Duran AB Süreci İçin İlerleme Raporu 2013
Geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecimize ilişkin olarak yayınlanan ilerleme raporunu vergilendirme konusunda değerlendirmiş ve “Duran Araç İçin İlerleme Raporu” yazımızla konu hakkında okuyucularımızı bilgilendirmiştik.
Geçtiğimiz aylarda 2013 yılına ait ilerleme raporu yayınlandı.
Duran, hareket etmeyen bir araç veya bir süreç için ilerlemeyi tespit amacıyla değerleme yapıp bunu “İlerleme Raporu” adı altında raporlamak şeklindeki trajikomik durum hala devam ediyor.
Yine de konu ile ilgilenenler açısından vergileme konusundaki değerlendirmeler hakkında kısa bir bilgi sunmak istiyoruz.
AB Katılım sürecinde vergilendirme
16. Fasılda yer alan vergilendirme konusunda 2013 yılına ilişkin tespitler şunlar:
- Katma Değer Vergisinde yapı, istisnalar, indirimli oranlar gibi konularda AB müktesebatına uyum ihtiyacı bulunuyor.
- 2009 Eylem Planı kapsamında 1 Ocak 2013’den geçerli olmak üzere ithal edilen tütün üzerindeki Tütün Fonu %50’ye indirildi.
- Sigara üzerindeki özel tüketim vergisinde değişiklik yapıldı. Ancak AB müktesebatı ile Türk mevzuatı arasındaki farklılıklar devam ediyor.
- Alkollü içecekler konusunda herhangi bir gelişme olmadı. İthal edilen ürünlerdeki yüksek ÖTV oranları devam ediyor. 2009 Eylem Planında üzerinde anlaşma sağlanmıştı ancak hala farklılığın ortadan kalkmadığı gözleniyor.
- Daha önce yapılan operasyonel kapasite ve bilgisayarlaşma, denetim birimlerini tek bir yapıda birleştirilmesi, vergi denetim planlaması ve uygulamasında tutarlılık sağlandı.
- Gelir İdaresi, Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’ndan (EFQM) “Mükemmellikte Kararlılık Belgesi” aldı. (Yeri gelmişken belgenin, şahsımızın Gelir İdaresi Strateji Geliştirme Daire Başkanı olarak projesini AB makamlarında onaylattığımız Gelir İdaresinde Kalite Yönetimine Giriş projesinin kısa vadeli çıktıları arasında olduğunu belirterek, projeyi kararlılıkla sürdüren Gelir İdaresi çalışanlarına tebriklerimizi iletiyoruz.)
Türkiye-AB ilişkilerine geçmişten bir değerlendirme
Bugün için neredeyse durma noktasına gelen AB katılım sürecinin AB ülkelerindeki iç siyasi gelişmelerden etkilendiğini görmek mümkündür. Almanya ve Fransa’nın sürecin gelişmesinde izledikleri politikalar, bugünkü “ilerlememe” sürecinin başlangıcında önemli etkenler olmuştur.
Tarihsel perspektiften bakıldığında bu tür duraklamaların zaman zaman yaşandığı görülmektedir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Fransız Maurice Pernot’ya yaptığı açıklama bugün yaşananlar hakkında bize ciddi bir fikir vermektedir:
“Biz, yabancılara karşı herhangi düşmanca bir fikir beslemediğimiz gibi onlarla samimi münasebetlerde bulunmak arzusundayız. Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin ilerlemesi için de bu yegâne medeniyete iştirak etmek lazımdır. Siyasetimizin, ananelerimizin, menfaatlarımızın bizi fikir ve eğilim itibariyle bir Avrupa Türkiye’si, daha doğrusu Batı’ya yönelmiş bir Türkiye arzu etmeye meylettirmesi olacaktır. Biz daima Doğu’dan Batı’ya doğru yürüdük. Eğer bu son senelerde yolumuzu değiştirdikse, itiraf etmelisiniz ki, bu bizim hatamız değildir. Bizi siz mecbur ettiniz. Vücutlarımız Doğu’da ise fikirlerimiz Batı’ya doğru yönelik kalmıştır. Medeniyete girmek arzu edip de, Batı’ya yönelmemiş millet hangisidir? Eğer yabancı düşmanlığından, o kadar pahalı elde edilen bir bağımsızlığa halel verecek herşeyden nefret mânâsı çıkarılıyorsa, evet bizim yabancı düşmanı olduğumuz söylenebilir.
(Kaynak: Yaşar Nuri Öztürk, Kur’an Penceresinden Kurtuluş Savaşı’na Bir Bakış, Yeni Boyut Yayınları, İstanbul, 2012, s.346,347 - Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1998-2011, 16/148-149)