Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Emrah AKIN
Emrah AKIN
1489OKUNMA

Hangi Yatırımlar “Süper Teşviklerden” Yararlanacak?

Ağustos sonunda “6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile yatırım teşvik sistemimiz için oldukça önemli bir adım atıldı. Bu adımla birlikte Türkiye, yatırımcıyı cezbetmek bakımından “süper teşvik sistemi” adını verebileceğimiz yeni bir döneme geçti ve Bakanlar Kurulu’na proje bazında desteklenmesi öngörülen yatırımlara oldukça geniş teşvikler verme yetkisi tanınmış oldu. Ancak Ağustos’tan bu güne kadar hangi yatırımların bu kapsamda değerlendirilip destekleneceği belirlenmemişti. Dolayısıyla temelleri Ağustos’ta atılan bu yeni teşvik sisteminden henüz bir yatırım projesinin yararlandığına da şahit olamamıştık.

26 Kasım’da Resmi Gazete’de yayımlanan 2016/9495 sayılı “Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Karar (BKK)” ile bu önemli teşvik sisteminden hangi yatırımların ve hangi prosedürle yararlanacakları belli edilmiş oldu. Şimdi ilk önce 6745 sayılı Kanun ile Bakanlar Kurulu yetkisine bırakılan önemli teşvik unsurlarına; sonra da yayımlanan 2016/9495 sayılı BKK ile getirilen sisteme bakalım.

Süper Teşvikler neler?

Hemen belirtelim, 6745 sayılı Kanun’la esnek bir teşvik sistemine geçilmiş durumda. Getirilen yeni model, yatırım teşvik tarihimiz için çok önemli bir kilometre taşı. Bu model sayesinde, desteklenmesi öngörülen her yatırım projesine özgü özel bir teşvik sistemi getirilebileceğini söylememiz mümkün.

İlgili Kanun hükmüne göre Bakanlar Kurulu, proje bazında Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenmesine karar verilen yatırımlar için -yine Kanun’da tespit edilen- çok önemli desteklerin bir kısmından veya tamamından yararlanma imkânını tanıyabilecek. Yani, Ekonomi Bakanlığı tarafından tespit edilen her bir yatırım projesi için Bakanlar Kurulu esnek ve özel bir teşvik mekanizması yaratabilecek. Bu kapsamda desteklenecek projeler tespit edilirken, kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda Türkiye’nin mevcut veya gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarını karşılama, arz güvenliğini sağlama, dışa bağımlılığı azaltma, teknolojik dönüşümü sağlama, yenilikçi, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek olma niteliklerine ayrı ayrı ya da birlikte sahip olan yatırımlar olup olmadıklarına da ayrıca bakılacak.

Kanun’la Bakanlar Kurulu’na oldukça geniş bir hareket alanı verildiğini söylemek mümkün. Kanun hükmüne göre Bakanlar Kurulu;

  • Kurumlar vergisi oranını %100’e kadar indirimli uygulatmaya ve yatırıma katkı oranını %200’ü geçmemek üzere belirlemeye veya
  • Yatırımın işletmeye geçmesinden itibaren 10 hesap dönemine kadar, yatırımdan elde edilen kazançla sınırlı olmak üzere kurumlar vergisi istisnası tanımaya,
  • Şu an sadece 6. Bölge illeri için uygulanabilen, istihdam edilen çalışanlar bakımından “gelir vergisi stopajı” teşvikinden yararlandırmaya
  • Gümrük vergisi muafiyeti tanımaya,
  • Hazine taşınmazlarıyla ilgili 49 yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesisi veya kullanma izni verilmesine ve yatırımın tamamlanması ve öngörülen istihdamın 5 yıl sağlanması şartıyla Hazine taşınmazının talep edilmesi halinde bedelsiz devredilmesine,
  • Yatırımcının 10 yıla kadar sigorta primi işveren hissesinin karşılanmasına,
  • İşletme döneminde yatırıma ilişkin enerji tüketim harcamalarının %50’sine kadarının en fazla 10 yıla kadar karşılanmasına,
  • Sabit yatırım tutarının finansmanında kullanılan yatırım kredisi için 10 yıla kadar faiz veya kâr payı desteği ya da hibe desteği sağlanmasına,
  • Yatırım için özel önem taşıyan belirlenen sayıda her bir nitelikli personel için 5 yılı geçmemek üzere, asgari ücretin aylık brüt tutarının 20 katına kadar ücret desteği verilmesine,
  • Yatırım tutarının %49 unu geçmemek üzere ve edinilen payların 10 yıl içerisinde halka arz veya yatırımcıya satış şartıyla yatırıma ortak olunmasına,

karar verebilecek ve saydığımız bu desteklerden bir veya birden fazlasını yatırımcıya uygulatabilecek.

Yatırımcılara sağlanan imkânlar yukarıda belirttiklerimizle de sınırlı değil, alım garantisi ve bürokratik bazı işlemlerin de kolaylaştırılması imkan dahilinde. Burayı biraz açalım;

  • Proje bazlı yatırım konusu ürüne, süresi ve miktarı Bakanlar Kurulunca belirlenecek “alım garantisi” verilmesi de mümkün olacak.  Ayrıca projenin gerekli kıldığı hallerde Bakanlar Kurulu karan ile her türlü altyapı yatırımının yapılması da ihtimal dâhilinde.
  • Yeni modelde, Bakanlar Kurulu ayrıca kapsama alınacak yatırımlarla ilgili olarak diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler için de istisna getirebilecek veya yatırımları hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yasal ve idari süreçlerde düzenleme yapabilecek. Bu sayede yatırımcı çok büyük yasal ve idari bürokratik yükten de kurtulmuş olacak.

 Projeler Bakanlar Kurulu önüne nasıl gelecek?

6745 sayılı Kanun hükmüne göre Bakanlar Kurulu, proje bazında Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenmesine karar verilen yatırımlar için yukarıda vurguladığımız yetkilerini kullanabilecekti; ancak bu önemli teşviklerin hangi yatırımlar için uygulanacağı Ağustos’tan bu güne kadar belli edilmemişti. 26 Kasım’da yayımlanan 2016/9495 sayılı BKK ile bu önemli teşvik sisteminden hangi yatırımların ve hangi prosedürle yararlanacakları da belli edilmiş oldu.

Özetle, proje bazlı teşvik modeli Ekonomi Bakanlığı tarafından “yatırım konusunun” tespiti ve ilgili yatırımcı veya yatırımcıların Bakanlar Kurulu’na önerilmesiyle çalışmaya başlayacak.

Davet edilmeyen veya duyuru şartlarını taşımayan yatırımcı sistemden yararlanamayacak!

2016/9495 sayılı BKK ile getirilen sistemin bu güne kadar pek örneğini görmediğimizi belirtmek gerekli. Şöyle ki; BKK’ya göre Ekonomi Bakanlığı belirlediği yatırım konusunda bir veya birkaç firmayı yatırım için davet edebilecek veya duyuruya çıkarak ilgili firmaları başvuru için çağıracak. Yani daha önceki teşvik modellerinde olduğu gibi; ilgili mevzuatta belirtilen teşvik şartlarını sağlayan tüm yatırımcılar doğrudan Bakanlığa başvuru yapamayacaklar. Başvuru için ya Bakanlığın davetini ya da çıkarılacak ilanı bekleyecekler.

Kendisine yapılan davete veya çıkılan ilandaki çağrıya icabet eden yatırımcıların 2016/9495 sayılı BKK’da belirtilen bilgi ve belgeler ile Ekonomi Bakanlığı’na başvurması gerekecek. Belirtelim, Bakanlık, BKK’da belirtilmeyen bazı bilgi ve belgeleri de yatırımcılardan isteyebilecek.

Desteklenecek projenin “asgari sabit yatırım tutarı” en az 100 milyon ABD Doları olmalı!

Hemen en başta belirtelim, asgari sabit yatırım tutarı 100 milyon ABD dolarından düşük olan projelerin bu teşvik sisteminden yararlanmaları ilgili BKK’ya göre mümkün değil; ancak bu da yeterli değil. Ekonomi Bakanlığı kendisine ulaşan proje başvurularını aşağıda sayacağımız niteliklerine göre değerlendirmeye tabi tutacak.

  • Ülkemizin mevcut veya gelecekte ortaya çıkacak kritik ihtiyaçlarını karşılayabilme,
  • Teknoloji açığı olan alanlarda teknoloji kapasitemizi geliştirme,
  • Dış ticaret açığı verilen alanlarda “ithalat bağımlılığını” azaltma. Burada bir noktanın altını çizelim, “stratejik yatırımların teşviki” için öngörülen belli bir ithalat tutarını aşmak veya ithalatın ihracattan fazla olması vb. şartlar bu BKK’nda vurgulanmamış. Ancak başvuru yapan yatırımcılardan, ilgili ürünle ilgili son bir yıla ait ithalat ve yurt içi üretim bilgileri ile projenin tamamlanmasını takibine ulaşılacak üretim ve ithalat projeksiyonları talep edilecek.
  • Ülkemizin rekabet gücünü arttırma,
  • Yenilikçi ve Ar-Ge yatırımı olma,
  • Cari işlemler dengesini olumsuz etkileyen ve hammadde sıkıntısı yaşanan sektörlerde gerçekleştirilecek yüksek katma değerli işlenmiş ürünlerin üretimine yönelik yatırım olma,

Bu kriterler bakımından uygun görülen projeler Ekonomi Bakanlığı tarafından Bakanlar Kuruluna sunulacak ve Bakanlar Kurulu tarafından desteklenmesine karar verilen projeler için bir “destek kararı” yayımlanacak. Yani desteklenecek yatırım projesinin yararlanacağı teşvikler özel bir Bakanlar Kurulu Kararı ile güvenceye alınacak. Bu kararın akabinde Ekonomi Bakanlığı o yatırım projesine ilişkin olarak bir “Yatırım Teşvik Belgesi” düzenleyecek. 

Yatırım, yılda iki defa YMM raporu ile takip edilecek!

Yatırımın, destek kararında belirtilen başlangıç ve bitiş tarihleri arasında tamamlanılması gerekiyor; ancak yatırımcılara makul gerekçe ile ek süre de sağlanabilecek.

Bu BKK çerçevesinde desteklerden yararlanılan yatırım harcamaları için diğer teşvik sistemleri ile sağlanan destek ve teşviklerden yararlanma imkanı bulunmadığının altını da çizelim.

Diğer teşvik modellerinden farklı olarak, bu sistemle birlikte desteklenecek yatırımlar için özel bir takip ve kontrol sistemi kuruluyor. Buna göre, yatırımcının, yatırım ve işletme döneminde yatırıma ilişkin taahhütlerinin gerçekleşme bilgilerini ve yararlanılan destek miktarını Destek Kararında belirlenen süre boyunca her yıl Ocak ve Temmuz aylarında bir Yeminli Mali Müşavir raporu ile Bakanlığa ibraz etmesi gerekiyor. 

Yatırımcı yükümlülüklerini yerine getiremezse ne olacak?

Yatırımcının, Destek Kararında öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde indirimli kurumlar vergisi veya istisna uygulaması ile gelir vergisi stopaj teşviki nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler -vergi ziyaı cezası uygulanmadan- gecikme faizi ile birlikte kendisinden geri alınacak. Diğer destekler ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde geri alınacak.  

Sorumlu vergicilik bakışıyla…  

Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 2016 Ocak-Temmuz Mayıs döneminde Türkiye’ye giren “Uluslararası Doğrudan Yatırım”     4,8 milyar ABD Doları düzeyinde. Bu rakam bize ülkemize yatırım girişinin 2015’in aynı dönemine göre %54,2 azaldığını işaret ediyor. “Tasarruf” konusundaki genel sıkıntılarımızı düşündüğümüzde, doğrudan yabancı yatırımların Türkiye için hayati önemde olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Getirilen bu yeni teşvik mekanizmasının bu yolda atılan çok önemli bir adım olduğunu vurgulamak elzem.

Elbette konu bu noktada sona ermiyor, süper teşvik sisteminin ulusal ve uluslarası tüm yatırımcılara en iyi şekilde anlatılması ve yatırımların bir an önce Türkiye çekilmesi gerekiyor. Bu bağlamda, hem yeni sistemin hem de ülkemizin yatırımcılara sunduğu diğer olanakların  altını çizen etkili bir tanıtım atağına bir an önce başlanılması gerekiyor.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor