Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

İmdat TÜRKAY
İmdat TÜRKAY
1627OKUNMA

Birleşmiş Milletler Dünya İnsani Zirvesinin Ardından


Bilindiği üzere, tarihte ilk defa yapılan Birleşmiş Milletler Dünya İnsani Zirvesi (DİZ), Mayıs/2016 ayında İstanbul’da düzenlendi. Dünya İnsani Zirvesine 173 ülkenin katılımıyla 55 devlet ve hükümet başkanı ile 9 bine yakın kişi katıldı. Büyük bir medya mensubunun takip ettiği Zirve, uluslararası medyada geniş yankı bulmuş ve bu katılım düzeyiyle DİZ,  bir kerede en fazla ülkenin katılım sağladığı,  BM merkezi New York dışındaki en büyük Zirve unvanını almıştır. 

1945 Yılından bu yana faaliyetini sürdüren Birleşmiş Milletler Teşkilatı, son yıllarda Afrika, Doğu Asya ve son olarak da Orta Doğuda özellikle de Irak ve Suriye’de yaşanan iç savaşlar sonucunda ortaya çıkan mülteci sorunu karşısında çözüm üretememesi sonucunda masum çocuk ve kadınların göç yollarında ölümlerinin artması nedeniyle, en çok eleştirilen kuruluşlardan biri olmuştur. Birleşmiş Milletlerin fonksiyonunu tam olarak yerine getirip getiremediğini anlayabilmek için biraz rakamlara bakmakta fayda vardır.
Dünya genelinde;

  • Son 10 yılda yardıma muhtaç insan sayısı 2 katına çıkmıştır.
  • Her yıl 100 milyon insan doğal afetlerle karşılaşıyor.
  • 250 milyon kişi ekonomik ve sosyal krizlerden etkileniyor.
  • Savaş ve çatışmalardan etkilenen 60 milyon kişi bir ülke nüfusu olsaydı dünyanın en büyük 24. ülkesi olurdu.

Sadece 2015 yılında;

  • Irak'ta 8,2 milyon kişi insani yardıma muhtaç halde yaşıyor. 
  • Suriye' de 4 milyonu aşkın kişi ülkesini terk etmek zorunda kalırken, 4,8 milyon kişi ise ülkelerinde zor yaşam koşulları altında hayatta kalmaya çalışıyor. 
  • Sudan’da 1,5 milyon kişi yerinden edilmiş durumda.
  • Ukrayna’da ise 5 milyon kişi yardım bekliyor.

Bugün itibariyle;

  • Dünyada 125 milyon kişi insani yardıma muhtaç durumda ve bunların ancak 85 milyonuna BM yardım ulaştırabiliyor. Diğerlerine fon yetersizliği, siyasi sorunlar ve lojistik problemler nedeniyle ulaşamıyor.
  • Dünyada 60 milyon kişi savaş, şiddet ve krizler sebebiyle ülkesinden edilmiş, 38 milyon kişi yurt içinde yerinden edilmiş durumda.
  • Dünya genelinde 21 milyon mülteci ve sığınmacı var.
  • Dünya nüfusunun %43’ü çatışma bölgelerinde yani kırılgan coğrafyada yaşıyor ve bu oranın 2030 yılında %60’a çıkacağı öngörülüyor.
  • Dünyada her yıl 218 milyon insan doğal afetlerden dolayı mağdur olmakta ve bu afetlerin dünya ekonomisine maliyeti ise 300 milyar doları aşmaktadır.

Dünya genelinde böylesine karamsar bir tablonun olduğu, özellikle Suriyeli mülteci krizinin yaşandığı bir dönemde, Birleşmiş Milletler Teşkilatı bünyesinde düzenlenen Dünya İnsani Zirvesi İstanbul’da düzenlendi. Birleşmiş Milletler Teşkilatının kurulduğu 1945 yılından bu yana geçen 70 yıllık sürede ilk defa düzenlenen Zirve, ister doğal afet kaynaklı, ister silahlı çatışmaların sonucu olsun, insan acılarının 2. Dünya Savaşından bu yana en yüksek düzeye ulaştığı bir dönemde düzenlenmiştir.

Son yıllarda Dünyada insani yardıma muhtaç insanların sayısı hızla artarken, insani yardım sistemi de daha etkin müdahale yöntemleri geliştirme ve mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanma mecburiyetiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Dünyadaki savaşları ve barışa yönelik tehditleri önlemek, ülkeler arasında ilişkiler kurmak ve uluslararası ekonomik ve sosyal işbirliğini sağlamak amacıyla kurulan Birleşmiş Milletlerin 193 üye ülkesi bulunmaktadır. BM’nin kurucu üyelerinden olan Ülkemiz ise Teşkilata 24 Ekim 1945 tarihinde üye olmuştur.

Merkezi New York’da bulunan Birleşmiş Milletler teşkilatının ana organları şöyledir; Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Vesayet Konseyi, Uluslararası Adalet Divanı ve BM Sekretaryası’dır. BM’nin Genel Sekreteri ise Ban Ki-Moon’dur. Birleşmiş Milletler Teşkilatının en önemli organlarından olan Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi olan ABD, Çin, İngiltere, Fransa ve Rusya'nın veto hakkı bulunmakta olup; 10 geçici üye ise iki yıllık bir süreç için seçilmektedir. 

Peki, Ülkemiz insani yardım konusunda nerede duruyor ve nasıl bir fonksiyon icra ediyor. Ülkemiz, Dünya genelinde Kızılay, AFAD ve TİKA teşkilatları kanalıyla Birleşmiş Milletler kapsamında insani yardımlarda bulunuyor. Türkiye’nin 2013 yılında Türkiye'nin resmi insani yardım tutarı 1,6 milyar dolar olmuştur. Ayrıca Türkiye'nin sadece Suriyelilere yönelik insani yardımları 10 milyar doları geçmiş bulunmaktadır. GSMH göre dünyada en çok mülteci barındıran ülke Türkiye’dir. Türkiye’de bulunan yaklaşık 3 milyon Suriyeli mülteciler için Türkiye’ye verilen uluslararası destek sadece 455 milyar dolar olmuştur.

Ülkemiz yüzyıllar boyunca kendi ülkelerindeki zulümden kaçan milyonlarca insanı kucaklamış ve ağırlamıştır. BM verilerine göre Türkiye, günümüzde dünyada en çok mülteci barındıran ülke konumundadır. Ayrıca, Türkiye resmi insani yardımının milli gelire oranı dikkate alındığında ise dünyanın “en cömert” donör ülkesidir. Dünya İnsani Zirvesine evsahibi olarak Türkiye’nin seçilmesi uluslararası toplumun takdirinin bir göstergesidir.

Türkiye’nin dış yardımları 2014 yılında %47,3 oranında artışla 6,4 milyar dolara çıkmıştır. Resmi olarak kalkınma yardımları son bir yılda %8,6 kat, 12 yılda 42 kat artmıştır. Bu yardım miktarı ile Türkiye Küresel İnsani Yardım Raporu’na göre Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin ardından, dünyanın 3. büyük donör ülkesi olmuştur. Milli gelir temelinde ise dünyanın "en cömert" donör ülkesidir.

En çok mülteci veren ülkeler ile mülteci sayıları şöyledir; Suriye 4,7 milyon kişi, Afganistan 2,6 milyon kişi, Somali 1,11 milyon kişi, Sudan 666 bin kişi, Kongo 516,8 bin kişi. Mültecilere en çok kucak açan ülkeler ile evsahipliği yaptıkları mülteci sayıları ise şöyledir; Türkiye 2,7 milyon kişi, Pakistan 1,5 milyon kişi, Lübnan 1,17 milyon kişi, İran 982 bin kişi, Etiyopya 700 bin kişi.

Tarihte ilk defa yapılan Dünya İnsani Zirvesinde,  mevcut küresel insani sistemin karşılaştığı sınamalara yönelik çözüm önerileri geliştirilmesi ve ayrıca insani yardım çabalarının geleceğine ilişkin bir gündem oluşturulması amaçlanmıştır. Türkiye, insani alandaki tecrübelerini ve dünyaya örnek teşkil eden uygulamalarını bu vesileyle uluslararası toplumla bir kez daha paylaşma fırsatı bulmuştur.
Küresel insani yardım sistemi, günümüzde artık insani krizlere etkin yanıt veremez hale gelmiştir. Her geçen gün, krizlerin sayısı ve karmaşıklığı, sınırlı kaynaklarla ihtiyaçlar arası uçurum ve insanların ızdırapları artmaktadır. Günümüzde insani krizlerinin %80’i silahlı çatışmalardan kaynaklanmaktadır. Bunun yanında, insani krizlerin büyük çoğunluğu tekrarlayan ve/veya müzmin bir nitelik almıştır. Büyük salgınlar ve mülteci akımlarında görüldüğü üzere krizler ülke sınırlarını aşmaktadır.

İnsani yardım sisteminin acil sınamalar ve meydan okumalarla karşı karşıya bulunduğu bu dönemde, tarihte ilk kez olarak Dünya İnsani Zirvesi düzenlenmiştir. İnsan odaklı diplomasisiyle, komşusu açken tok yatmayı zül gören bir kültürün temsilcisi olarak Türkiye, bir yandan küresel düzeyde nerede ihtiyaç sahibi varsa yardım elini uzatırken, diğer yandan da, 3 milyonu aşkın sığınmacıya kapılarını açmak suretiyle, aşını ve hayatını paylaşmaktadır.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile birlikte Ülkemizin ev sahipliği yaptığı zirvede, Dünya liderleri ilk kez krizden etkilenen kesimlerle bir araya gelmiştir. Umarız, bu zirve ile Birleşmiş Milletler daha aktif olarak mülteci krizine müdahil olur ve Ortadoğu’nun ve Afrika’nın masum çocuklarının hayalleri Akdeniz ve Ege kıyılarına vurmaz.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor