Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
4399OKUNMA

Bir Servet Unsurunun Ürkek ve Mahcup Vergilenmesi: Değerli Konut Vergisi

Hatırlayacağınız üzere 7 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Kanunla, Türk Vergi Sistemine Değerli Konut Vergisi (DKV) adı altında bir vergi getirilmişti.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce (TKGM) değerlemesi yaptırılıp, internet sitesinde ilan edilip, ilgilisine de tebliğ edilen 5 milyon TL’yi aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli taşınmazlar DKV’nin konusuna dâhil edilmişti.

Fakat Şubat 2020’de ilk kez uygulanması planlanan düzenleme, pek çok teorik ve pratik vergisel sorun içeriyordu.

Kamuoyundan gelen eleştiriler sonucunda, beyannamelerin verilmesi gereken son gün olan 20 Şubat 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanan 7221 sayılı Kanun’la Değerli Konut Vergisi adeta sil baştan yeniden yazıldı.

Yeni düzenlemeye göre;

  • Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün verginin konusuna girecek taşınmazları belirleme yetkisi ortadan kaldırıldı.
  • Muafiyetten yararlanmak için mükellefe yüklenen, olmayan bir geliri belgelendirme yükümlülüğü kaldırıldı.
  • Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olanlar ile birden fazla mesken nitelikli taşınmazı bulunanların, değerli konut vergisi konusuna giren en düşük değerli mesken nitelikli tek taşınmazı (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) vergidenmuaf hale geldi
  • Vergilendirme teorisine aykırı olarak 5 milyon TL’yi geçen konutlarda konutun değeri hangi dilimdeyse o dilim için geçerli olan vergi oranı konutun tüm değerine uygulanmak suretiyle vergi hesaplanmaktayken yeni düzenlemeyle konutun değeri dilimlere göre ayrıştırılmak ve her bir dilim için geçerli oran uygulanmak suretiyle hesaplanması sistemi getirildi.

Bu değişiklikler sonucunda; 2020’de vergi değeri 5 milyon lirayı aşan meskenler (tek mesken hariç) için gerçek ve tüzel kişilerin 20 Şubat 2020 gün sonunda kadar beyanname vermesi gerekiyor.

Peki; yapılan bu düzeltmeler ilk günden beri Maliye’nin koridorlarında dolaşmadığı hissi veren Değerli Konut Vergisini sorunsuz hale getirdi mi?

Hâlâ var olan sorunlu konuları sıralayalım kararı siz verin.

  • Aynı mesken üzerinden iki ayrı vergi alınacak. Buna göre DKV’nin yanısıra Büyükşehir Belediyesi ve mücavir alanlarında yer alan mesken üzerinden ilave olarak binde 2 (diğer yerlerde binde 1) oranında bina vergisi ödenecek. Bu da mükerrer bir vergileme anlamına geliyor.
  • Yeni sistemde DKV’nin matrahı olarak meskenin Emlak Vergisine esas olan vergi değeri dikkate alınacak. Ülkemizde yıllardan beri gerçek değerlerle tapudaki değerlerin birbirinden farklı olması oldukça önemli bir sorun olduğu için Şubat 2019’da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ne “taşınmazların toplu değerleme yöntemleriyle değerini belirlemek, değer bilgi merkezini kurmak, yönetmek ve değer haritalarının üretilmesi ile güncel tutulmasını sağlamak”yetkisi verilmiş ve buna bağlı olarak Taşınmaz Değerleme Dairesi Başkanlığı kurulmuştu (30 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Md. 17). Hatta buna yönelik olarak TKGM, ilk değerlemeleri SPK tarafından yetkilendirilmiş şirkete yaptırmıştı. Alım satımda, emlak vergisi değerinin belirlenmesinde oldukça önemli bir mesafe alınmışken yeniden tartışmalı ve çoğu kez gerçekle ilgisi olmayan emlak vergisi vergi değerine dönülmüş olması bize göre çağın gerisinde kalmak anlamına geliyor. Üstelik TKGM’de değerleme faaliyeti ve harcaması yapılmaya devam ediliyorken!
  • 2021 yılında beyanname verilip verilmeyeceğini belirlemek için 2020’deki emlak vergisi değerlerine bakılması ve 5 milyon ₺’nin geçilip geçilmediğinin kontrol edilmesi gerekiyor. Eğer bu değer geçiliyorsa 2021 yılı değeri üzerinden ve 2021 yılı tarifesine göre hesaplama yapılacak. Oysa emlak vergisi değeri esas alınacaksa, 2021 Şubat ayında emlak vergisi değeri zaten belli olduğu için, bu tarihte 5 milyon ₺ karşılaştırmasını yapmak ve sonra da vergiyi o değer üzerinde hesaplamak daha anlamlı olmaz mıydı?
  • Binalar dolayısıyla da meskenler için emlak vergisi değeri her bir cadde ve sokak için bellidir ve turkiye.gov.tr’de yayınlanmaktadır. Bunun için insanlardan her yıl tekrar tekrar neden beyanname istenmesi mantıklı değildir. Hadi en azından emlak vergisinde olduğu gibi ilkinde mükellef tesisi için beyanname alındı diyelim. Her yıl yeniden değerleme oranının yarısı oranında otomatik olarak artan matrah için beyanname alınmasına gerek olmadığı kanısındayım.
  • Değerli konut vergisi, mesken üzerinden alınıyor. Eğer bu vergi bir tür servet unsuru vergilendirmesi ise aynı mahiyette olan değerli işyeri, değerli AVM gibi servet unsurlarının kapsam dışında bırakılmasının vergide eşitlik ilkesine uygun olmadığı kanısındayım.
  • Mükellefler, ister internetten isterlerse kağıt ortamında 20 Şubat’a kadar beyannamelerini verecekler. İnternetten beyanname verenler her yıl meskenlerinin bulunduğu yer belediyesinden, beyanname verilen yıl ve bir önceki yıla ilişkin bina değerini gösteren belgeyi alacaklar ve ilgili vergi dairesine elden ya da posta yoluyla verecekler. Maliye'nin kendisinin belirleyip belediyelere gönderdiği değerleri mükellefin belediyeden alıp kağıt ortamında Maliyeye (vergi dairesine) göndermesi de pek anlaşılır gibi değil açıkçası.
  • DKV mükellefi, gelir veya kurumlar vergisi ise, bağlı olduğu vergi dairesine beyannamesini verecek. GV ve KV mükellefi olmayan kişiler ise meskenin bulunduğu yer vergi dairesine beyannamelerini verecekler. Mükellef ile mesken farklı yerleşim merkezlerinde ise, meskenin olduğu yerin vergi dairesine beyanname verilmesi gerekiyor. Oysa; DKV’nin geliri doğrudan merkezi yönetim bütçesine gideceği için mükellefin ikametinin bulunduğu yer vergi dairesine verilmesi daha tutarlı bir uygulama olabilirdi.
  • Kişinin 5 milyon liranın altında (örneğin 4 milyon TL) onlarca meskeni dahi olsa DKV ödemesine gerek yokken 5 milyon liranın üzerinde değeri olan 2 meskeni varsa sadece 1’i için DKV ödemesi gerekecek. Bu durum ise servet unsurunun vergilendirilmesi amacıyla yola konulan bir vergide bariz bir adaletsizlik olarak karşımıza çıkıyor. 

İyileştirme önerileri

Merkezi Yönetim Bütçesine göre 2021 yılında toplanması tahmin edilen DKV tutarı 350 milyon liradır.

TKGM’nin 2019 yılı Faaliyet Raporuna göre; Ankara, İstanbul, Muğla, İzmir, Antalya, Denizli, Bursa, Balıkesir, Kocaeli ve Denizli illerinde tespit edilen yaklaşık 22.700 adet taşınmaz DKV kapsamına girmektedir.

Sınırlı sayıda kişiyi ve az bir vergi gelirini hedefleyen, ürkek ve mahcup DKV’nin yukarıda belirttiğimiz sorunlarını gidermek için şunları önerebiliriz:

  • DKV’yi, içinde düzenlendiği Emlak Vergisi Kanunuyla uyumlu hale getirerek, artan oranlı mesken emlak vergisi haline getirilmelidir. Böylece mükerrer vergilendirme de ortadan kalkmış olur.
  • Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından, yetkilendirilmiş şirket ya da şirketlere yaptırılan değerleme sonuçları vergi matrahı olarak dikkate alınmalıdır.
  • Eğer DKV, ayrı bir vergi olarak kalacaksa ilk kez mükellefiyet tesisinde beyanname alınmalı. Sonrasında otomatik olarak vergi tahakkuk ettirilmelidir.
  • Toplanan vergi gelirleri emlak vergisinde olduğu gibi belediyelere kalmalıdır. 

Yorumlar

  • S
    Sakıp ŞEKER
    Servet vergisi koymak iktidarlar için hep zor olmuştur. Korkaklık ve ürkekliğin yanında DKV adaletsiz bir vergi. 4.900.00 TL değerinde 10 konutunuz varsa vergi mükellefi olmayacaksınız. 5 milyonu aşan 2 konutunuz varsa vergi mükellefi olacaksınız. Bu tür vergilerde sahip olunan gayrimenkullerin toplam değeri esas alınmalı ve belirlenen eşiği aşanlar mükellef olmalıdır. Bu vergilerin yerel yönetimler tarafından tahsil edilmesi yerinden yönetimin gereğidir. Ancak, değer tespiti konusunda çok dikkatli olunmalıdır. Tapu Kadastronun bu konuda ehil olup olmadığı konusunda terddütlerim var. Keza onlarda değerleme işini başkalarına taşare etmişti.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor