Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Sosyal Güvenlik

Ozan BARDAKÇI
Ozan BARDAKÇI
15534OKUNMA

Emekli Sandığı Kız Yetimi, Boşandığı Eşiyle Yaşayabilir mi? İçtihat Kafa Karıştırıyor!

Ülkemizde sosyal güvenlik mevzuatı ve uygulamaları 2008 yılına kadar çok sayıda kanun ve kurum ekseninde varlık göstermekteydi. 2008/Ekim döneminde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun ile “tek kanun ve tek kurum” anlayışı benimsendi. Ancak Kanunun geçici 4 üncü maddesi ile “Ekim/2008 döneminden önce memuriyete girişi olan kişiler için 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanmaya devam edilir.” şeklinde düzenlemeye gidildi.

Geçici 4 üncü maddeye göre Ekim/2008 öncesi memurlar (iştirakçiler) ile hak sahiplerine 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanıyor. Hal böyle olunca da Emekli Sandığı mensuplarının yetim kız çocuklarına 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık işlemleri yapılıyor.

Emekli Sandığı Kanunu kız çocukları için evli olmama ve memur olmama şeklinde iki olumsuz şart düzenliyor.

SSK, Bağ-Kur ve 2008/Ekim sonrası memurların kızları içinse evli olmama ve herhangi şekilde çalışmama şartı var.

Dolayısıyla Emekli Sandığı kız yetimleri evli değilse memur olmadıkları sürece SSK’lı veya Bağ-Kurlu olmaları halinde aylıkları kesilmiyor. Elbette bu bonkör düzenlemenin siyasi sebepleri var.

T.C. Emekli Sandığı Kanun tasarısı 20.12.1948 tarihinde Başbakan Hasan Saka tarafından 194 sıra sayısı ve eki 1/462 Geçici Komisyon Raporu ile Meclis Başkanlığına sunuluyor. Tasarının 73 üncü maddesi ile “25 yaşını doldurmamış kız çocuklarına aylık bağlanır.” hükmü getiriliyor. Maddenin ikinci fıkrasıyla malul olanlar için yaş şartı aranmıyor. 75 inci madde ile evli olma hali aylığa engel teşkil ediyor.

Kanun müzakeresi sürecinde 30.05.1949 tarihinde 1/462 Ek Geçici Komisyon Raporu kabul ediliyor. Değişiklikle 75 inci madde; “Kendisinden aylık bağlanacak olanların ölümü tarihinde evli bulunmıyan kız çocuklarına aylık bağlanır.” halini alıyor ve bu şekilde 17.06.1949 tarihinde Meclis Genel Kurulunda kabul ediliyor. Maddenin ikinci fıkrasıyla boşanan ve dul kalan kızlara da aylık bağlanması imkanı getiriliyor. 5434 uygulaması günümüzde de bu şekilde devam ediyor.

5510 uygulamasında ise kız çocukları için evli olmama ve herhangi bir şekilde çalışmama şartı bulunuyor. Ayrıca 5510 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinde “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Ödenen tutarlar faiziyle geri alınır.”  hükmü düzenleniyor. Yani anne babasından aylık almak için eşiyle boşanıp birlikte yaşamaya devam edenlerin aylıkları kesiliyor. SGK uygulamasında bu hüküm Emekli Sandığı yetimlerine de uygulanıyor. İşte kıyamet da burada kopuyor.  

5510 sayılı 56 ncı maddesinin ikinci fıkrasının iptali ile ilgili 2009 ve 2010 yıllarında üç mahkeme tarafından iptal için itiraz başvurusu yapılıyor. Anayasa Mahkemesi 2009/86 E., 2011/70 K. sayılı kararında; “Ölüm aylığı alabilmek için öngörülen koşulun hakkın kötüye kullanılarak sağlanmak istenmesi sosyal güvenlik hakkıyla bağdaştırılamaz.” gerekçesiyle talebi reddediyor. Emekli Sandığı kız yetim aylığı kesilmesine ilişkin 2013/8032 E.K. bireysel başvuruda ise; “başvurucunun boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam ettiğine yönelik Mahkeme kararı karşısında mülkiyet hakkı kapsamında meşru beklenti olarak nitelendirmeye yeterli somutluğa sahip bir beklenti olmadığı” gerekçesiyle ihlal olmadığına karar veriyor.

Anayasa Mahkemesine göre norm Anayasaya aykırı değil ve normun uygulanması hakkı ihlal etmiyor.

Peki, 5510 sayılı Kanundaki bu hüküm idari yargının görevli olduğu 5434 Emekli Sandığı aylığına etki eder mi? Danıştay kararlarına göre hem ediyor hem etmiyor. İşte kafalar da burada karışıyor.

DaireEsasKararÖngörülen Yargı DüzeniHükümNiteliği
112021/13812012/553Adli YargıGörev Yönünden REDOybirliği
112014/33012014/6888Adli YargıGörev Yönünden REDOybirliği
112015/52602016/856İdari YargıGörevsizlik BOZMAOyçokluğu
112016/78102017/3777İdari Yargı5510 uygulanamaz

Esastan BOZMA

Oybirliği

* Tablo: Konuyla ilgili Danıştay Karar içeriklerinden oluşturulmuştur.

Tablodan görüleceği üzere Danıştay 11. Dairesi önceleri adli yargının görevli olduğunu belirtiyor. Daha sonra verilen görevsizlik kararlarını idari yargının görevli olması sebebiyle bozma yoluna gidiyor. Son olarak da görevli olduğunu ve 5434 sayılı Kanunda hüküm bulunmadığı için aylığın kesilemeyeceğine hükmediyor. Bu durum hem idari yargıçlar hem de dava açacak kişiler için büyük bir belirsizlik oluşturuyor.

Belirsizliğin giderilmesi için 2575 sayılı Danıştay Kanununun 39 ve 40 ıncı maddelerinin işletilmesi gerekli gibi duruyor. Zira 39 uncu madde; “İçtihadı Birleştirme Kurulu, dava dairelerinin ….. kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık görüldüğü …… takdirde, ……, içtihadın birleştirilmesi veya değiştirilmesi hakkında karar verir.” şeklinde düzenleme içeriyor.  40 ıncı maddede içtihadın birleştirilmesini isteyecek kişiler sıralanıyor.

İçtihadın birleştirilmemesi halinde -her yıl, ana/babasından aylık almak için boşanan ancak fiilen boşandığı eşiyle yaşadığı tespit edilen binlerce kişi düşünüldüğünde- belirsizlik daha da büyüyecek gibi duruyor.

194 sıra sayısı ve eki 1/462 Geçici Komisyon Raporu 
1/462 Ek Geçici Komisyon Raporu
Meclis Genel Kurulunda 
2009/86 E., 2011/70 K.
2013/8032 E.K.  

Benzer Yazılar

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor