Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

2018 Beyanname Yardım Dolabı

İmdat TÜRKAY
İmdat TÜRKAY
32164OKUNMA

Yönetim Kurulu Üyeliğinden Elde Edilen Huzur Ücreti İçin Beyanname Verilecek mi?

Giriş

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesine göre huzur hakkı ödemeleri de ücret kapsamında gelir vergisi tevkifatına vergiye tabi bulunmaktadır. Aynı maddede; yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Uygulamada sıkça karşılaşılan bir konu olan huzur ücretinden dolayı hangi hallerde yıllık beyanname verilmesi gerektiği ile yıllık beyanname veren kişinin ödediği vergiyi huzur hakkını elde ettiği işverenden talep edip edemeyeceği konusu önemli hale gelmektedir.

Ancak, huzur ücreti ödemelerinin tevkif suretiyle veya şartların gerçekleşmesi durumunda yıllık beyanname ile beyanına geçmeden önce genel olarak 2017 yılında elde edilen ücret gelirlerinin hangi şartlarla yıllık beyanname ile beyan edileceğini bir özetleyelim.

1. 2017 Yılında tam mükellef gerçek kişi ücretliler tarafından elde edilen ücret gelirleri nedeniyle beyanname verecek olanlar şöyledir;

  • Tevkifata tabi tutulmamış ücret gelirleri için tutarı ne olursa olsun (istisna olanlar hariç) yıllık beyanname verilecektir.
  • Birden fazla işverenden tevkif yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde edilmesi durumunda, birden fazla işverenden aldıkları ücret tutarı, 2017 yılı için 30.000 TL’yi aşması halinde, birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirlerinin tamamı beyan edilecektir.
  • İstisnadan faydalanmayan yabancı elçilik/konsolosluk memur ve hizmetlilerin ücretleri.

2. 2017 Yılında tam mükellef gerçek kişi ücretliler tarafından elde edilen ücret gelirleri nedeniyle beyanname vermek zorunda olmayanlar şöyledir;

  • Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri için tutarı ne olursa olsun yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.
  • Birden fazla işverenden kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde eden ücretlilerden, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı 30.000 TL’yi aşmayan ücretliler beyanname vermeyecektir.
  • Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler için beyanname verilmeyecektir.
  • İstisnadan faydalanan yabancı elçilik/konsolosluk memur ve hizmetlilerin ücretleri için beyanname verilmeyecktir.
  • Gelir vergisinden istisna edilen ücret ödemeleri için yıllık beyanname verilmeyecektir.
  • 2017 Yılında dar mükellef gerçek kişi ücretliler tarafından elde edilen ücret gelirleri nedeniyle beyanname vermeyecek olanlar şöyledir;
  • Dar mükellef gerçek kişiler, tamamı Türkiye'de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan ücret gelirleri için yıllık beyanname vermeyecekler, diğer gelirleri için beyanname vermeleri halinde de bu gelirlerini beyannameye dahil etmeyeceklerdir.

Huzur Ücreti Ödemesi

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre daha ziyade anonim şirketlerin yönetim/denetim/tasfiye ve danışma kurullarında görevli olan üyelere ödenen huzur hakkı/ücreti ödenmesi gündemde olmakla beraber, diğer şirketlerde ve oluşumlarda da yönetim kurulu üyeliği ve huzur hakkı ödemesi söz konusu olabilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulan anonim şirketlerin yönetim/denetim kurullarında görevli üyelere ödenen huzur hakkı/ücreti ödenmektedir. Limited şirketlerde de yönetim kurulları bulunmakta ve yine memurlar ve diğer kamu görevlilerinden asli kadro ve görevleri dışında, kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara da huzur ücreti ödenmektedir.

Bir gerçek kişi birden fazla yönetim ve denetim kurulunda aynı dönemde görev alabilmekte ve aynı dönem içinde birden fazla işverenden huzur ücreti elde edebilmektedir. Ancak, kamu ve özel sektörde kişinin birden fazla kurulda görev yapması konusunda sınırlama yokken, huzur ücreti ödenmesi konusunda kamuda bir sınırlama söz konusudur.

Türk Ticaret Kanununa göre yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan ödenen paylar, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre gelirin yedi unsurundan biri olan ücret geliri kapsamında gelir vergisi tevkifatına tabi bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan hükümlere göre anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil edilir. Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin “Yönetim kurulu üyelerinin mali hakları” başlıklı 394 üncü maddesinde yer alan hükme göre; yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir.

Anonim şirketlerin yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri seçilme ve görev yapma konusunda Türk Ticaret Kanununda bir sınırlama bir sınırlama yoktur. Dolayısıyla gerçek kişi tam/dar mükellef gerçek kişiler, birden fazla şirketin yönetim/denetim/tasfiye/danışma kurullarında görev yapabilirler ve huzur hakkı elde edebilirler. Limited şirket müdürleri de birden fazla kurullarda görev alıp huzur ücreti elde edebilirler.

Türk Ticaret Kanunu’na göre bir kişinin birden fazla yönetim veya denetim kurulu üyesi olması dolayısıyla birden fazla işverenden huzur ücreti geliri elde etmesine engel bir durum yoktur. Ancak, memur ve diğer kamu görevlileri için aynı durum söz konusu değildir. 162 seri no’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde memurlar ve diğer kamu görevlilerinin birden fazla işverenden huzur ücreti elde edip edemeyecekleri konusunda gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Öte yandan, 4/7/2001 tarihli ve 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12’nci maddesinde, 11/10/2011 tarihli ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin 15/1/2012 tarihinde yürürlüğe giren (s) fıkrası ile yapılan değişiklikten sonra söz konusu madde hükmü, “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinden, kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödenebilir. Bu maddenin uygulanmasında oluşacak tereddütleri gidermeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” şeklini almıştır.

Söz konusu KHK’nın ilgili maddesinde uygulamada oluşacak tereddütleri giderme konusunda kendisine verilen yetki doğrultusunda Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 162 seri no’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde yer alan açıklamalara göre;

  • Memurlar ve diğer kamu görevlilerinden kurum ve kuruluşların; yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet ve komite ile benzeri organlarda görev alanlara, aldıkları görevler karşılığında ilgili mevzuatında herhangi bir ücret ödenmesinin öngörülmüş olması halinde, 15/1/2012 tarihinden itibaren bu görevlerden sadece biri için ücret ödenecektir.
  • Maddede geçen “kurum ve kuruluşların” ibaresinden, memur veya diğer kamu görevlilerinin memur veya diğer kamu görevlisi sıfatı nedeniyle ilgili mevzuatı uyarınca belirtilen görevleri alabilecekleri, asli görevli bulundukları kurum da dahil olmak üzere her statüdeki kurum ve kuruluşların anlaşılması gerekmektedir.
  • 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12’nci maddesi yeni bir ödeme veya mali hak getirmemekte, söz konusu görevler karşılığında memurlar ve diğer kamu görevlilerine ilgili mevzuatında öngörülmüş olan ödemelerden sadece birinin yapılabilmesine yönelik hüküm içermektedir. Dolayısıyla, ilgili mevzuatında ücret ödenmesi öngörülmeyen görevler için bu maddeye dayanılarak herhangi bir ödeme yapılmayacaktır.
  • 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12’nci maddesi kapsamında birden fazla görev alanlar, bu görevlerin hangisinden ücret alacağını belirleyerek asli görevli bulunduğu kurumun merkez teşkilatı personel birimi ile görev yaptığı birime on gün içerisinde bildirecektir.
  • Anılan maddede belirtilen görevler karşılığında ödeme yapacak kurum tarafından, ödeme yapılmadan önce ilgiliden kurumundan veya başka kurumlardan bu kapsamda kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığına dair yazılı beyan alınacaktır. Bu beyanda bulunmayanlara herhangi bir ödeme yapılmayacaktır.

Huzur Ücretinin Vergilendirilmesi

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesine göre ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. Aynı maddenin 4’üncü bendinde ise; yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, yönetim kurulu üyeleri ve yönetim kurulu başkanına ödenecek huzur hakkı ödemelerinin ücret olarak değerlendirilmesi ve brüt tutarları üzerinden Gelir Vergisi Kanununa göre ücret olarak gelir vergisine tabi tutulması gerekmektedir. Verginin işverence üstlenilmesi halinde ise ödenen net tutarların brüt tutarlara dönüştürülerek, bu tutarlar üzerinden gelir vergisi hesaplanacağı tabiidir.

Bir işverenden ücret alan ücretlinin ikinci işverenden yönetim kurulu üyeliği nedeniyle elde ettiği ücretin (huzur hakkının) vergilendirilmesi ve ödenen gelir vergisini şirketin karşılaması uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bir Kurumda yönetim kurulu üyesi olan ve aslen başka bir kurumda görev yapan bir kişiye, 2017 yılı içinde yönetim kurulu üyelik ücreti ödendiği, bu ödemenin vergi tevkifatı yapıldıktan sonra kalan net tutar üzerinden yapılması, anılan kişinin 2017 yılı yönetim kurulu üyelik ücreti toplamının 30.000 TL'yi aşması nedeniyle gelir vergisi beyannamesi vererek hesaplanan verginin kurumdan aldığı ücrete isabet eden kısmının kendisine iade edilmesini talep etmesi ve nihayetinde söz konusu ödenen verginin Kurumca karşılanıp karşılanmayacağı konusu gündeme gelmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 8’inci maddesine göre mükellefler, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişilerdir. Vergi kanunları ile kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukaveleler vergi dairesini bağlamaz.

Bu hükümlere göre, örneğin 2017 yılında bir kurumda yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan kişinin 2017 yılında ikinci işverenden aldığı ücretlerin yıllık toplamı 30.000 TL'yi aşması nedeniyle elde ettiği ücret gelirlerini (birinci işverenden elde ettiği ücret geliri dahil) yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmesi ve tahakkuk eden vergileri de ödemesi gerekmektedir. Söz konusu ücretlerin yıllık beyanname ile beyan edilmesi nedeniyle ilave bir gelir vergisi hesaplanması halinde bu vergi, mükellef olan ücretliden aranacaktır. Ödenen gelir vergisinin huzur ücretini ödeyen şirketten talep edilmesi hususu, verginin ücretliden aranılmasına engel teşkil etmemektedir. Net ücret üzerinden anlaşmaya varılmış olması durumunda, gelir vergisi ücretin brüt tutarı üzerinden hesaplanacak olup, bu vergiyi şirketin karşılaması halinde ise karşılanan tutarın da ücret olarak vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

Huzur Ücretinden Dolayı Beyanname Verilmesi Sonucunda Ödenen Verginin İşveren Tarafından Karşılanması

Huzur hakkı ödemesinden dolayı kişinin yıllık gelir vergisi beyannamesi vermesi durumunda, ödemiş olduğu gelir vergisinin kendi üzerinde kalması ve vergi yüküne katlanması gerekmektedir. Ancak uygulamada kişilerin katlandıkları bu vergi yükü huzur ücretini ödeyen işverenler tarafından karşılanabilmektedir. Gelir İdaresi vermiş olduğu bir görüşünde açık bir şekilde, verginin işverence üstlenilmesi halinde, ödenen net tutarların brüt tutarlara dönüştürülerek, bu tutarlar üzerinden de gelir vergisi hesaplanması gerektiğini belirtmiştir. Yani ödenen verginin kişiye işveren tarafından ödenmesi bir menfaat sağlama kapsamında ücret olarak değerlendirilmekte ve bu sağlanan net menfaatin brüte tamamlanarak ücret kapsamında gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir. Tabi işverenlerde bu durumda karşıladıkları bu tutarı gider hesaplarına ücret ödemesi olarak yazacaklardır.

Huzur Ücreti İçin Ücret Bordrosu Düzenlenmesi ve Damga Vergisi Kesintisi

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Ücret Bordrosu” başlıklı 238’inci maddesinde, işverenlerin her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecbur oldukları, Gelir Vergisi Kanunu’na göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmayacağı belirtilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre, gelir vergisi uygulamasında ücret kabul edilen huzur hakkı ödemelerinin Huzur Hakkı Bordrosu’yla belgelendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre; yönetim kurulu başkanı, yönetim ve denetim kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların ihtiva ettiği tutar üzerinden Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV-1/b fıkrasına göre binde 7,59 nispetinde nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Huzur Ücretinde Asgari Geçim İndirimi Uygulaması

Gelir Vergisi Kanunu'nun 32’nci maddesinde ise ücretin gerçek usulde vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanmaktadır. Ayrıca, asgari geçim indirimine ilişkin açıklamaların yapıldığı 265 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre, aynı zamanda birden fazla işverenden ücret alınması halinde, asgari geçim indirimi uygulaması, en yüksek ücretin elde edildiği işveren tarafından gerçekleştirilecektir. Ücretliler medeni durumu ve çocuk sayısı hakkında bildirimlerini, en yüksek ücret geliri elde ettikleri işverene vererek uygulamanın ilgili işverence yerine getirilmesini sağlayacaklardır. En yüksek ücretin hangi işverenden alınacağının belli olmaması halinde, indirimden yaralanacağı işvereni ücretli kendisi belirleyecektir. Ücretlinin aynı anda birden fazla işverenden dolayı asgari geçim indiriminden faydalandığının tespiti halinde; oluşan vergi ziyaı, ücretliden cezalı olarak tahsil edilecektir. Buna göre, yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı dışında başka bir ücret geliri elde etmemeleri durumunda bu ödemelere asgari geçim indirimi uygulanacak olup, huzur hakkı ödemeleri dışında başka bir ücret geliri de elde edilmesi halinde ise asgari geçim indiriminin en yüksek ücret gelirine uygulanması gerekmektedir.

Huzur Hakkı /Ücreti İçin Yıllık Beyanname Verilmesine İlişkin Örnekler

Örnek 1: Kişi, 2017 yılında üç ayrı işverenden ücret geliri elde etmiş ve ücretlerin tamamı kesinti yoluyla vergilendirilmiştir.

1. İşverenden alınan ücret100.000 TL
2. İşverenden alınan ücret20.000 TL
3. İşveren (Huzur ücreti)9.000 TL
Toplam ücret tutarı129.000 TL
Beyan edilecek ücret geliri tutarıYok

Örnekte yer alan ve birinci işverenden alınan ücret toplama dahil edilmeyecek olup, ikinci ve üçüncü işverenden alınan (20.000+90.000 =) 29.000 TL ücretler toplamı, 2017 yılında geçerli olan 30.000 TL’lik beyan sınırını aşmadığından ücret gelirlerinin tamamı beyan edilmeyecektir.
Örnek 2: Kişi, 2017 yılında 3 ayrı işverenden toplam 132.000 TL ücret geliri elde etmiş ve ücret gelirlerinin tamamı yıl içinde tevkif suretiyle vergilendirilmiştir.

1. İşveren100.000 TL
2. İşveren (Huzur ücreti)20.000 TL
3. İşveren (Huzur ücreti)12.000 TL
Beyan edilmesi gereken ücret tutarı132.000 TL

Ücretli 1. işveren olarak 100.000 TL ücret geliri elde ettiği işvereni seçmiştir. Kişinin diğer işverenlerden elde ettiği huzur ücret tutarı olan (20.000+12.000=) 32.000 TL, 2017 yılı için beyan sınırı olan 30.000 TL’yi geçtiğinden, 132.000 TL’lik ücret gelirinin tamamı beyan edilecek ve yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergiler ise hesaplanan vergiden mahsup edilecektir.
Örnek 3: Kişi, 2017 yılında iki ayrı işverenden tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde etmiştir.

1. İşverenden alınan ücret100.000 TL
2. İşveren (Huzur ücreti)80.000 TL
Beyan edilecek ücret geliri tutarı180.000 TL

Birinci işverenden alınan ücret toplama dahil edilmeyecek olup, 2. işverenden alınan ücret tutarı olan 80.000 TL, 30.000 TL’lik beyan sınırını aştığı için birinci işverenden aldığı ücret de dahil olmak üzere 180.000 TL ücret gelirinin tamamı beyan edilecektir.
Örnek 4: Kişi, 2017 yılında tamamı üzerinden tevkifat yapılmış olan ücret ve işyeri kira gelirleri şöyledir.

1. İşverenden alınan ücret90.000 TL
2. İşveren (Huzur ücreti)30.000 TL
Tevkifatlı işyeri kira geliri (Brüt)40.000 TL
Beyan edilecek gelir tutarı40.000 TL

Mükellefin birden sonraki işverenden aldığı huzur ücreti geliri olan 30.000 TL, 2017 yılı için 30.000 TL’lik beyan sınırını aşmadığından, ücret gelirleri beyan edilmeyecektir. Tevkifata tabi işyeri kira geliri olan 40.000 TL ise 2017 yılı için geçerli olan 30.000 TL’lik beyanname verme sınırını aştığından mükellef sadece bu gelirini beyan edecektir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sorabilirsiniz

  • M
    Murat Candaş
    İyi günler ben 100 daireli bir sitede aylık 1000 lira huzur hakkı alan aynı zamnda sitede oturan kat maliki birisiyim ayrıca öğretmenim ve aylık 400 TL aidat ödemekteyim. Benim vergi vergi vermem grekiyormu kaç lira vermem gerekiyor ve hangi işlemi yaparak ödeme yapmam gerekiyor. Vergi verilecekse ben mi vereceğim yoksa sitemi ödeyecek.
    VERGİALGI

    Sorunuzun cevabı yazarımız Sn. İmdat Türkay tarafından yazılan ve platformumuzda yayınlanan "Apartman Yönetici ve Denetçilerine Ödenen Ücret Vergiye Tabi mi?" başlıklı makalede yer alıyor. Yazıyı incelemenizi rica ederiz. https://vergialgi.com/apartman-yonetici-ve-denetcilerine-odenen-ucret-vergiye-tabi-mi

Soru Sor