Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Bülent AK
Bülent AK
1721OKUNMA

Sorular ve Cevaplarla Nakit Sermaye Teşviki

Her seçim dönemi öncesinde artık alıştığımız üzere, yeni bir torba yasamız daha oldu. Çocuk sahibi olacaklara doğum yardımından tutun, evleneceklere çeyiz yardımı, atanamayan öğretmenlere kadro, belediyelerin borçlarına ödeme kolaylığı sağlanmasına kadar torbanın içinde yok yok. Ancak, bu defa vergi hukukumuzda hiç görülmemiş yepyeni bir uygulama geliyor. Sermaye şirketlerinin nakit sermaye artışları üzerinden hesaplanacak faiz tutarının, kurum kazancından indirimine olanak sağlanıyor.

Bu durumda, şirket ortaklarının yastık altında tuttukları kaynakları, şirketlerine aktarmaları yönündeki eğilim doğal olarak artacaktır. Özellikle Bakanlar Kurulu’nun yetkisini kullanarak indirim oranını artırdığı durumlarda ciddi bir teşvik unsurunun ortaya çıkacağının kabulü gerekir. Buna bağlı olarak, şirketlerin sermaye yapılarının güçlenmesi ve kredi ihtiyaçlarının azalması beklenir. Sorular ve cevaplarla uygulamanın ne şekilde yapılacağını açıklamaya çalışalım.

Uygulamadan kimler yararlanacak?
Uygulamadan sadece sermaye şirketlerinin yararlanması öngörülmüş olup, buna göre Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş bulunan veya yeni kurulacak olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler yararlanacaktır.

Uygulamadan kimler yararlanamayacak?
Leasing şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, varlık kiralama şirketleri gibi finans sektöründe çalışan şirketler ile bankacılık ve sigorta sektöründe faaliyet gösteren şirketler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve gerçek kişiler bu uygulamadan yararlanamıyor.

Uygulamaya ne zaman başlayacak?
Söz konusu yasal düzenleme 01.07.2015 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, 01.07.2015 tarihinde ve bu tarihten sonra yapılacak nakit sermaye artırışları uygulama kapsamında olacaktır. Yapılacak sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescilinin, anılan tarihten yıl sonuna kadar yapılması halinde, söz konusu uygulamadan 2015 hesap döneminin geriye kalan kısmı için yararlanılacaktır.

Hangi faiz oranı kullanılacak?
Merkez Bankası, bankalarca TL cinsinden açılan kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranlarını haftalık olarak açıklamaktadır. Sektörün ağırlıklı faiz oranları; ilgili hafta içinde banka bazında fiilen kullandırılan kredi tutarlarının, kredi türleri itibariyle müşteri bazında, her bir krediye uygulanan faiz oranları ile ilişkilendirilmesi ve yıl bazına getirilmesiyle hesaplanmaktadır.

Yapılacak hesaplamalarda, Merkez Bankası tarafından en son açıklanan, bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınacaktır.

Hesaplama nasıl yapılacak?
Sermaye şirketlerinin, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarında yapılacak nakit sermaye artış tutarları üzerinden, ilgili yılda TCMB tarafından en son açıklanan bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınarak hesaplama yapılacaktır. Hesaplama sonucu bulunan tutarın % 50’si, ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi matrahından indirilecek tutar olarak dikkate alınacaktır.

Yeni kurulan sermaye şirketlerinde söz konusu hesaplama, ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden yapılacaktır. Ayrıca, yapılan hesaplama sırasında, nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam sayılmak suretiyle, hesap döneminin sonuna kadar kalan ay süresi dikkate alınarak, kıst hesaplama yapılacaktır.

Örnek vermek gerekirse, (XYZ) AŞ 2015 yılı Temmuz ayında sermayesini 100.000.- TL tutarında nakden artırım kararı almış ve 20 Temmuz 2015 tarihi itibariyle sermaye artırım işlemlerini tamamlamıştır. TCMB tarafından, bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı en son % 16 olarak açıklanmıştır. Bu durumda, 2015 hesap dönemine ilişkin olarak kurum kazancından indirim konusu yapılacak tutar şu şekilde hesaplanacaktır.

Matrahtan İndirilecek Tutar = Nakden Artırılan Sermaye x Faiz Oranı x Süre x İndirim Oranı
= 100.000 x 0,16 x (6/12) x 0,50
= 4.000.- TL

İndirim oranı nelere göre değişecek?
Sermaye şirketlerinin nakit sermaye artışları üzerinden hesaplanacak faiz tutarının % 50’sinin kurum kazancından indirilmesi öngörülmüştür. Ancak, söz konusu % 50 oranının, aşağıda sıralanan kategorilere göre, ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya % 100’e kadar artırmaya, halka açık sermaye şirketleri için halka açıklık oranına göre % 150’ye kadar farklı uygulatmaya ilişkin olarak Bakanlar Kurulu’na yetki verilmektedir.

  • Şirketlerin aktif büyüklükleri, ortaklarının hukuki niteliği, çalışan personel sayıları ve yıllık net satış hasılatlarına göre,
  • Sermayenin kullanıldığı yatırımdan elde edilen gelirlerin kurumun esas faaliyeti kapsamında olmayan faiz, kar payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşmasına göre,
  • Sermayenin kullanıldığı yatırımların teşvik belgeli olup olmadığına göre,
  • Makine ve teçhizat veya arsa ve arazi yatırımları için sermayenin kullanıldığı alanlara göre,
  • Bölgeler, sektörler ve iş kollarına göre.

Bakanlar Kurulu’nun kendisine verilen yetkiyi kullanması halinde, yukarıdaki kategorilere göre belirlenmiş farklı indirim oranlarının uygulanması söz konusu olabilecektir.

Uygulamadan faydalanmaya ilişkin süre veya miktar sınırı var mı?
İndirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanma olanağı bulunmaktadır. Bu çerçevede, uygulamadan yararlanmakta herhangi bir süre sınırı olmadığı gibi, faydalanacak tutara ilişkin bir üst sınır da bulunmamaktadır.

Matrah yetersizse indirim hakkı kaybolur mu?
Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine devredecektir. Dolayısıyla, indirim hakkının kaybolması söz konusu değil.

İç kaynaklardan yapılan sermaye artışları uygulamadan yararlanacak mı?
Yapılacak düzenlemede dikkat edilecek olursa, sermaye şirketlerinin ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarında yapılacak sadece nakit sermaye artış tutarları üzerinden hesaplanacak faiz tutarının kurum kazancından indirimine izin verilmektedir.

Dolayısıyla, şirketlerin bilançolarında yer alan öz sermaye kalemlerini sermayeye eklemek suretiyle, iç kaynaklarından yaptıkları sermaye artışları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz ve uygulamadan yararlandırılmaz.

Kârın sermayeye eklenmesi nakit artırım sayılır mı?
Şirketlerin en büyük otofinansman kaynaklarından birisi de, elde edilen kârların nakit olarak ortaklara dağıtılmak yerine, işletme bünyesinde bırakılarak sermayeye eklenmesidir. Bu durum aslında tümleşik bir eylemdir, yani yapılan işlemle aslında hem kâr dağıtımı yapılmakta hem de sermaye artışı yapılmaktadır. Diğer bir ifade şekliyle, kâr dağıtımının nakit olarak değil, ama bedelsiz olarak verilen hisse senedi şeklinde yapıldığı söylenebilir.

G.V.K.’nun 94/6-b-i maddesinde parantez içinde “(kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca, kârın sermayeye eklenmesi halinde herhangi bir vergilendirme yapılmamaktadır.

Bu çerçevede, kârların şirketlerin bilançolarında öz sermaye kalemleri arasında yer alması nedeniyle, şirketin geçmiş dönem kârları ile dönem karının sermayeye eklenmesinin nakit artırım sayılmayacağını ve bu şekilde yapılan sermaye artırımlarının uygulama kapsamında olmayacağını düşünüyoruz.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu uyarınca, tam mükellef kurumlar tarafından, tam mükellef gerçek kişilere dağıtılan kâr paylarından % 15 oranında stopaj yapılmakta olup, alınan kâr payı belli bir tutarı geçince, söz konusu kâr payı tutarlarının yarısının gelir vergisi beyanına eklenerek beyanı ve kesilen stopajın mahsubu gerekmektedir.

Dolayısıyla, şirketlerin yukarıda belirtilen şekilde önce stopaj yapmak suretiyle ortaklarına kâr payı dağıtmaları, ardından nakit sermaye artışına gitmeleri ve uygulamadan yararlanmalarının önünde herhangi bir yasal bir engel bulunmamaktadır.

Ortakların alacaklarına mahsuben yapacakları sermaye artışları uygulama kapsamına girer mi?
Şirket ortakları finansman sıkıntısı olduğunda çoğu zaman şirketlerine kaynak aktarımında bulunmakta, bu tutarlar için faiz hesaplaması dahi yapılmamaktadır. Kısa vadeli olarak alınan bu tutarların ortaklara iadesi bazen yıllarca yapılamamakta, bu tutarlar çoğunlukla ortakların alacaklarına mahsuben yapılan sermaye artışına dönüşmektedir.

Ancak, ortakların şirketlerinden olan cari hesap alacakları, şirketlerin iç kaynakları mahiyetinde olmayıp, bilançoda öz sermaye kalemleri arasında yer almamaktadır. Yani şirket ortakları, söz konusu alacaklarını şirketten istedikleri zaman nakit olarak çekme, ardından şirketlerinde nakit sermaye artışına gitme olanağına her zaman sahiptir.

Bu durumda olan şirket ortaklarının, bakanlık tarafından ortakların alacaklarına mahsuben yapılacak sermaye artışlarının uygulama kapsamına girdiği yönünde rahatlatıcı bir açıklama yapılmadığı takdirde, riske girmeksizin şirketlerinden olan alacaklarının nakit olarak çekilmesinin ve ardından nakit sermaye artışına gidilmesinin yerinde olacağını düşünmekteyiz.

Nakit sermaye artışı için kredi kullanılabilir mi?
Şirket ortakları veya K.V.K.’nun 12. maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce, kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz ve uygulamadan yararlandırılmaz.

Sermaye azaltılırsa ne olacak?
Nakit sermaye artışında bulunup, sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması halinde, azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmaz. Ancak, bu durumda geçmiş yıllarda faydalanılan indirim tutarları için herhangi bir işlem yapılmayacağını düşünüyoruz.

Birleşme, devir ve bölünme işlemlerinde ne olacak?
Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dahil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz. Dolayısıyla, bu çerçevede yapılacak sermaye artışları uygulamadan yararlandırılmaz.

(*) Bu makale www.kpmgvergi.com adresinde yayımlanmıştır.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor