Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Adnan YILDIRIM
Adnan YILDIRIM
1005OKUNMA

“Angola Modeli” İran’da Çin&İran RFI-Kaynak Karşılığı Altyapı Anlaşması

Pandeminin çıkış yeri Çin, bir yandan aldığı katı önlemlerle Covid-19 sorununun üstesinden gelirken diğer yandan da dünya ile ticaretinin geleceğini şekillendirmede attığı önemli adımlarla pandemi dönemini en aktif değerlendiren ülke konumundadır. Pandemi döneminde, Şangay İşbirliği Örgütü’nde Rusya ve Hindistan ile üçlü mekanizma oluşturdu, 15 Asya&Pasifik ülkesiyle RCEP-Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşmasını ve Avrupa Birliği ile Kapsamlı Yatırım Anlaşmasını imzaladı. Diğer taraftan bu dönemde ara vermeden “bir kuşak bir yol” projesini de ilerletmektedir.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Afrika ve ASEAN ülkeleri ziyaret programlarından hemen sonra, geçtiğimiz Mart ayının son haftasında bölgemizdeydi. Sırasıyla; Suudi Arabistan, Türkiye, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Bahreyn’i ziyaret etti. Ziyaret programının ana gündem konuları, Amerikan yaptırımlarına karşı destek sağlanması, Sincan’daki durumun neden olduğu küresel reaksiyonun bertaraf edilmesi ile “bir kuşak bir yol” projesinin ilerletilmesi olarak bilinmektedir. Ziyaret programının ağırlıklı çerçevesi politik konular olarak görünmekle birlikte, özellikle İran ve Türkiye ayağında ekonomik boyut biraz daha öne çıktı. Çin dışişleri bakanı görüşmelerde, Uygur Türkleri politikası nedeniyle alınan boykot kararlarının tehdit ettiği 2022-Pekin Kış Olimpiyatlarına katılım desteği de talep etti. Politik konular da önemli olmakla birlikte bu yazımızda ziyaretin İran ayağında imzalanan “Stratejik ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması”nı değerlendireceğiz.

Anlaşma ile, Çin’in 25 yılda $400 milyar tutarında petrol alımı karşılığında Çin şirketlerinin İran’da,

  • Bankacılık
  • Telekomünikasyon
  • Limanlar
  • Demiryolu
  • Sağlık
  • Bilgi teknolojileri

sektörlerinde proje yapmalarını öngörülmektedir.

ANGOLA MODELİ

1970’lerde pek çok Afrika ülkesinden daha fakir ve geri kalmış ülke konumunda olan Çin, zengin doğal kaynaklarını çıkartamaz durumda iken o dönemde hızlı sanayileşen Japonya ile kaynak karşılığı altyapı projelerinin finansmanı konusunda bir deneyim yaşamıştır. Çin’in, 2002’de iç savaştan çıkan Angola’da başlayıp diğer Afrika ülkelerinde devam eden projelerin finansman modeli, kendi tarihinde Japonya ile yaşadığı deneyimden esinlenerek hayata geçirilmiştir. İran ile yapılan anlaşma da Çin’in Afrika ülkeleriyle yaptığı RFI-Kaynak karşılığı altyapı finansmanı anlaşmalarının yeni bir versiyonudur.

Modelin Afrika’da ilk uygulandığı ülkenin adıyla anılan “Angola Modeli” anlaşmalarıyla, petrol, gaz, maden, orman gibi doğal kaynağı olan Afrika ülkelerinde bu kaynaklar karşılığında Çin’in devlet şirketleri tarafından (genelde) altyapı projeleri yapılması öngörülmektedir.

Win-win” durumu olarak lanse edilen ve barter uygulamasına dayalı bu anlaşmalarla, doğal kaynak zengini olup yeterli finansmanı ve proje yapma kabiliyeti olmayan, ayrıca uluslararası finansmana erişimi çok kısıtlı fakir Afrika ülkelerinin altyapı (ve üst yapı) ihtiyaçları karşılanırken Çin tarafı doğal kaynak ihtiyaçlarını uzun vadeli ve uygun fiyatlarla karşılamaktadır. Model ayrıca, katı regülasyonlar nedeniyle küresel pazara giremeyen ve yurtdışı deneyimi olmayan Çin devlet şirketlerinin Afrika üzerinden dünyaya açılmasını sağlamaktadır. Angola modeli uygulamaları, Çin şirketlerinin yaptığı projelerin kalitesi, fakir Afrika ülkelerinin ağır borç yükü altında ezilmeleri ile ellerindeki kaynakların düşük fiyatlarla alınması gibi argümanlarla, modelin uygulandığı ülke ekonomilerinin durumunu kötüleştirdiği eleştirilerine muhatap olmuştur. Son yıllarda, akademisyenlerin ve batılı liderlerin konuyla ilgili artan eleştirilerini gidermek için bu anlaşmalarda yapılan modifikasyonların da durumu pek değiştirmediği anlaşılmaktadır.

DEĞERLENDİRME

İran’ın Çin ile yaptığı anlaşma, gerekçeleri farklı olsa da Angola modeline benzemektedir. ABD yaptırımları nedeniyle petrol gelirleri ve dünya ile ticareti olumsuz etkilenen, ekonomisi gittikçe kötüleşen İran, çözümü ABD yaptırımlarına muhatap olan bir başka ülke Çin ile anlaşmakta bulmuştur. Esasen bu anlaşmanın yapılması konusunda taraflar arasında mutabakata varıldığı açıklaması 2016 yılında yapılmıştı. O tarihten beri her iki taraf taslak üzerinde çalışmalarını sürdürmüşler, nükleer anlaşmasında yaşanan gelişmelere de bağlı olarak 5 yıl süren görüşmelerle son hali verilen anlaşma 27 Mart 2021 tarihinde imzalanmıştır. Siyasi, askeri ve stratejik hedefleri de olan anlaşmadan Çin’in somut ekonomik beklentilerinde,

  • Kuşak&yol projesini bölgede ilerletmek için gerekli ulaşım projelerine anlaşma kapsamında yatırım yapılması ile,
  • Önemli miktarda petrol ihtiyacının 25 yıl süreyle ve uygun fiyatla karşılanması,

başlıkları öne çıkmaktadır.

İran’ın somut ekonomik beklentiler ise,

  • Son 10 yılda $120 milyar seviyesinden $20 milyara gerileyen petrol satışını artırabilmek,
  • Çin Bankaları üzerinden uluslararası bankacılık sistemi ile çalışabilmek,
  • Önemli altyapı ve stratejik projelerini gerçekleştirebilmektir.

Doğal olarak, Çin&İran anlaşması, petrol alıcısı batı ülkelerinde kısmen, İran’a ekonomik yaptırımlarını etkisiz kılabilecek ABD’de ise büyük rahatsızlık yaratmıştır. Şüphesiz anlaşmanın, iki ülke ekonomik ilişkilerinin gelişimine bağlı olarak sebep olabileceği politik sonuçlar, bölge ülkelerini de yakından ilgilendirmektedir.

“Angola Modeli” İran’da Çin&İran RFI-Kaynak Karşılığı Altyapı Anlaşması
“Angola Modeli” İran’da Çin&İran RFI-Kaynak Karşılığı Altyapı Anlaşması

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor