Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Serhat AKTAŞ
Serhat AKTAŞ
5376OKUNMA

IMF’nin Türkiye Raporunda Dikkat Çeken Başlıklar Neler?

IMF 4. madde kapsamında Türkiye için hazırladığı raporu yayımladı. Raporda Türkiye’nin pandemi döneminde almış olduğu önlemler ile 2021 yılına ilişkin beklentiler yer aldı. IMF’ye göre Türkiye ekonomisinin 2021'de yaklaşık yüzde 6 büyümesi bekleniyor. 2020 yılına yönelik Dünya Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye ekonomisinin yüzde 5 daralacağı öngörülmüştü.

Türkiye’nin 2020 yılına var olan kırılganlıklar ile girdiği belirtilen raporda dış finansman ihtiyaçları, yüksek enflasyon ve dolarizasyona dikkat çekildi. “Türkiye'nin yükselen piyasalardaki benzerlerinden ayrıldığı” belirtildi.

Pandemi döneminde izlenen politikalar ile 2020 yılı üçüncü çeyreğinde pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıkıldığının altı çizildi. Türkiye için “geçtiğimiz yıl pozitif genel büyüme kaydettiği tahmin edilen ülkelerden biri” ifadesine yer verildi.

Raporda “pandemi sonrası toparlanmaya dair belirtiler görülmekle birlikte önemli risklerin de bulunduğu” açıklamasıyla uygulanan politikaların güvenlik açıklarını arttırdığı vurgusu yapıldı. “Düşük döviz rezervi ve yüksek dış finansman ihtiyacına ek olarak yüksek yurt içi döviz mevduatının Türkiye'yi önümüzdeki dönemde meydana gelebilecek şoklar karşısında kırılgan bırakabilir” uyarısında bulunuldu.

“2020 yılının sonlarından itibaren uygulanan sıkı para politikası olumlu karşılanmıştır”

Geçici düzenleyici tedbirlerin gevşetilmesi ve devlete ait banka kredilerindeki yavaşlamanın, Türk lirası üzerindeki baskıyı sınırladığı ve güveni yeniden inşa etmeye yardımcı olduğu hatırlatıldı. “TCMB'nin bağımsızlığını desteklemeye yönelik adımlar ve para politikasının gözden geçirilmesi dahil olmak üzere geniş reformlarla birleştirildiğinde daha güçlü bir lira ve daha yüksek rezervlerin yolunu açacaktır” denildi.  Ayrıca “Net uluslararası rezervler pozitif kalırken, TCMB ile döviz swapları çıkarıldığında net pozisyonun negatif olduğu” hatırlatıldı.

2021 yılına dair beklentiler neler?

Türkiye'de cari işlem açığının, altın ithalatında düşüş ve turizmde yaşanan iyileşmenin etkileriyle GSYH'nın yüzde 3,5'ine düşmesi bekleniyor.

2021 yılında enflasyonda düşüş öngörülüyor. Ancak bu düşüşün hedeflenen enflasyonun üzerinde kalması bekleniyor. “Enflasyon hedeflerinin gerçekleştirilmesi, sermaye girişlerinin sürdürülmesi ve dolarizasyonun giderilmesi için TCMB'nin erken gevşemeden kaçınılması gerekli” diye belirtiliyor. 

Raporda hangi önerilere yer verildi?

Zor durumdaki hanelere ve çalışanlara ek sosyal yardımların sağlanması önerisi bulunuldu. Konuyla ilgili “Pandeminin işgücü piyasaları ve finansal olmayan şirketler üzerindeki uzun vadeli olumsuz etkilerinin riskleri, hedeflenen önlemlerle ele alınmalıdır” ifadelerine yer verildi. Pandemi sonrası toparlanma gerçekleşene kadar mali desteklerin devam etmesinin önemine vurgu yapıldı.

Türkiye'nin 2020 yılında GSYH'nın %2,5'i kadar doğrudan mali önlem açıkladığı hatırlatılarak “2021 yılında salgından etkilenenlere destek olabilmek için Türkiye'nin muhtemelen GSYH' nın %1'i kadar daha mali olanağı var” denildi. 

“Geç kalınmadan hazırlanacak detaylı bir mali güçlendirme planı Türkiye’nin önemli mali çıpasını desteklemeye yardımcı olacaktır”

Mali yapısal reformların, güçlendirmeyi destekleyerek mali riskleri azaltacağına vurgu yapıldı. “Orta vadede GSYİH'nın yüzde 1,5’i oranında mali güçlendirme, borcun yeniden azaltılmasında yardımcı olacaktır” açıklamasına yer verildi.

Borç yönetimine ilişkin “Borçlanma vadelerinin uzatılması ve döviz iç borçlanmaya olan bağımlılığın azaltılması hamleleri memnuniyetle karşılanmaktadır” açıklamasında bulunuldu. Mali güçlendirme planının, yatırım teşviklerinde ve harcamalarda etkinliğin sağlanmasına yardımcı olacağı belirtildi.

Yapısal reformlara ilişkin “Salgının uzun vadeli olumsuz etkilerinin oluşturduğu riskleri hafifletmeye odaklı, en savunmasızları destekleyecek, işgücü piyasası esnekliğini teşvik edecek ve kurumsal borçların azaltmasını kolaylaştıracak önlemleri içermelidir” tavsiyelerinde bulunuldu.

İşgücü piyasasında esnekliğine yardımcı olacak politikaların kaynakların yeniden tahsisini ve istihdam yaratılmasını destekleyeceği belirtildi. Kadınların işgücüne katılımını arttıracak, genç işsizliği ve kayıt dışılığı azaltacak politikalara özellikle vurgu yapıldı.

Sunulan önerilerle birlikte “Türkiye ekonomisinin esnek ve girişimci” yapısına vurgu yapılarak pandemi sonrası değişen ekonomik koşullara uyum sağlayabileceği hatırlatıldı.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor