkifata konu bir mal veya hizmeti alması durumunda satıcı tarafından fatura tanzim edilmemiş olsa dahi 2 Nolu KDV beyannamesi ile beyanda bulunması gerekmektedir.

Satıcıların tevkifat kapsamlı olarak KDV iade taleplerinin yerine getirilmesi esnasında 35 Seri No’lu KDV Genel Uygulama Tebliği ile birlikte (01.03.2021 tarihinden itibaren) alıcının tevkif ettiği KDV’yi ödemiş olması şartı, ayrıca aranacaktır.

3065 Sayılı KDV Kanunu
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
1 Seri Nolu KDV Genel Uygulama Tebliği
35 Seri Nolu KDV Genel Tebliği

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor