Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Mustafa Sefa KARA
Mustafa Sefa KARA
2261OKUNMA

Yargıya İbraz Edilen Yasal Defter ve Belgeler

Türk Vergi Sistemi, vergiyi doğuran olayın belgelendirilmesi ve bu belgelerin de belli süreler içerisinde yasada öngörülen defterlere kaydedilmesi esasına dayalıdır. Belge ve kayıt düzeni adı verilen bu esasın amacı; mükelleflerin ve mükelleflerle hukuki ilişkide bulunan üçüncü kişilerin vergiyle ilgili muamelelerinin, mükelleflerin servet, sermaye ve hesap durumlarıyla faaliyet ve hesap neticelerinin belli edilmesinin, denetlenmesinin, incelenmesinin ve tespitinin sağlanmasıdır. Buradan hareketle de vergi incelemeleri defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili olanlara ibrazı ile başlamaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nun 253'üncü maddesinde mükelleflere, defter ve belgeleri 5 yıl süreyle muhafaza etme, 256'ncı maddesinde ise muhafaza etmek zorunda oldukları defter ve belgeleri muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurlara ibraz zorunluluğu getirilmiştir. Yasada öngörülen zorunluluğa karşın, usulüne uygun olarak verilen süre içerisinde, haklı mazeret olmaksızın, defter ve belgelerin ibrazından kaçınılması, vergi idaresinin denetiminden saklanılmak istenilen kimi durumların olduğu anlamına gelir. Vergi Usul Kanunu’nun 30'uncu maddesinin 2'nci fıkrasının 3'üncü bendinde, bu Kanuna göre tutulması zorunlu olan defterlerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesinin, dönem matrahının re'sen takdirini gerektiren, ayrı bir durum olarak öngörülmüş olmasının nedeni de budur. Bu gibi durumlarda düzenlenen raporlara istinaden mükellefin indirim konusu yapmış olduğu KDV’leri reddedilmekte ve VUK’ un 359. maddesine istinaden 3 kat vergi ziyaı cezası mükellef adına kesilmektedir.

Zaman zaman inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defter ve belgelerin mahkemeye ibraz edildiği ve mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişi incelemesinden sonra tarhiyatın mükellef lehine düzeltildiği kararlar söz konusu olmuştur. Ancak Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 26.12.2012 tarihinde benzer bir olaya ilişkin olarak özetle (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2010/707 Esas, 2012/618 No.lu Karar );

“2577 s. Kanun’un 20'nci maddesinde düzenlenen re'sen araştırma yetkisi, idarenin kendi yetkisini kullanarak yapmış olduğu inceleme ve araştırmaya dayalı idari işlemden kaynaklanan idari uyuşmazlığın çözümü için gerekli belge ve bilgilerin, davaya bakan yargı yerine sağlanması amacını, bir başka anlatımla dava konusu yapılan idari işlemin hukuka uygunluğunu denetleme amacını güder. Buna göre davacının tutum ve davranışıyla idarenin inceleme ve araştırma yapmasını önlemesi sonucu tesis edilen işlemin iptal davasına konu edilmesi durumunda, idari yargı yerinin idarece yapılamayan inceleme ve araştırmayı yapması idarenin yerine geçmesi sonucunu doğuracağından böyle bir inceleme ve araştırma yapılmasının re'sen araştırma yetkisinin kullanılması olarak kabulüne OLANAK BULUNMAMAKTADIR.

Dolayısıyla, hiçbir mücbir sebep bulunmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacının daha sonra dava aşamasında bunları mahkemeye ibraz edebileceği yönündeki istemi vergi incelemesinden amaçlanan sonuçların ortadan kaldırılmasına sebebiyet verebileceğinden ve Katma Değer Vergisi Kanunuyla getirilen esaslara uygun olmadığından, ara kararıyla defter ve belgelerin mahkemeye ibrazının istenmesi ve bu defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi hukuka UYGUN GÖRÜLMEMİŞTİR” şeklinde karar vermiştir.

Görüleceği üzere gerek kanuni düzenlemeler, gerek yargı aynı görüşü paylaşmaktadır. Yasal defter ve belgelerin ibraz edilmesi gereken mercii, inceleme yetkisine haiz makamlardır. Dolayısıyla vergi incelemelerine tabi olanların ağır yaptırımlarla karşılaşmamaları adına, kendilerine verilen sürede yasal defter ve belgelerini inceleme yetkisine haiz olanlara ibraz etmeleri önem arz etmektedir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor