Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Bülent TAŞ
Bülent TAŞ
6054OKUNMA

Döviz Almak Artık Çok Daha Pahalı

Bayramın ilk günü olan 24 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile kambiyo satışları üzerinden hesaplanan Kambiyo Muameleleri Vergisinin oranı binde 2’den binde 10’a yani yüzde 1’e yükseltilmiştir. Vergi beş katı artırılmıştır. Bu dramatik bir artıştır.

Öte yandan,

  • Bankalar ile yetkili müesseselerin kendi aralarında veya birbirlerine yaptıkları kambiyo satışları,
  • Hazine ve Maliye Bakanlığına yapılan kambiyo satışları,
  • Döviz kredisinin ödenmesine yönelik olarak, döviz kredisi kullanılan ya da kullanımına aracılık eden banka tarafından kredi borçlusuna yapılan kambiyo satışları,
  • Sanayi sicil belgesini haiz işletmelere yapılan kambiyo satışları,
  • İhracatçı Birliklerine üye olan ihracatçılara yapılan kambiyo satışları

artıştan etkilenmemiştir. Bunlar sıfır oranında vergiye tabi tutulmaya devam edeceklerdir.

Hatırlanacağı üzere kambiyo muameleleri vergisi oranı 2008 yılında sıfıra indirilmiş, 2019 yılı Mayıs ayında binde 1’e yükseltilmiş, Aralık 2019 da kanun değişikliği ile binde 2’ye yükseltilmişti. Dolayısıyla son bir yıl içinde kambiyo muameleleri vergisi oranlarında sürekli artan bir seyir izlenmektedir.

Bu artışların arkasında iki gerekçenin olabileceği değerlendirilmektedir.

Birincisi bütçeye gelir kaynağı yaratmaktır.

İkincisi ise dövize olan talebi döviz alımının maliyetini yükselterek sınırlamaktır.

Son artıştan önce bin dolar almanın maliyeti 2 ABD Doları iken 10 ABD Doları'na çıkmıştır. Satın almak istenen dövizin tutarının binde 2’i oranında maliyete katlanılırken artık yüzde 1’i oranında maliyete katlanmak gerekecektir.

Bu çerçevede vergi artışı döviz tevdiat hesaplarındaki yurt içi yatırımlarını ve TL bazlı araçlara yurt dışı yatırımlarını hedef almaktadır. Amaç döviz tevdiattaki artışı ve yabancı yatırımcıların TL bazlı enstrüman satışını sınırlandırmaktır. Bu arada bunun yaratacağı gelir artışı da bütçeye destek sağlayacaktır.

Vergi artışının bütçeye katkı sağlayacağı net olmakla beraber, dövize olan talebi ne ölçüde sınırlayacağı ve bu artışın hisse senedi ve Devlet İç Borçlanma Senetlerine olan yabancı yatırımcı talebini nasıl etkileyeceği çok da net değildir.

Dövize Talep

Dövize olan talep ya Türkiye’de yerleşik kişilerden ya da yabancılardan gelmektedir. Türkiye’de yerleşik olanların talebi dövizi güvenli bir yatırım aracı olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır. Merkez Bankası verilerine göre Yurt içi yerleşiklerin Döviz mevduatı 15 Mayıs ile biten işlem haftasında 1,5 milyar dolar artarak195.727 milyar dolara yükselmiştir. Bu en son veriler dövize yurt içinden önemli bir talebin devam ettiğini göstermektedir.

Aynı zamanda yabancı portföy yatırımcılarının TL’ye olan talepleri de yıl başından bu yana artarak devam etmektedir. Bu talep yabancıların TL olarak yatırım yaptığı hisse senedi, DİBS ve özel sektör tahvillerinin satışı sonrası dövize dönüştürme ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Merkez Bankası verilerine göre 2020 yılının ilk 4,5 ayında bu yatırım araçlarındaki net hareketler aşağıdaki tablodaki gibidir.

 Hisse Senedi Net Hareketler (Milyon ABD Doları)DİBS Net Hareketler (Repo İşlemleri Dahil) (Milyon ABD Doları)Özel Sektör Tahvil ve Bonoları Net Değişimi (Milyon ABD Doları)Toplam
03-01-2020-12,30-25,70-24,60-62,60
10-01-2020-107,80-177,70-13,70-299,20
17-01-2020200,10-325,304,70-120,50
24-01-2020-118,50-49,50-5,50-173,50
31-01-2020-313,3051,10-12,00-274,20
07-02-2020-82,80-548,7010,90-620,60
14-02-2020-259,10-566,201,10-824,20
21-02-2020-95,40-492,7019,90-568,20
28-02-2020-250,00-194,10-2,70-446,80
06-03-2020-270,00-380,20-5,10-655,30
13-03-2020-201,50-632,20-7,80-841,50
20-03-2020-308,20-742,30-19,30-1.069,80
27-03-2020-257,20-273,70-8,30-539,20
03-04-2020-184,90-338,10-19,80-542,80
10-04-2020-182,50-328,20-3,20-513,90
17-04-2020-110,90-66,702,70-174,90
24-04-2020-150,40-327,60-4,30-482,30
01-05-2020-245,50-41,8013,20-274,10
08-05-2020-227,80-821,80-7,30-1.056,90
15-05-2020-404,90-389,9033,00-761,80
Toplam-3.582,90-6.671,30-48,10-10.302,30

Tablo, 4,5 ayda yabancıların 10,3 milyar Dolar net satış yaptığını ve bu satışın önemli bir döviz talebi yarattığını göstermektedir.

Dövize Olan Talep Düşer mi?

Türkiye’de portföy yatırımları çerçevesinde dövize olan talep önemli ölçüde risk algısı ile ilgili olsa gerek. Yerli yatırımcıların oldukça düşük faizli olmasına rağmen TL mevduattan döviz mevduata yönelmesi enflasyon algısı, korkusu ya da beklentisinin önemli ölçüde arttığı anlamına gelmektedir.

Yatırımcı TL mevduat faizinin enflasyon kaybını karşılayamadığından/karşılayamayacağından endişe etmektedir.   Eğer yatırımcı bu saik ile hareket ediyorsa vergi artışının yarattığı döviz alım maliyet artışı enflasyon beklentisi ile TL mevduat faizi arasındaki makası aşmadığı sürece dövize olan talep devam edecektir.

Yabancı yatırımcı için Türkiye’de yatırımın iki temel yönlendiricisi vardır: Yatırımın getirisi ve üstlendiği risk.

Yabancı yatırımcı riskin en düşük getirinin en yüksek olduğu yere yönelir. Aynı risk düzeyinde iki ülkeden getirisi en yüksek olan ülkeyi, aynı getiri düzeyindeki iki ülkeden riski en düşük olanı tercih eder. Son 4,5 ayda yabancılar Türkiye’deki yatırımlarını satıyorsa ya Türkiye’nin risk algısı artmış ya da getiri beklentisi düşmüştür. Her ikisinin birden gerçekleşme ihtimali de vardır. Eğer yabancı satışları risk algısının artmış olmasından kaynaklanıyorsa döviz alım maliyetindeki artış risk nedeniyle uğramaktan korktukları kaybı aşmadığı sürece satışa devam edecektir. Eğer yabancı satışları getiri beklentisindeki düşüklükten kaynaklanıyorsa bu düşüklük döviz alım maliyetindeki artıştan daha fazla ise yabancı satışı devam edecektir. 

Yabancıların Türkiye’ye Gelmesini Etkiler mi?

Yabancıların Türkiye’de yatırım yaparken dikkate almaları gereken önemli bir risk faktörü daha oluşmuştur. Artık yatırım yaparken acaba yatırım yaptıktan sonra vergi artar mı endişesini taşıması gerekecektir. Zira Cumhurbaşkanı oranı %2’ye kadar artırma yetkisine sahiptir. Bu yatırımcı bakımından önemli bir risk faktörüdür. Ayrıca yabancı yatırımcının dolar bazında getirisi döviz kurlarından etkilenmektedir. Döviz kurlarının önemli ölçüde artması yani TL’nin satın alma gücündeki kayıp beklentisi Türkiye’de TL bazlı yatırım yapma iştahını olumsuz etkilemektedir. Benzer şekilde döviz alım maliyetinin artırılması da mevcut getiri düzeyinde yatırım yapma iştahını törpüleyici niteliktedir.

Dolayısıyla vergi artışının yabancıların Türkiye’ye dönük yatırım talebini olumsuz etkileyeceği rahatlıkla söylenebilir.

 Sonuç

Kambiyo vergisinin artırılması dövize talep boyutuyla nasıl bir sonuç doğuracağını zaman gösterecektir. Ancak bu türden kısa vadeli tedbirler hayata geçirilmeden önce piyasa oyuncularının beklentilerinin doğru tespit edilip iyi bir analize tabi tutulması ve kararların ona göre oluşturulması gerekir. Vergide 5 kat artış önemli bir artıştır. Piyasa dengelerini önemli ölçüde etkileyecek bir artıştır. Bu nedenle alınan kararların piyasada yaratabileceği türbülansa meydan vermemek adına alınan kararın gerekçelerinin halka, piyasa oyuncularına iyi anlatılması gerekir.Geçmişte Faiz Vergisi de yabancı yatırımcıların Türkiye’deki yatırımlarının getirilerini önemli ölçüde aşındırmıştı. Ancak bu verginin gerekçesi yatırımcıların kriz sonrası ortamda yüksek oranlı getiri sağlamış olmalarıydı.

Ayrıca yabancıların Türkiye’de elde ettikleri hisse senedi alım satım kazançları ve DİBS alım satım kazançları ve faiz gelirleri vergiye tabi tutulmamaktadır. Kazançlar vergilendirilmezken satış tutarları dövize dönüştürüldüğünde üzerinden işlem vergi alınması bir çelişki değil midir?

Yabancıların ülkemizden adeta kap kaç yoluyla vergisiz kazanç elde etmeleri de doğru değildir. Uzun vadede yabancı yatırımcıların elde ettikleri kazancın vergisini ödemelerine imkan sağlayan istikrarlı ve kararlı bir şekilde uygulanan bir sistematik geliştirmek daha uygun olacaktır. Dolaylı işlem vergisi bir çözüm değildir. Yatırımcı kazanç elde etmese bile veya kazancın tamamını ya da önemli bir kısmını vergi olarak ödeyebilmektedir. Kazancı vergilemek lazım.

Yurt içi yerleşiklerin döviz tevdiata kaymalarını sınırlandırma yolunda vergisel anlamda atılacak adımın TL mevduatı daha avantajlı kılması en azından döviz tevdiatla eşit hale getirici nitelikte olması lazım. Döviz tevdiatta kur farkları yatırımı enflasyona karşı korumakta ve bunlar vergiye tabi tutulmamaktadır. TL mevduatta ise faizin enflasyon primini içeren kısmı vergiye tabi tutulmaktadır. Burada vergilendirme bakımından TL mevduat aleyhine önemli bir dengesizlik söz konusudur.  

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor