Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Serhat AKTAŞ
Serhat AKTAŞ
3558OKUNMA

Aşıda Adalet Sorunu Küresel Toparlanmayı Tehdit Ediyor

Zengin ülkeler üretilen Covid-19 aşılarını stokluyor. Yoksul ülkeler ise aşı bekliyor. Birçok yoksul ülkenin aşıya erişimi 2023 hatta 2024 yılını bulabilir. Soruna uluslararası işbirliği içinde adil bir çözüm bulmak gerekiyor. Adaletsiz yaklaşımın daha büyük sıkıntıları beraberinde getireceği bariz bir şekilde görülüyor. Zengin ülkelerin salgını kendi sınırları içinde sonlandırmaları, salgınının etkilerinden korunmaları için yeterli olmayacak.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi’nde  “zengin 10 ülkenin tüm aşıların yüzde 75'ini aldığını ve 130 ülkeye henüz aşının ulaşmadığını” açıkladı. Söz konusu 130 ülkenin toplam nüfusu 2,5 milyardır.  

Peki, aşı tedarikinde son durum nasıl?

  • Kanada, her vatandaşını 5 kez aşılayacak kadar aşı satın aldı.
  • İngiltere 400 milyondan fazla aşı stokladı, nüfusu 67 milyon.
  • Avrupa Birliği ülkeleri toplam nüfusunun 2,5 katından, ABD ve Avustralya ise nüfuslarının 2 katından fazla aşı siparişi verdi.
  • Öte yandan, Mart ayı başına kadar Afrika kıtasına yalnızca 90 milyon doz aşı ulaştı. Gönderilen aşı nüfusun yüzde 3’ünü aşılamaya ancak yetecek.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Nisan 2020’de aşının tüm ülkelere adil dağılımını sağlamak üzere Covax programını hayata geçirmişti. Covax ile bu yıl en az 2 milyar doz aşının ihtiyacı olan ülkelere dağıtılması hedefleniyor. Hedeflenen miktarın 1,3 milyar dozu aşıya erişimde en çok sorun yaşayan 92 ülkeye paylaştırılacak. Şimdiye kadar program kapsamında 142 ülkeye 237 milyon doz aşı sevk edildi. Bununla birlikte Covax programının sürdürülebilmesi için 38 milyar dolar fon gerekiyor. Ancak Ocak sonu itibariyla 11 milyar dolar fon toplanabildi.

Yaşanan son gelişmeler, gelişmiş ülkelerin salgını yalnızca kendi sınırları içinde bitirmekle sorunun aşılamayacağını fark ettiğini işaret ediyor. Covax programına uzunca bir süre yeterli fon aktarmayan zengin ülkeler, programa daha fazla destek olacaklarını açıkladılar. Şubat ayında G7 ülkeleri, Covax programına 7,5 milyar dolar bağışlayacağını açıkladı. Trump döneminde Dünya Sağlık Örgütü üyeliğinden ayrılan ABD, yeniden üye olacağını duyurdu. Biden, Covax programına 4 milyar dolar fon ayrılacağını açıkladı.

ABD geçmişteki kriz tecrübelerinden hareketle pandemi krizinde gecikmeden likiditeyi artırmış ve ihtiyacı olan ülkelere aktarmıştı. Krizin etkilerini en aza indirmek için para basmanın maliyetine katlanması gerekiyordu. Aşıya yönelik erken hamleler de etkileri en aza indirmek için işe yarayabilirdi. Ancak uzun süre harekete geçilmedi. Covax programı başladıktan aylar sonra çalışmalara destek olmaya karar verildi.

Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayınlanan çalışma aşıda adaletsiz dağılımın, adil dağılıma göre çok daha maliyetli olacağını gösteriyor. Çalışmaya göre aşı adaletsizliği küresel ekonomide 9,2 trilyon dolara kadar kayıp yaşanmasına yol açabilir. Aşıda adil dağılıma yanaşmayan zengin ülkelere maliyeti ise 4,5 trilyon doları bulabilir.

Bir tarafta daha adil dağıtılan aşı ve 27 milyar dolar fon açığı bulunan Covax programı, öte yanda adaletsiz dağıtımın 9.2 trilyon dolara varabilecek maliyeti… Programa destek olmak, gelişmiş ülkeler için ekonomik açıdan yeterince cazip görünüyor.

Bugün geldiğimiz noktada aşı ve diğer tıbbi ekipmanların eşit dağıtılmadığı sürece dünyada tam iyileşmenin mümkün olmadığını görüyoruz. Uluslararası sistemde her ülke kendi çıkarını öne koyduğu sürece küresel ölçekte fayda elde edilemez. Toplumsal bağışıklığın sağlanması için zengin ülkeler yoksul ülkelerin aşı maliyetlerini paylaşmak zorundadır. Ülkelerin ticaret ağlarıyla birbirine bağlı olduğu ve malların serbest dolaştığı bir dünyada her ülke sınırlarını güvenle açabildiği müddetçe ekonomik toparlanmadan söz edebiliriz. Her kıtada iyileşme için uluslararası işbirliğine ihtiyacımız var. Aksi takdirde küresel refah kaybı kaçınılmaz olacak.

Covid-19 salgınının yarattığı tahribat tartışılmaz bir gerçektir. Ancak salgın geçmiş hataların tekrarlanmaması için de bir fırsat sunuyor. Tüm insanlığı kapsayacak politikalara ihtiyacımız var. Yoksa pandemi küresel sistemdeki adaletsizliğin güncel bir örneği haline gelecek.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor