Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

İmdat TÜRKAY
İmdat TÜRKAY
10908OKUNMA

Çalışanlar Tarafından AGİ Hesaplamasını Etkileyen Değişikliklerin İşverenlere Bildirilmesi

On bir yıl önce 2008 yılında yürürlüğe giren 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 32. maddesinde yer alan “Asgari geçim indirimi” uygulamasına göre, tam mükellef gerçek kişilerin elde ettiği ücretin gerçek usulde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanmaktadır. İşverenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. Ücret ise; işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen (konut, araç sağlanması vb.) menfaatlerdir. İşçi işveren ilişkisinde asgari geçim indirimi uygulamasından bahsedebilmek için, işverenler tarafından çalıştırdıkları hizmet erbabına gerçek usulde vergilendirilen yani tevkifat usulüyle vergi kesintisi yapılan bir ücret ödemesinin olması gerekmektedir. Ayrıca, tevkifata tabi olmayan ücret gelirlerinin yıllık beyanname ile verilmesi durumunda da asgari geçim indiriminden yararlanılması mümkün bulunmaktadır. Asgarî geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 265 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde(1) açıklanmıştır. Bu çalışmada, çalışanların aylık olarak maaşlarına yansıtılmak suretiyle yararlandıkları asgari geçim indirimi tutarının doğru hesaplanmasında çalışanın medeni durumu, eşin ücretli olması ve çocukların durumu gibi konuları işverenlerine zamanında bildirmesinin ve bildirmemesinin sonuçları incelenecektir.

Asgari Geçim İndirimi Uygulamasının Esasları

Asgari geçim indirimi tutarı, ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan asgarî ücretin yıllık brüt tutarına ücretlinin kendisi, eşi ve çocuklarının durumu dikkate alınarak belirlenen oranların uygulanmasıyla bulunan tutarın, gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine karşılık gelen oranla çarpımı sonucu yıllık ve aylık olarak hesaplanmaktadır. İşverenler tarafından hesaplanan asgari geçim indirimi tutarı, çalışanlara ödenen aylık ücret tutarı üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilmek suretiyle ilgili ayda ücretliye ödenmekte ve bu tutarlar işverenler tarafından aylık veya üç aylık muhtasar beyannamede(2) tevkif suretiyle kesilen vergiler toplamından mahsup edilmektedir.

Uygulamada gerek işverenler gerekse ücretliler açısından çok önemli bir yere sahip olan asgari geçim indiriminde, gerek çalışanlardan gerekse işverenlerden kaynaklanan hatalar nedeniyle haksız yere fazla veya eksik olarak asgari geçimin indirimi tutarının hesaplanması ve ödenmesi söz konusu olabilmektedir. Bu sistemin doğru çalışabilmesi, asgari geçim indiriminin hesaplanmasında kritik derecede öneme sahip olan çalışanın medeni durumu, çocuk sayısı gibi konuları süresinde işverenlerine bildirilmesin bağlı bulunmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununun 32. maddesine göre, ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanmaktadır. Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10'u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5'idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınmaktadır. Asgarî geçim indirimi, hesaplanan indirim tutarına GVK’nın 103. maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın (%15) çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanmaktadır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde ise çalışana iade yapılmamaktadır.

Asgari geçim indirimi uygulamasında "çocuk" tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, "eş" tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade etmektedir. İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınmaktadır. İndirim, belirlenen oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanmaktadır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınmaktadır.

2019 Yılında Çalışanların Aylık Maaşına Uygulanan Aylık AGİ Tutarları

2019 Yılında ücretlinin evli olup olmamasına, evli ise eşinin çalışıp çalışmamasına ve çocuk sayısına göre alabileceği en düşük ve en yüksek asgari geçim indirimi tutarları (TL olarak) aşağıdaki tabloda yer almaktadır.(3)

(Asgari ücret; 2019 yılı için aylık brüt 2.558,40 TL, yıllık 30.700,80 TL olarak belirlenmiştir.)
ÜCRETLİNİN MEDENİ DURUMUASGARİ ÜCRETORAN (%)MATRAH
(Yıllık Brüt Asgari Ücret X AGİ Oranı)
İNDİRİM TUTARI
[(4)X%15]
AYLIK TUTAR
[(5)/12]
(1)(2)(3)(4)(5)(6)
BEKAR30.700,805015.350,402.302,56191,88
EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN30.700,806018.420,482.763,07230,26
EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN  1 ÇOCUKLU30.700,8067,520.723,043.108,46259,04
EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN
2 ÇOCUKLU
30.700,807523.025,603.453,84287,82
EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN  3 ÇOCUKLU*30.700,808526.095,683.914,35326,20
EVLİ EŞİ ÇALIŞAN30.700,805015.350,402.302,56191,88
EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 
1 ÇOCUKLU
30.700,8057,517.652,962.647,94220,66
EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 
2 ÇOCUKLU
30.700,806519.955,522.993,33249,44
EVLİ EŞİ ÇALIŞAN  
3 ÇOCUKLU
30.700,807523.025,603.453,84287,82
EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 
4 ÇOCUKLU
30.700,808024.560,643.684,10307,01
EVLİ EŞİ ÇALIŞAN  
5 ÇOCUKLU*
30.700,808526.095,683.914,35326,20
* Asgari ücretin 2019 yılı gelir vergisi tutarı aylık 326,20 TL olduğundan asgari geçim indirimi 2019 yılında aylık 326,20 TL'yi aşamayacaktır.

AGİ’deki Değişikliklerin İşverene Bildirilmesi

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 265 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Medeni Durum ve Eşin Gelirinin Olmadığının Tespiti" başlıklı bölümünde, "Ücretliler, medeni durumları ve çocuk sayıları ile eşinin iş ve gelir durumu hakkında Tebliğ ekinde yer alan  "Aile Durumu Bildirimi" (EK:1) ile işverenlerine bildirimde bulunacaklardır. Durumlarında herhangi bir değişiklik olması halinde (evlenme, boşanma, ölüm, doğum vb.) bu değişiklikleri işverene bir ay içerisinde bildireceklerdir. Asgari geçim indirimi oranını etkileyen değişiklikler, söz konusu değişikliğin işverene bildirildiği tarih itibariyle uygulanacak olup, eşlerin her ikisinin de ücretli olması halinde çocuklar yalnızca sosyal güvenlik yönünden tabi oldukları eşin bildirimine dahil edilecektir." açıklamaları yapılmıştır.

Bu açıklamalara göre; asgari geçim indirimi oranını etkileyen değişiklikler, söz konusu değişikliğin işverene bildirildiği tarihten itibaren uygulanacaktır. Çalışanların eşi veya çocuğuna ilişkin bildirimleri işverene geç yapması halinde, geçmişe dönük olarak asgari geçim indiriminin uygulanmasını istemesi mümkün değildir. İşverenin de geçmişe dönük olarak böyle bir ödeme yapması da zaten mümkün değildir. AGİ’den yararlanmak isteyen çalışanların, “Aile Durumu Bildirimi”ni doldururken dikkat etmeleri gereken hususlar şöyledir;

  • Bildirim, ilk işe girişte verilecek olup, çalışanın asgari geçim indiriminden yararlanan eş veya çocuk durumunda bir değişiklik meydana gelmesi halinde bildirim yeniden verilecektir,
  • Çocuklar, sosyal güvenlik yönünden tabi oldukları eşin bildirimine dahil edilecektir,
  • İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade edecektir,
  • Sadece ücret geliri elde eden eş, “çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş” kapsamında değerlendirilmeyecektir. Bunlar dışındakiler ise çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş kapsamında değerlendirilecek olup, münhasıran emekli maaşı alanlar da çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş olarak kabul edilecektir,
  • Bildirim üç bölümden oluşmakta olup bunlar bildirimden yararlanan ücretliye ilişkin bilgiler kısmı, ücretlinin eşine ait bilgiler kısmı ve sistemden yararlanacak çocuklara ait bilgiler kısmıdır,
  • Eşin iş durumu ile ilgili olarak da eş ücretli ise çalışıyor, diğer durumlarda ise çalışmıyor şeklinde doldurulması gerekmektedir,
  • Nafakasını sağladıkları çocuklara ait asgari geçim indiriminden yararlanacak olan eş tarafından, mahkeme ilamının onaylı bir örneği bildirime eklenecektir,
  • Eşin gelir durumu kısmının ise doldurulmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü, Genel Tebliğde yapılan açıklamalara göre, sadece ücret geliri elde eden eş, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş kapsamında değerlendirilmeyecek olup bunun dışındaki tüm durumlardaki eş, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş olarak değerlendirilecektir.

İşverenler, çalışanların yapmış oldukları bildirimler üzerine, ücretliler için hesaplanan asgari geçim indirimi tutarlarını "Asgari Geçim İndirimine Ait Bordro"yu düzenlemek suretiyle, aylar itibariyle ücretlilere ödenecek olan tutarları bu bordroda göstereceklerdir. İşverenler, her yıl için ayrı bordro düzenleyeceklerdir. Söz konusu bordronun düzenlenmesinde muhtasar beyanname veren işverenler ile genel bütçeli kuruluşlar aşağıdaki hususlara dikkat edeceklerdir.

  • İşverenler, kendilerinde mevcut medeni durum ve çocuk sayısı ile ilgili bilgiler doğrultusunda, her yıl Ocak ayı itibariyle "Asgari Geçim İndirimine Ait Bordro"yu düzenleyeceklerdir.
  • Her bir ücretlinin yararlanacağı asgari geçim indirimi ayrı ayrı hesaplanarak bordroda ilgili aya ait sütunda gösterilecektir.
  • Yıl içerisinde meydana gelen değişiklikler için ayrı bir bordro düzenlenebileceği gibi değişiklikler aynı bordro üzerinde de gösterilebilecektir.
  • Bordro işveren nezdinde muhafaza edilecek olup, istendiği takdirde yetkililere ibraz edilecektir.

Ücretliler, medeni durumları ve çocuk sayıları ile eşinin iş ve gelir durumu hakkında "Aile Durumu Bildirimi" ile işverenlerine bildirimde bulunacaklardır. Durumlarında herhangi bir değişiklik olması halinde ise (evlenme, boşanma, ölüm, doğum vb.) bu değişiklikleri işverene 1 ay içerisinde bildireceklerdir. Asgari geçim indirimi oranını ve dolayısıyla hesaplanacak asgari geçim indirimi tutarını direk olarak etkileyecek olan (eşin gerçek usulde ücret geliri elde etmeye başlaması, gerçek usulde ücret geliri elde eden eşin emekli olması, doğum ve ölüm durumu, evlenme ve boşanma hali, çalışan eşin ücretsiz izine ayrılması, 25 yaşını tamamlamış çocuğun üniversite öğrenimine devam etmesi, 18 yaşını tamamlayan çocukların üniversiteye devam etmemesi, boşanan eşin mahkeme kararına göre çocuklarına nafaka ödemeye başlaması, evlat edinme durumu, ana ve babasını kaybetmiş toruna bakılması durumu gibi.) değişikliklerin, ücretliler tarafından işverene 1 ay içinde bildirilmesi gerekmektedir.

Asgari geçim indirimi uygulamasında eşin çalışmadığı, herhangi bir gelirinin olmadığı veya çocukların durumuna ilişkin olarak (işveren tarafından aksi tespit edilmediği sürece) ücretlinin beyanı yeterli olacaktır. Asgari geçim indiriminde ücretlinin yararlanması için başka herhangi bir araştırmanın yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu çerçevede bildirimin dışında ücretlilerden nüfus kayıt örneği vb. belgeler talep edilmeyecektir. Ancak, işverenler sorumluluklarını göz önünde bulundurarak şüpheli durumlarda gerekli belgeleri de talep edebilirler. Ayrıca, çocuk sayıları ile çocukların yaş ve öğrenim durumları konusunda da ücretlilerin beyanı esas alınacaktır. Dolayısıyla sistemin sağlıklı işlemesi için ilk olarak ücretlilerin doğru beyanlarda bulunması gerekmektedir.

Asgari geçim indirimi oranını etkileyen değişiklikler, söz konusu değişikliğin işverene bildirildiği tarih itibariyle uygulanacak olup eşlerin her ikisinin de ücretli olması halinde çocuklar yalnızca sosyal güvenlik yönünden tabi oldukları eşin bildirimine dahil edilecektir. Asgari geçim indirimi tutarını artıracak bir değişiklik geç bildirildiğinde, ücretlinin zararına olacaktır. Asgari geçim indirimi tutarını azaltan bir durumun geç bildirilmesi durumunda da ücretli vergi ziyaına sebebiyet verdiği için hem işverenini hem de kendisini zor durumda bırakacaktır. Dolayısıyla, asgari geçim indiriminden yararlanmakta olan ücretlinin;

  • Eşin gerçek usulde ücret geliri elde etmeye başlaması,
  • Gerçek usulde ücret geliri elde eden eşin emekli olması,
  • Çocuğun ve/veya eşin doğum ve ölüm durumu,
  • Evlenme ve boşanma hali,
  • Çalışan eşin ücretsiz izine ayrılması,
  • 25 yaşını tamamlamış çocuğun üniversite öğrenimine devam etmesi,
  • 18 yaşını tamamlayan çocukların üniversiteye devam etmemesi,
  • Boşanan eşin mahkeme kararına göre çocuklarına nafaka ödemeye başlaması,
  • Evlat edinme durumu,
  • Ana ve babasını kaybetmiş toruna bakma durumu,

gibi hususları işverenine zamanında bildirmesi büyük önem taşımaktadır.

Fazla Alınan veya Mahsup Edilen AGİ Tutarının Geri Alınması

Asgari geçim indirimi uygulamasında, ücretlilere ödenecek olan asgari geçim indirimi tutarları, ücretlilere ödenen aylıklardan kesilen gelir vergisinden mahsup edilmek suretiyle ücretliye yansıtıldığından, haksız yere asgari geçim indirimi tutarının mahsup edilmesi durumunda ödenmesi gereken gelir vergisi tutarı azaltılmış olacağından, bu durumda vergi ziyaı oluşabilecektir. Bunlardan birincisi, ücretliler tarafından işverene verilen Aile Durumu Bildiriminin yanlış doldurulması sonucunda vergi ziyaı meydana gelecektir. Bir diğer nedende işverenler tarafından çalışana ilgili aylarda ödenmediği halde muhtasar beyannamede tevkif yoluyla kesilen vergiler toplamından asgari geçim indirimi tutarının mahsup edilmesidir. Ayrıca, birden fazla işverenden ücret alan ücretlinin her bir işvereninden aynı anda bildirimde bulunup, bu sistemden yararlanması durumunda da yersiz (haksız) alınan asgari geçim indirimi tutarı nedeniyle vergi ziyaı oluşacaktır.

Sonuç olarak, asgari geçim indirimine ait tutarların gerek işveren tarafından ücretliye ödenmemesi gerekse de ücretlinin medeni durumuna ilişkin yanlış bilgi vermek suretiyle daha yüksek oranda yararlanması 213 sayılı Vergi Usul Kanunu açısından cezai işlemlerin yapılmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla, hem işveren hem de ücretli açısından cezai sorumluluk söz konusu olabilecektir. Bu durumla ilgili olarak Vergi Usul Kanununun 341 inci maddesinde; "Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder. Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez." hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun344 üncü maddesinde ise vergi ziyaı suçunun işlenmesi halinde ne tür bir ceza verileceği belirtilmiştir. Buna göre vergi ziyaı suçu işleyenlere, ziyaa uğrattıkları verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmektedir.

Asgari geçim indirimi hesaplanırken ücretlinin medeni durumu göz önünde bulundurulmaktadır. Bu uygulamada eşin çalışıp çalışmadığı, herhangi bir gelirinin olup olmadığı ve çocukların sayısı ve yaşına ilişkin olarak (aksi tespit edilmediği sürece) ücretlinin beyanı yeterli olmaktadır. Ücretlinin bu konularda yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle, haksız olarak asgari geçim indiriminden yararlanması dolayısıyla da daha az vergi ödemesi halinde, haksız olarak yararlanılan tutarlar 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereğince ücretliden cezalı olarak tahsil edilecektir. Asgari geçim indiriminden haksız yere yararlanılması vergi ziyaı cezasını gerektirecektir. Ücretli haksız yararlandığı asgari geçim indirimi ile birlikte vergi ziyaı cezasını da ödemek zorunda kalacaktır. Haksız yararlanılan asgari geçim indirimi tutarı için ayrıca vergi/ceza ihbarnamesinin kesinleşmesine kadar gecikme faizi de uygulanacaktır. 

Sonuç

Gerçek usulde vergiye tabi ücretlilerin yararlandığı asgari geçim indirimi tutarı, çalışana işveren tarafından emeğinin karşılığı olarak ödenen ücret ve ücret kapsamındaki bir ödeme değildir. GVK’nın 32. maddesinde düzenlenen sadece gerçek usulde gelir vergisine tabi olan ücret geliri elde edenlerin yararlanabildiği asgari geçim indirimi, ücretlinin medeni hali de dikkate alınarak, belirli kriterlere göre hesaplanan bir tutarın ödenecek gelir vergisinden mahsup edilmek suretiyle, ücretlinin vergi yükünü hafifleten ve net maaşına yansıtılan bir tutardır. Çalışanın yararlanacağı asgari geçim indirimi tutarını ücretlinin beyanı doğrultusunda hesaplayarak net maaşa eklemek suretiyle çalışana yansıtma görevi işverenlerindir. İşverenlerin çalışana ödenecek tutarı doğru hesaplayabilmesi ise çalışanın beyanının doğruluna bağlı bulunmaktadır. Sonuç olarak asgari geçim indirimi uygulamasının doğru işlemesi için çalışanların yaptığı beyanların doğru olması gerekmekte olup ücretlilerin, medeni durumları ve çocuk sayıları ile eşin iş ve gelir durumu hakkında "Aile Durumu Bildirimini" doğru doldurması ve işverenlerine zamanında vermeleri gerekmektedir. Gerek işverenden kaynaklanan, gerekse çalışandan kaynaklanan sebeplerle fazla alınan veya haksız yere mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarının cezalı olarak Gelir İdaresine ödeneceği unutulmamalıdır. 

(Lebib Yalkın Mevzuat Dergisinin Ağustos 2019 sayısında yayınlanmış olup Sn. TÜRKAY’ın özel izni ile yayınlanmaktadır.)

(1) 04/12/2007 tarih ve 26720 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) 1 Sıra No.lu Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre; vergi kanunlarına göre vergi dairesine verilmesi gereken “Muhtasar Beyanname” ile 5510 sayılı Kanuna göre SGK’ya verilmesi gereken “Aylık Prim ve Hizmet Belgesi”nin birleştirilmesi sonucunda “Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi” oluşturulmuş olup uygulamanın yürürlüğü 1/7/2019 olarak belirlenmiştir.
(3) http://www.gib.gov.tr/yardim-ve-kaynaklar/sikca-sorulan-sorular, erişim tarihi: 04.07.2019

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor