Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
1307OKUNMA

10 Aylık Bütçe Açığı 18 milyar 754 milyon lira

Maliye Bakanlığı geçtiğimiz hafta Ekim ayı bütçe sonuçlarını açıkladı. Buna göre Ekim ayında toplanan gelir 27 milyar 345 milyon lira, yapılan harcama 31 milyar 749 milyon lira olarak gerçekleşti ve bu ay bütçe 4 milyar 404 milyon lira açık verdi.

Yılbaşından Ekim sonuna kadar kümülatif rakamlara bakıldığında ise elde edilen gelirin 271 milyar 36 milyon lira, yapılan harcamaların ise 289 milyar 790 milyon lira olduğunu ve 10 aylık bütçe açığının da 18 milyar 754 milyon liraya ulaştığını görmekteyiz.

Geçen Yıla Göre Bütçe Açığında Artış

Bütçe açığının en genel tanımı giderlerin gelirlere nazaran daha yüksek gerçekleşmesidir. Geçtiğimiz yıl Ocak-Ekim 2011 döneminde bütçe açığı 1 milyar 707 milyon lira olarak gerçekleşirken bu yıl aynı dönemde 18 milyar 754 milyon lira açık verilmiş durumdadır.

Neden bütçe açığı arttı?

İlk 10 ayda giderlerin artış hızı gelirlerin artış hızından daha fazla olmuştur. Giderler %18 oranında artarken gelir artışı %11 seviyesinde kalmıştır.

Giderleri ayrıca mercek altına aldığımızda cari transferler (bütçe içerisindeki payı %37) %22 oranında, personel harcamaları (bütçe içerisindeki payı %23) %18,5 oranında, faiz harcamaları (bütçe içerisindeki payı %14) %15,4 oranında ve sermaye giderleri (bütçe içerisindeki payı %8) %15,3 oranında artmış olduğunu görmekteyiz.

Gelirleri irdelediğimizde ise bütçe gelirleri içindeki payı %84 olan vergi gelirlerinin bu dönemde sadece %8,7 oranında arttığı tespit edilmekte. Faizler, paylar ve cezalar (bütçe içerisindeki payı %7) %10, teşebbüs ve mülkiyet gelirleri (bütçe içerisindeki payı %3) %62 oranında artarken, sermaye gelirleri (bütçe içerisindeki payı %3,59) % 16 oranında azalmıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2012 yılı Ekim ayında 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 9,53, üretici fiyatlarında ise yüzde 7,80 düzeyinde gerçekleşti. Enflasyon oranlarını dikkate aldığımızda vergi gelirlerinin %8,7 oranında artmasının reel anlamda vergi gelirlerinin artmaması neredeyse olduğu yerde sayması anlamına geldiğini söylemek mümkündür.

 Sorun Hedeflerde mi Yoksa Performansta mı?

Ekim 2012 sonu itibariyle 289 milyar 790 milyon liralık bütçe büyüklüğünün %6,5’i oranında (18 milyar 754 milyon lira) açık verilmiş durumda. Geçtiğimiz yılsonunda 2012 bütçesi bağlanırken öngörülen açık 21 milyar 103 milyon lira.

İşte bu noktada “Bütçede hedefler belirlenirken gider rakamlarında muhafazakâr davranılıp gelir rakamlarında cömert mi davranıldı?” sorusunun cevabını rakamlardan hareketle aramak gerekmektedir.

Bütçede vergi gelirleri hedefi belirlenirken önceki yıldaki gerçekleşmenin %9,4’ü oranında bir artış öngörülmüş ve yapılan vergi zamlarından sonra bütçe gelirlerinde geçen yılın aynı dönemine göre artış oranı %11 olarak gerçekleşmiştir. Buna göre 2012 vergi gelirleri hedefinin tutturulabileceği öngörülmektedir

Ancak gelir kısmındaki en büyük sapmanın sermaye gelirleri kaleminde meydana geldiği görülmektedir. Devletin sahip olduğu sabit sermaye varlıklarının, stokların, arsa, arazi ve gayri maddi varlıkların satışından elde edilen gelirler olan sermaye gelirleri bütçede 11 milyar 458 milyon olarak öngörülmüş. 10 aylık gerçekleşme ise geçen seneki gerçekleşmeye paralel bir şekilde 2 milyar 4 milyon lira. (Bir önceki yılın aynı dönem gerçekleşmesi 2 milyar 389 milyon lira.)

Özetle gelir kısmında özelleştirme ve 2B arazilerinden gelecek paralar oldukça yüksek belirlenmek suretiyle gelir kısmında yaklaşık 8 milyar liralık bir zafiyet ortaya çıkmıştır. Nitekim vergi zamları yapılmamış olsa vergi gelirlerinde de öngörülen hedefi yakalamanın mümkün olamayacağı tespit edilmektedir.

Hedef ve Gerçekleşmelerde Detaylar

Vergi gelirlerinin kalemler itibariyle 10 aylık performansını incelediğimizde;

  • Özel Tüketim Vergisinde (gelir bütçesinde %21’lik paya sahip) %10’luk artış öngörülmüş ve ilk 10 aylık artış da %10 olarak gerçekleşmiş,
  • İthalatta alınan KDV (gelir bütçesinde %16’lık paya sahip) %11’lik artış öngörülmüş ve ilk 10 aylık %0,3 oranında azalma olmuş,
  • Gelir vergisi tevkifatı (gelir bütçesinde %15’lik paya sahip) %10’luk artış öngörülmüş ve ilk 10 aylık artış da %16 olarak gerçekleşmiş,
  • Dahilde alınan KDV (gelir bütçesinde %10’luk paya sahip) %12’lik artış öngörülmüş ve ilk 10 aylık artış da %6 olarak gerçekleşmiş,
  • Kurumlar vergisi (gelir bütçesinde %8’lik paya sahip) %1’lik artış öngörülmüş ve ilk 10 aylık artış %7 olarak gerçekleşmiş

olduğu görülmektedir.

Giderlerdeki Detaylar

Gider kısmında hedefler belirlenirken 2011 yılına nazaran %12’lik bir artış ön görülmüşken Ekim sonu itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre ilk 10 aylık artış %18’dir.

Gider performansını da harcama kalemleri itibariyle incelediğimizde;

  • Cari transferler içinde yer alan Sağlık, Emeklilik ve Sosyal Yardım Giderleri bir önceki yıla göre %31’lik bir artış öngörülürken Ocak-Ekim gerçekleşmesi %28 oranında artışa tekabül etmektedir.
  • Gayrimenkul Sermaye ve Üretim Giderleri alanında %16’lık bir azalma öngörülmüşken ilk 10 ayda aksi bir yönde %15’lik bir artış sözkonusu olmuştur.
  • Tarımsal destek ödemelerinde %3,1’lik bir artış öngörülmüşken ilk 10 aylık artış %15 seviyesindedir.
  • Personel harcamalarında %12’lik artış öngörülmüşken ilk 10 aylık artış %19 olarak gerçekleşmiştir.
  • Diğer mal ve hizmet alımlarında %1,3 oranında azaltım öngörülmüşken ilk 10 ayda %20 civarında artış gerçekleşmiştir.
  • KİT’lerin, Halk ve Ziraat Bankalarının ve diğer kurumların görev zararlarında %8’lik bir azalma beklenirken ilk 10 ayda %65’lik bir artış olmuştur.
  • Mahalli idarelere hazine yardımlarında %6’lık artış öngörülmüşken %5’lik bir azalma olmuştur.
  • Faiz giderlerinin % 19 artması tahmin edilmişken 10 aylık dönemde %15 oranında artmıştır.

Özetle;

  • Hazine arazilerinin satışı, bedelli askerlik ve özelleştirme gelirleri tahminlerinin iyimser bir anlayışla yapıldığı,
  • Vergi gelirleri yapımızın harcama vergilerine ve ithalata dayalı vergi gelirlerine dayalı olması ve ekonomideki soğutma politikalarına paralel vergi toplama performansının düştüğü,
  • Vergi barışı uygulamasından gelen tutarların geçen seneye nazaran bütçeye katkısının daha az olduğu,
  • Giderlerde ise harcamacı birimlerin oldukça cömert davrandıkları ve mali disiplinden saptıkları,
  • Tarımsal desteklerde, personel harcamalarında ve KİT zararlarında artış olduğunu

rakamlardan tespit etmek mümkündür.

Bütçe açığı ne olabilir?

Geçtiğimiz yıl boyunca 20-25 milyar lira aralığında gerçekleşen giderlerin Aralık ayında birden bire 42 milyar 279 milyon lira gibi bir rekorla gerçekleştiğini dikkate aldığımızda, Orta Vadeli Planda yapılan revize neticesinde 21,1 milyar liradan 33,5 milyar liraya çıkarılan bütçe açığının, ek sıkılaştırma tedbirleri alınmaması durumunda, 35-40 milyar liraya yakın bir seviyede gerçekleşebileceği tahmin edilebilir.

Vatandaş açısından sonuç

Dünyanın neresinde olursa olsun, Maliye biliminde, bütçedeki açığın vatandaş açısından iki sonucu vardır. Birincisi vergileri artırmak ikincisi de devletin borçlanmasıdır. Her iki sonuç da doğal olarak vatandaşın ekonomisini olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenle de bütçe açığının nedenlerinin çok iyi analiz edilmesinde yarar vardır. Bugün için fazladan harcanan ya da etkinliği, verimliliği dikkate alınmadan yapılan her harcamanın yarın için “ya daha fazla vergi ya da daha fazla faiz” anlamına geldiğini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Ve sonuç mali disipline uyum konusuna dayanmaktadır.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor