Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Özkan ATİLA
Özkan ATİLA
12868OKUNMA

Ortaklar Sermaye Şirketlerinden Nasıl Para Alabilir?

Ortaklar tarafından sahip oldukları sermaye şirketlerinin parası, halk arasında yaygın olarak bilinenin aksine, sanki kendi paralarıymış gibi kullanılması söz konusu değildir. Sermaye şirketlerinde, ortakların şirketten para çekmesi üç farklı yöntem ile gerçekleşebilir. Bu yöntemler, ücret veya huzur hakkı alınması, kâr payı alınması ve borç alınmasıdır. Bu yöntemlerin her biri farklı kurallara tabi olup, her birinin doğurduğu vergisel sonuçlar da birbirinden oldukça farklıdır. Bu nedenle ortakların şirketin parasını ne şekilde alacağı iyi düşünülmesi gereken bir konudur. Yöntemler ve özellikleri aşağıdaki gibidir: 

Huzur hakkı veya ücret alınması

Huzur hakkı, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerine, limited şirketlerde müdür sıfatına haiz olsun olmasın ortaklara yapılabilmektedir. Bunun dışında, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesi limited şirketlerde ise müdür olunmasa da ortakların şirkette ücret karşılığında çalışabilmesi mümkündür.

İster huzur hakkı şeklinde olsun isterse ücret olarak olsun, sermaye şirketleri tarafından ortaklara para veya başka menfaat sağlanması mümkün olup, yapılan ödeme emsallerine göre uygun olmak şartıyla kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmaktadır. Bu şekilde yapılan ödemeler gelir vergisi uygulamasında ücret sayılmakta olup, ödemenin brüt tutarı üzerinden, %15’den başlayıp %35’e kadar yükselen gelir vergisi tarifesi uygulanmak suretiyle gelir vergisi stopajı yapılmaktadır. Tek işyerinden bu şekilde elde edilen söz konusu ücret gelirleri için ayrıca beyanname verilmesine gerek yoktur. Ancak birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi halinde, birden sonraki işverenlerden elde edilen ücret gelirlerinin toplamının 2013 yılı için 26.000 TL’yi aşması halinde ayrıca gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekecektir.

Kâr payı alınması

Ortakların şirketten para çekmesinin ikinci yöntemi, dönem kârının dağıtılması ile mümkündür. Türk Ticaret Kanunu’na göre kâr payı dağıtılabilmesi için, genel kurul kararının kesinleşmesinden sonra veyahut kesinleşmesinden önce;

Dağıtılan kâr payları, kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayıp, Gelir Vergisi Kanunu açısından menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmektedir. Bu şekilde dağıtılan kâr paylarının brüt tutarı üzerinden, %15 oranında gelir vergisi stopajı yapılmaktadır.

Elde edilen kâr payının yarısı vergiden istisna olup, istisna dışında kalan tutarın 2013 yılı için 26.000 TL’yi aşmaması halinde beyanname verilmesine gerek yoktur. Bu tutarı aşan kâr payları ise beyan edilerek, bu tutar üzerinden gelir vergisi tarifesine göre hesaplanan vergiden yapılan stopajın tamamı mahsup edilmek suretiyle bulunan gelir vergisi tutarı ödenecektir. Mahsup edilecek tutarın daha fazla olması halinde ise aradaki fark iade edilecektir.

Borç para alınması

Ortakların şirketten para almasının en son yöntemi, şirketten borç para almalarıdır. Yapılan vergi incelemelerinde, şirketten alınan borç paraların kayıtlara işlenmemek suretiyle şirketin kasasının kayıtlarda yüksek tutarlara ulaşması halinde kasada tutulabilecek makul tutarların üzerindeki tutarlar da, borç para olarak ortağa verildiği kabul edilmek suretiyle işlem yapılmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu’nun 358. maddesinde ortakların şirketten borç para alması sınırlandırılmıştır. Buna göre, pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz.

Vergisel açıdan ortağa verilen borç paraların, emsaline uygun faiz oranları uygulanmak suretiyle faiz hesaplanması gerekmektedir. Bu şekilde hesaplanan faizler hem kurum kazancına tabi olup hem de finansman hizmeti sayıldığından %18 oranında KDV’ye tabi olacaktır.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor