Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Gençlerin Gözünden Türkiye

Mert YILDIRIM
Mert YILDIRIM
2359OKUNMA

Gelişmekte Olan Türkiye’nin Gelişememekte Olan Eğitimi

M.Ö. 500’lü yıllar öncesinde Orta Asya’da varlık gösteren ilk Türk devletleri ile tarih sahnesine çıkan ve daha sonra Büyük Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçukluları ile büyük bir devlet halini alan, Osmanlı İmparatorluğu ile sınırlarını genişleterek büyük bir imparatorluk haline gelen, günümüzde Cumhuriyet olarak varlığını sürdüren Türkiye, benzer şekilde tarihsel birikime sahip birçok devletin aksine gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer almaktadır.

Türkiye’nin günümüzde gelişmekte olan ülkeler arasında yer alması, sosyal, idari, iktisadi ve mali birçok faktöre bağlı bulunmaktadır. Ancak bu sorunların kaynağına inmek istendiğinde eğitimin bu konuda diğer unsurlara kıyasla daha geniş bir etki alanı bulunduğu ifade edilebilir.

Peki, Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler sınıfında yer almasında eğitime yönelik göstergeler bize ne anlam ifade etmektedir?

Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin ölçümünde birçok unsurun dikkate alındığı farklı parametreler mevcut bulunmaktadır. Türkiye’nin konumunu belirlemek açısından bu parametreler arasından karşılaştırma yapmak için en kapsamlı olarak ele alınabilecek birkaç tanesi örnek verilebilir.

Bunlardan bir tanesi, eğitim düzeyinden, kişilerin ortalama yaşam süresine, okur yazarlık durumundan, kişi başına düşen milli gelir düzeyine kadar farklı ölçütleri baz alan Birleşmiş Milletler tarafından geliştirilen, İnsani Gelişme Endeksidir. 0 ve 1 arasında puanlama baz alınarak belirlenen bu indekste Türkiye, 0,8 puan ile 59. sırada yer almakta ve pek çok gelişmiş Batı ülkesinin gerisinde konumlanmaktadır.

Bunun yanı sıra karşılaştırmada iktisadi faktörü göz ardı etmemek adına Dünya Bankası tarafından sunulan, ülkelerin bir yıl içerisinde ürettiği mal ve hizmetlerin Amerikan doları cinsinden parasal değerinin nüfusa bölünmesiyle bulunan kişi başına milli gelir göstergesinin de değerlendirilmesi gereklidir. 2019 yılında dünya kişi başına gelir ortalaması 11.000$ düzeyindeyken Türkiye, 9.000 $ seviyesindeki kişi başına milli gelir ortalaması ile üst orta gelir düzeyinde yer almaktadır.

Her ne kadar benzer birçok gösterge bulunsa da bu indeksler bile kalkınmışlık düzeyi açısından Türkiye’nin gelişmiş ülkeler grubu arasında yer almadığını gözler önüne sermektedir. Bu durumun eğitim düzeyi ile olan bağlantısını kurabilmek için de OECD tarafından hazırlanan PISA test sonuçları ve dünya üniversiteler sıralamaları göstergelerine bakılabilir. 15 yaş düzeyindeki çocukların temel eğitim becerilerini ölçmek adına 37 OECD ülkesinde üç yılda bir olmak üzere uygulanan PISA testinde 2018 yılında Türkiye’nin genel anlamda (farklı temel bilimlerde uygulanan testlerin ortalamasına göre oluşturulan sıralamaya göre) 37 ülke içerisinde 31. sırada yer almıştır, okuma, matematik ve fen bilimi testlerinin tamamında skor anlamında OECD ülkelerinin altında kaldığı gözlemlenmiştir. Dünya üniversitelerinin çeşitli bilimsel kriterlere göre sıralandığı farklı kurumlarca yapılan sıralamalar açısından incelendiğinde, 2020 yılında ilk 500 üniversite arasında Türkiye’den yalnızca 1 üniversite bulunmaktadır.

Görüldüğü üzere Türkiye’nin, eğitim ve bilim anlamında kullanılan objektif ölçüler baz alındığında diğer gelişmiş ülkelere kıyasla geri kaldığı gözlemlenmektedir. Bunun birbiriyle bağlantılı olarak kalkınmışlık düzeyini etkilediği ve Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında kalmasında rol oynadığı ifade edilebilir. Bu durumun elbette ki tarihsel bağlamda birçok sebebi bulunmaktadır. Ancak yazımızın konu anlamında sınırlarını aştığı için burada sadece bugünkü durum itibariyle sonuçlar göz önüne serilmiştir.

Türkiye için konu ile ilgili son bir anekdot düşülecek olduğunda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde, Kurtuluş Savaşı’nın belki de en önemli noktasında Kütahya-Eskişehir Muharebeleri esnasında Mustafa Kemal Atatürk’ünHayatta en hakiki mürşidin ilim ve fen olduğu felsefesiyle Maarif Kongresini toplamış olması, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlaşma yolunda en önemli sorunlarından birisini geçmişten günümüze eğitim olduğunu adeta kanıtlar niteliktedir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor