Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
1628OKUNMA

Faturalar ve defterler bulutların üstünde

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, 14 Aralık 2012 günü Resmi Gazete’de yayımlanan 421 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile e-vergi ve e-muhasebe alanında yeni bir dönemi başlatmış oldu.

Hatırlanacağı üzere Mart 2010’dan itibaren Anonim ve Limited Şirketler, gerekli teknik şartları sağladıktan sonra Gelir İdaresi Başkanlığı’na (GİB) başvurarak e-fatura düzenleme, gönderme ve/veya alma konusunda yetkilendirilebilmekte.

Başkanlığın konuyla ilgili internet sitesi www.efatura.gov.tr’ye göre şu anda 396 adet şirket kullanıcı olarak e-fatura sistemine girmiş durumda.

Yetkili firmalar diğer mükellefler için e-fatura üretebilecek

Geçtiğimiz Cuma günü yayımlanan Genel Tebliğden önce, GİB ile gerekli entegrasyonu sağlayan kullanıcılar e-Fatura Uygulamasını doğrudan kendilerine ait bilgi işlem sistemleri aracılığı ile kullanmaları mümkündü.

Tebliğle bu esas korunmaya devam edilirken elektronik fatura gönderme ve alma işlemlerinde teknik yeterliliğe sahip ve Başkanlıktan özel entegrasyon (bütünleşme) izni almış mükelleflere, bilgi işlem sistemi vasıtasıyla bu işlemleri gerçekleştirebilme imkanı getirilmiştir. Bu durumda artık e-fatura sistemine dahil olan her mükellef yeni baştan sistem geliştirmek yerine bu konuda daha önce sistem geliştirmiş Şirketlerden hizmet satın alabilir konuma gelmişlerdir.

Bulut bilişim nedir?

Bir başka önemli değişiklik de Gelir İdaresi Başkanlığının, “bulut bilişim” sisteminin Türkiye genelinde yaygınlaşmasına imkan veren düzenlemesidir. Amerikan Ulusal Standart ve Teknoloji Enstitüsünün tanımına göre bulut bilişim; düşük yönetim çabası veya servis sağlayıcı etkileşimi ile hızlı alınıp salıverilebilen ayarlanabilir bilişim kaynaklarının paylaşılır havuzuna, istendiğinde ve uygun bir şekilde ağ erişimi sağlayan bir modeldir.

Mesleği bilişim olmayalar açısından tanımlayacak olursak bulut bilişim; üretmiş olduğumuz dijital verilerimizin bilgisayarımızın hardiskinde veya sunucuda (serverda) değil depolama için özel olarak kurulmuş donanım ve yazılım altyapısı hazır veri merkezlerinde depolanmasıdır. Geniş ağ erişimi ile her yerden ulaşılabilen, işletmelere hızlı bir esneklik sağlayan, bulunulan konumdan uzak ve bağımsız bir kaynak havuzu sağlayan bulut bilişim, şirketlere donanım, yazılımı temini, enerji gereksinimi, iklimlendirme donanımı, teknik personel gibi konularda ciddi maliyet tasarrufu sağlayan ve etkinlik ve verimliliği arttıran bir uygulamadır.

                       

 Görsel: Yakup KORKMAZ, Bilişim Sistemleri Güvenliği Bölümü, Araştırmacı, TÜBİTAK – UEKAE, “BULUT BİLİŞİM: Türkiye İçin Fırsatlar” sunumu”

Son yayınlanan genel tebliğle bulut bilişimin bağı ise şu: Daha önce mükellefler ürettikleri ya da aldıkları e-faturaları kendilerine ait bilgi işlem sistemlerinde saklamak zorunda iken şimdi bu esas kaldırılmaksızın üçüncü kişiler nezdinde de elektronik faturaları saklama imkanı getirilmiştir. Yani artık bulut bilişim sistemi içerisinde e-fatura verilerinin saklanması mümkün.

GİB’in getirdiği şart; elektronik faturaların muhafazasının Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde ve Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarının geçerli olduğu yerlerde yapılması zorunluluğudur. Bu zorunluluk yurt dışında ikincil bir arşivleme yapılmasına engel teşkil etmemektedir.

Türkiye’ye katkı

421 seri no.lu Tebliğle Gelir İdaresi Başkanlığı vergi ve muhasebe ekonomisi alanında ölçek ekonomisine yönelik önemli bir adım atmıştır.

Buna göre her vergi mükellefinin kendisi için e-fatura yazılım geliştirmesi, bunları saklayacak donanım ve yazılım alması, güvenliğini sağlamak için yazılımlar alması, bu sistemler için enerji tüketiminde bulunması, sistemleri işler vaziyette tutmak için bakım hizmeti satın alması gibi durumlar ortadan kalkmıştır. Tam bir kaynak israfı olan her mükellefin aynı yatırımı yapması ve aynı işletim maliyetine katlanması ortadan kalkmıştır.

Öte yandan depolama işleminin Türkiye sınırları içerisinde ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının geçerli olduğu yerlerde yapılmasının zorunlu olması, Türkiye dışında bu işi yapıp ülkemizden kaynak çıkışına yol açan ancak Türkiye içinde hiçbir vergi ödemeyen yapıların önlenmesi ve bu faaliyetin Türkiye içinde yapılmasına imkan sağlaması açısından da ayrıca önemlidir.

Yeri gelmişken Türkiye sınırları içinde saklama zorunluluğunun, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının stratejilerine uygun bir karar olduğunun da altını çizmek gerekmektedir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor